Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Kalemin Kelamı
Kalemin Kelamı

BİR GÖNÜL İNSANININ PENCERESİNDEN..*"

Yorum

BİR GÖNÜL İNSANININ PENCERESİNDEN..*"

7

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

632

Okunma

Okuduğunuz yazı 12.4.2023 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
BİR GÖNÜL İNSANININ PENCERESİNDEN..*

BİR GÖNÜL İNSANININ PENCERESİNDEN..*"


"Öldüğümüz dünyaya niye geldik?"

İki büyük savaşla birlikte 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’nı iliklerine kadar hisseden ve dolayısıyla hayatı kapkaranlık görüp de intiharın eşiğine gelen Batı dünyası için Albert Camus’un da içinde olduğu düşünürlerin temel fikriydi bu.

Samiha Ayverdi, çağdaşı olan Batılı düşünürlere soruyu tersinden sorarak cevap verir:

"Madem ki geldik, gitmek neden olmasın?"

Bu dünyaya yalnızca insan olmaya geldik. İnsanı sevmeye, belki bir insanı anlamaya, bir insana dokunmaya geldik.

Ne sadece maddiyat
ne de tamamen maneviyat.
İkisinin dengede tutulduğu bir hayat.

"Bizim batılılaşmaya değil, kendi kalıbımız içerisinde kendimizi yeniden ihya etmeye ihtiyacımız vardı.

Dinin yüce değerleri insanı insan kılar.

Köksüzlük, âlemdeki en derin öksüzlüktür.
Evet belki bir imparatorluk lağvedildi ancak koca bir medeniyet de kaybedildi.

’Efendimsin, cihânda i’tibârım varsa sendendir
Miyân-ı âşıkânda iştihârım varsa sendendir.."

Mutasavvıftır ancak hırkasını yırtıp insanın ve toplumun dertlerine çareler arayan, çözüm için teklifler sunan aksiyoner kimlikle edebiyat kültür ve medeniyet yolunda bir ömürdür Samiha Ayverdi.

Fuat Oskay

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir gönül insanının penceresinden..*" Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir gönül insanının penceresinden..*" yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR GÖNÜL İNSANININ PENCERESİNDEN..*" yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Hamiyet Su Kopartan
Hamiyet Su Kopartan , @hamiyetsukopartan
14.4.2023 00:04:19
Tebrik ederim sayın hocam, hayırlı ramazanlar...
ayşe1
ayşe1, @ayse1
13.4.2023 15:49:05
Kıymetli yazarımız, değerli düşünür, tasavvuf inancına adanmış Samiha Ayverdi Hanım'ın ruhu şad olsun.

Düşünürler, düşüncelerini vaz eder, irdelerler.

Zaman devinir, yeni bakış açıları gelir, bunları bazen güçlendirir, bazen değiştirir, bazen yeniler, bazen de asırlarca korur.

Benim naçizane düşüncem :

Allah'ın yarattığı varlık bir değerdir.
Buna sahip olmak bir lütuftur.

Bunun ne kadar korunup korunamayacağı bir imtihandır.

Seçkin bir yazıydı.

Kutlarım.
Saygılarımla.
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
13.4.2023 13:14:12
Allah rahmet eylesin.
Çok kıymetli söz, düşünce ve davranış sahibi.
Çok saygımla kardeşim.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
13.4.2023 11:52:09
İnsanın zaten yaratılış da bu yaşam , sevgi, var çok güzel bir çalışma okudum kutluyorum
levent taner
levent taner, @leventtaner
13.4.2023 10:01:43
Merhaba kıymetli hocam
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Samiha Ayverdi hanımefendiye rahmet dilerim yüce Allah'tan
Kısa öz bir yazı okudum seçkin kaleminizden
Her harfin kıymet taşıdığı, ziyan edilmediği
Yazı kendi içinde bir sistem
Eskilerin "efradını cami ağyarını mani" dedikleri cinsten
Ne eksik ne fazla misali

Ne ki, bir imparatorluğun lağvedildiği, kaldırıldığı noktasında sizden ayrıldığımı belirtmek isterim
Fizik olarak öyle gibi görünür ama kimyada bu değil bence
01 Kasım 1922 Saltanatın Kaldırılması bağlamında bir takvim yaprağına hasredersek hapsetmiş oluruz konuyu şeklinde düşünüyorum

Osmanlı cihan tarihinin devlerinden, kuşku yok buna
Ancak o da gün oldu zirve döneminden uzaklaştı, fiziki, ruhi, zihni parantezde kayba uğradı, birden olmadı bu elbette, kademe kademe erozyona uğradı

Erozyon süreçlerinin de yekpare bütün ya da homojen bir yapı teşkil ettiği söylenemez tabii ki, met cezir halinde ilerler, on yedi on sekiz ve on dokuzuncu asırlar boyunca zaaflar kadar rehabilitasyon arayışı da karşılar bizleri
Büyük toprak kayıpları, askeri, idari reformlar, isyanlar ve bunların bastırılması süreçleri işin maddi cephesinin parçaları hep

Mesela 19'uncu asır 17 ve 18'den daha müspet çizgide görünür bana, siyasi, kültürel, askeri, idari hamleler artı ve eksileriyle bir zenginlik arz eder
Son on beş yılda orantısız ve hak etmediği bir hızda yitirdiğimiz doğru, bunda sağduyu dışı bir hürriyetçilik cereyanı kadar, orduda siyaset faktörü, Harb-i Umumiye apar topar, kontrolsüz girmemizin rolü muhakkak
Demem şu ki, on dokuzuncu asrın canlılığı, dinamizmi düşünülürse akıl dışı bir sürat ve ivme kazanıyor
Negatif iç ve dış güçler iyi çalışır şüphesiz

