Malumunuz Ayasofya’nın ibadete açılması birilerini çok rahatsız etti. Peki ya neden? Pek çok Avrupa devleti ülkelerinde bulunan kiliseleri Müslümanlara satarken, üstelik Müslümanların kiliseleri camilere çevirmelerine izin verirken nasıl oluyor da Ayasofya’nın aslına dönmesi bu kadar çok ses getiriyor? Sonuçta Avrupa’da yüz kilise camiye çevrildiyse, Ayasofya ile birlikte yüz bir oldu. Ayasofya’nın diğer mabetlerden farkı ne olabilir ki? Amerika, Avrupa, Avrupa Birliği, Rusya, Papa ve şaşırtıcı bir şekilde UNESCO bir zamanlar cami olan Ayasofya’nın aslına dönmesi için atılan hamlelerin ciddi bir şekilde karşısında duruyorlar. Müslüman aleminden sevinç çığlıkları beklenirken Avrupa’dan saldırgan sözler işittik. Belli ki bazılarının zoruna gitmiş Ayasofya’nın aslına rücu etmesi.

Ayasofya’nın tekrar cami olarak işleve başlamasını Hristiyan alemine sorsalar pek çokları bu durumu umursamayacaklardır. Çünkü günümüzde Kudüs için kilometrelerce yol aşan Haçlılar yok. Hristiyanlığın içi boşaltılmış durumda. Hristiyanlık bu yüzyılda teslis inancından öte gitmiş değil. Avrupa’nın saldırgan sözlerinin arkasında dini bir etken olsa da asıl mesele bu değil. Asıl mesele bugüne kadar manda gözüyle bakılan Türkiye’ye söz dinletememeleri. Biz farkında olmasak da Avrupa, Osmanlı’nın ayak seslerini işitiyor. Bu durum da haliyle Avrupa’yı hırçınlaştırıyor. Nitekim birçok Arap ülkesinin bayraklarının çizimleri dahi İngiliz istihbarat subayı Mark Skykes’e aitken, bir de bakıyorlar ki Osmanlı’dan bir varis olan Türkiye yaramazlıklar yapıyor, Avrupa’nın sözünü dinlemiyor. Türkiye ne zaman Avrupa’dan bağımsız bir adım atacak olsa anında darbe olur ve başına bir uşak atanırdı. Ancak Avrupa’nın artık buna da gücü yetmiyor. Erdoğan bütün kiliseleri cami yapsa Avrupa sesini çıkarmaz. Onları rahatsız eden şey Türkiye’nin bağımsız kararlar alıp uygulayabiliyor olabilmesi.

Peki Ayasofya Müslümanlar için neden bu denli mühim? Türkiye’de doksan binden fazla cami varken ne diye ümmet Ayasofya için 86 yıldır gözyaşı döküyor? Sadece ümmet mi? Fatih, Ayasofya’yı cami dışında kullananları lanet etti. Sultan Vahdettin ise İstanbul İşgali esnasında 700 kişilik hususi asker birliğini Ayasofya etrafında mevzilendirip camiye çan takmak isteyenlere ateş emrini verdi. Bu kadarla da kalmayıp Ayasofya’nın etrafına dinamit döşetti ki olası bir çan takma durumunda Ayasofya’yı havaya uçuracaktı. Bütün bunların sebebi Ayasofya’ya Hz. Muhammed’in emaneti olarak bakılması. Rivayet odur ki Hz. Muhammed miraç gecesi cennette Camiü’l-Kübra denilen muhteşem bir makam görür. Hz. Cebrail bu makamın bir benzerinin Kostantiniye şehrinde Sofiya ismiyle anıldığını söyler. Peygamberimize ümmetin bu mabette ibadet edeceğini müjdeler.  Ecdadımız bu yüzden Ayasofya’ya basit bir mabet gözüyle değil, Peygamber emaneti olarak bakmışlardır. Bizler de evlatlarımızı bu şuurla büyütmeliyiz. Ümmetin dört kutsal mabedi vardır. Bunlar Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa ve Ayasofya’dır. Her biri ümmete Allah’ın mirası, Hz. Muhammed’in de emanetidir. İşte bu gözle bakarsak ecdadı anlarız.

Gülşen TOSUN
13.09.2020