2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
477
Okunma
Daha çok şiir yazmak istedim ya da böyle olmasını arzuladım. Düz yazı ya da makale tarzı yazmak istemedim bugüne kadar. Belki de kendime güvenemedim, bilemiyorum. Ancak bir şeyler yazmanın zamanı da geldi diye düşünüyorum.
Peki ne yazmalı. Ne yapmalı, ne etmeli. Bir şeye yaramalı en başta herhalde madem buraya bir emek vermek istedik. Hakkını da en azından vermeli. Başlayalım o vakit... Hadi hayırlısı inşaAllah...
İmza... Nedir imza? Sadece bir kaç çizgi parçası mı? Ya da Seni anlatan bir şifre mi? Veya resmi işlemler için uydurduğun bir tür mühür mü? Yahut Sen misin? Farklı cevaplar verilebilir elbette. Mesele cevapta da değil. Ne hissettiğinde. Amacının ne olduğunda muhtemelen.
İnsan belli aşamaları geçince kendini gerçekleştirme ihtiyacı doğar der gelişimciler. Kendini gerçekleştirme ne ola ki? Diyenler olabilir muhtemelen. Yine farklı cevaplar, tanımlar ve kavramsallaştırmalar da ortaya çıkabilir. Lakin bana göre bu dünyaya gelme amacımızı tam olarak anlama, kavrama ve yaşamına aktarma işi diye bir cevap verebilirim. Biraz cafcaflı oldu gibi ancak edebiyat dediğimiz şey tam da bu değil mi?
Yazma, bir şeyleri tarihe nakşetme isteği niye ortaya çıktı ki? Laf olsun diye değil elbette. İnsanın içinden gelen bir şeyle alakalı olsa gerek. Basit bir dürtü değil bu. Hayatta kalma isteğiyle ilgili, tutunma ve unutulmama arzusuyla ilgili bir mesele en çok da. Hayat sahibi olmanın bir sonucu muhtemelen de. İnanan insanlar için İlahi bir açıklaması olan bir mevzu esasen. Kalıcı olma arzusu. Bu dünyanın geçiciliğine rağmen az da olsa, belli bir düzeyde de kalsa kalıcı olma muradı var. Belki çok nefsani bir duygu. Lakin bu dünyaya gelmişken hem hayatı iyi yaşamanın bir gereği hem de hatırlanma arzusunun bir getirisi. İnsan bu dünyaya imzasını atmak ve bu imza ile hatırlanmak istiyor. Ve bu imza insanların lehine ve iyiliğine ise herkes ne ala diyor. Tersini ise kimse düşünmek istemiyor bile. İyi olanın imzası da ve kendisi de makbul yani. İyi ki de öyle. Dünyayı güzelleştiren zaten iyi dediğimiz dünyevi her türlü mahlukun imzası değil midir zaten? Sözün çekiciliği bitmez. Devamı da çoğalır.
Elimizden geldiğince, gönlümüzden geçenleri, zihnimizden dökülenleri buraya işlemek istedik. Hayatın bir anına, belli bir aralığına az da olsa kendince bir katkı sunmak, hayata naçizane bir imza atmak istedik. Dilerim iyi yapmışızdır. Selametle...