Ne ki, imparatorluğun çöküşünü biri uzun vadeli diğeri kısa vadeli bu süreçler manzumesinden bağımsız almamalıyız
Karlofça'dan itibaren birkaç asra yayılan muazzam toprak kayıplarını Lozan'a yıkmamalıyız mesela
Ya da imparatorluğun son iki yüz yıla yayılan çözülüşünü tamamen son on beş yirmi yıla hele ki saltanatın kaldırılmasına mal etmemeliyiz derim

Bir nüfus mevzuu vardır ki, hüzne sevk eder
Yükselme devrinin canlı, dinamik Osmanlı nüfusu duraklama, gerileme, çöküş süreçlerinde neden ve nasıl erir?
1914'de Osmanlı nüfusu otuz milyon, Çarlık Rusya'sı yüz elli milyon
Buna karşın asker sayısı itibariyle Osmanlı ordusu üç milyon, Rusya on iki milyon dolayında
Peki cephelerde kısmi başarılarımız? Bunda askerimizin manevi kuvveti önemli şüphesiz, ordunun iaşesinin içler acısı haline, muazzam mesafelere yayılan yürüyüşlere, teçhizat eksikliklerine rağmen kazanılan başarılar, Türk askerinin moral gücü önemli, elbette Balkan harbinin aksine kumandan muvaffakiyeti payı da yok değil
Şu kadar ki, nüfus barometredir, Osmanlı'nın son asır ve devirlerdeki nüfus parametreleri üzerinden değerlendirmekte gerekir hani

Koca bir medeniyetin kaybedilmesi bahsi de anlık sapmalara yahut yıllara yayılan inkılaplara mal edilmemeli bence, daha derinlerdedir nedenler
Bir kere batılılaşma bizde son iki asır, Tanzimat fermanı, Meşrutiyet dönemi safhaları realite değil mi?
İslam dünyasının da bin yıl önceki Endülüs, Abbasi, Selçuklu ya da beş yüz yıl öncesinin Osmanlı haşmetinden uzaklaştığı o kadar açık ki
Müslüman alemi açıktır ki bilimsel gelişimden birkaç yüz yıldır uzaklaştı
Hani derim ki, Kanuni devrinden Cumhuriyet dönemine geçmedik ki

Cumhuriyet döneminin jakoben laisizm siyasetini ben de sorgularım elbet, eleştiririm de
Amma velakin başta vurguladığınız batı dünyasının halleri bizi de çerçevesine alıyor benim hocam
19'uncu asrın pozitivist ve materyalist cereyanları, 20'inci asrın ilk yarısına yayılan İrrasyonalist, sürrealist cereyanları derken dünya bir keşmekeşin içine yuvarlanmakta, maddeci ve ruhçu ateizm batı dünyasından tüm yeryüzüne doğru dalga dalga yayılmakta hani

Benim üzüldüğüm ne biliyor musunuz? Garip hatta komik gelebilir ama gerçek
20'inci asrın meşhur filozoflarından Wittgenstein'in objektif bir din felsefesi anlayışı ortaya attığı bir ikinci dönemi vardır ki, maalesef takvimsel olarak erken Cumhuriyete yetişemedi, daha sonra temellenir, dünya eğer 19'uncu asrın Vülger maddeciliğini ve 20'inci yüzyılın başlarındaki Freud'cu ateizmini daha erken aşsa, aşabilse bu bize de aynı çizgide sirayet ederdi kanımca

Hiç şüphesiz sizin de arz ettiğiniz dünya savaşları ve ekonomik bunalım parametresini inkârın tuzağına düşmemek kaydıyla

Nihayet hocam
Gün başarınızı tebrik eder
Çalışmalarınızda başarılar dilerim
Selam ve saygılarımla.
Türk Kızı(Emine Sezek Akb
Türk Kızı(Emine Sezek Akb, @turk-kizi-emine-sezek-akbas
13.4.2023 04:30:14
İnsan ne için doğar der Tolstoy Ben ise şöyle derim doğmak var ise ölmek de var bizler insanlığımıza kafi ahirete daim bir süreç de ahiretin güzelliğinden bu dünyaya gönderildiğimiz bir mecburiyetle yaşarız zorunlu ve zaruret ve Yaratıcı bizleri bu dünyada sınamasıda Hayr ve şer insanlık bu kriter tevazüsünü göstermedikçe dünyadaki bozgunculuk çoğalıyor ve terör de insanı aşağılayıcı ve hukuk kurallarını insanlığa layık bir teemmimde görmeyerek insanlığın yok oluşuna teganni ve terennümle zem ediyor ve buna kısaca hoşçakal he bu da nezaket.Yani edebiyat bir yanılma bir soyutlama durumunu bizlere öngörüyor bizlerde bunun çıkılmaz bir halde olduğunu göz önüne seriyoruz durum içeriği hep bir sansür ve ihtiyatsız bir başka sürece bağlanmayı zorluyor.Ne yaparsan yap bir bütünün içerisinde kendini parçalanmış buluyorsun.


Yakup2525
Yakup2525, @yakup2525
13.4.2023 00:36:51
Çümlelerin hepsinde bir mana var
Anlayan için çok okumak var
Ne güzel anlatmışsın insan olmanın
Tek çözümünü. Çok güzel devamına dair saygılar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL