0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
455
Okunma

Bir hadise göre,” Müslüman, elinden ve dilinden başkalarının emin olduğu kimse" olmalıdır. Bireyler arasında "güven vermek" güvende olmakla ve barış içinde yaşamakla irtibatlı olacaktır.
Yine bir başka hadiste mü’min kimse, kendisi için sevip istediği bir şeyi (din)kardeşi için de sevip istemedikçe gerçek manada mü’min değildir. Bu da karşımızdaki kişinin her zaman ve her yerde iyiliğini istemek, gerektiğinde empati kurup ona göre davranmak anlamına geliyor.
Herhangi bir kişi gönlünde size yer vermişse eğer, size değer vermiş demektir. Buna sevgi, dostluk denilebilir. Hiç kimse bir başkasını sevmeye mecbur değil. O halde sevgiler ve dostluklar özen gösterilip korunmalıdır.
Bunu yapabiliyor muyuz?
Bir gönüle girebilmek kolay mıdır? Değildir elbet. Bizim de muhatabımıza değer verdiğimizi, onun iyiliğini istediğimizi, bu dostluğa ve muhabbete bağlı kalacağımıza dair güven verebiliyor muyuz? Bireyleri sağlıklı sosyal ilişkiler kurabilen bir toplum güçlüdür. Aile sağlamsa o toplum da sağlamdır.