Canlılar Nasıl Var oldu?


İnsan; yokluktan varlık âlemine çıkarılan kâinatın küçük bir noktası bile olmayan dünyanın, çok küçük bir noktası hükmündedir. Bu büyüklük içerisinde çok küçük olan insan, ifade ettiği mana itibarıyla ise çok büyüktür. Cismen küçük fakat öylesine değerlidir ki, her şey onun için yaratılmış, her şey emrine sunulmuştur. Koca kâinat, içindeki her şey onun için ve emrine amadedir.


Böylesine değerli bir varlığın nasıl var olduğu, tarih boyunca merak konusu olmuştur. Bu konuda birçok görüş ileri sürülmüştür.


Mesela:
1864’te ünlü ilim adamı Pasteur (1822-1895), her bir canlının mutlaka kendisine ait bir canlıdan geldiğini, deneylerle kesin olarak ortaya koydu.


O tarihlere kadar Avrupa’da hâkim olan düşünce Aristo’ya dayanıyordu. Aristo (M.Ö. 384-322) canlıların cansız maddelerden doğrudan oluştuğunu iddia etmişti. Bu düşünceye dayanan çeşitli asırlarda birbirine benzer görüşler ortaya konmuştur. Bir kaç örnek vermek gerekirse:


Pare (1517-1590) parazitlerin, ölen insanların bazı salgı ve vücut sıvılarından oluştuğunu ifade etmişti.


Diderot (1713-1784) hayvanların yeryüzünden kristalleştirilerek oluştuğuna inanıyordu.


Van Helmont (1614-1699) farelerin sefil ve ahlaksız insanlardan teşekkül ettiğini ileri sürdü.


Canlı türlerin ve özellikle insanın var oluşu ile ilgili, bunlara benzer daha birçok görüş ileri sürülmüştür. Bunlardan bir tanesini de (1809-1882) tarihleri arasında yaşamış Darwin’e aittir.


Ahmet TULGANER