SOĞUMAYIN, SOĞUTMAYIN!

Efendim, insanların din ve inanç özgürlükleri vardır. Dileyen dilediği gibi inanabilir, inancını yaşamada da özgürdür. Hiç kimse kimsenin inancını kötüleyemez, küçümseyemez, sekteye uğratacak aleyhte davranışta bulunamaz. Ayrıca, dini inanç ve değerleri kişisel istismar malzemesi de yapamaz.
Geçenlerde, dahil olduğum bir özel paylaşım grubunda yazarı beli olmayan, konu itibariyle de eleştiri temeli uzunca bir yazı paylaşıldı; X kişisi “bu nasıl dindarlıktır ki!” diyerek, hayatın özel ve tüzel her anını kapsayan bütün davranışları madde madde sıralayarak “şunları şöyle yapıyorlar ve dinden soğutuyorlar!” diye hiç bir şeyi açıkta bırakmamış! İnanın, böyle birini tanıyor olsanız belki sizde kendisine aynı şeyleri sıralarsınız! O kadar ki, zan altında bırakmadığı kimse kalmamış! Zira, kötü davranışları sıralamak yerine, insanları kategorize etmesinin yanlışlığını ele alma ihtiyacı hissettim.
Yine de belki iyi niyetle yazılmış olabilir kaydını düşmeyi uygun buldum ama, bu tür yazılara genel olarak katılmıyorum! Sebebine gelince; bu tarz yazılar genelde BUYURGAN ve ANLAŞILMAZ BİR FARKLI AMACA YÖNELİK olmaktadır! Genellikle de bu tür yazılarda yazan kişinin adı belli değildir ya da müstear isimdir; bunların aslında bir GENELLEME ile bil’akis insanları DİNDEN SOĞUTMA amacını güttüğünü, kaynağını bilmediğimiz bir merkezden neş’et etmiş olabileceğini düşünüyorum!
Bir eğitimci olarak, böylesine toptancı zihniyetli yazıları okuyup da “Bende de şu, şu, şu kötü davranışlar var! Demek ki onları terk etmeliyim ki insanlar benim yüzümden dinden soğumasın!” diye düşünecek bir insan olabileceğini de düşünemiyorum ayrıca; demek ki bu YÖNTEM bir eğitim ve bir tebliğ yöntemi değilmiş. O zaman geriye sadece DİNDEN SOĞUTMA ve etrafında SUÇLU ARAMA CASUSLUĞU kalır ki bu da zannımca İslâmî bir tarz olmamalı!
“Müslümanlar her türlü davranışına dikkat etmeli, yapacağı her hareketi titizlikle yapmalı, insanları kırıcı, tiksindirici ve ötekileştirici olmamalı!” diyebiliriz.. bu başka bir şey, ve hattâ çok da gerekli bir nasihat ve dostça bir söylemdir. Ama, “Şunlar şunu yapıyor DİNDEN SOĞUTMA OLUYOR! Bunlar böyle yapıyor DİNDEN SOĞUTMA OLUYOR! Ötekiler şöyle diyor DİNDEN SOĞUTMA OLUYOR! Evinde şöyle davranıyor DİNDEN SOĞUTMA OLUYOR! İşinde bunu yapıyor DİNDEN SOĞUTMA OLUYOR!” gibi sonu gelmez ve ANSİKLOPEDİ MADDESİ gibi yaftalamalar kesinlikle doğru değildir ve faydası da yoktur. Hem sonra, neden sürekli “DİNDEN SOĞUTMA!” yaftası ile devamlı Müslümanlar zann altında bırakılıyor da, Müslümanlar savunma mecburiyetinde kalıyor??? Karşı mahalle çok mu temiz? Örneğin, 74 senedir Müslümanların evlerini başlarına yıkan İsrail’i, siyonizmi konu edip de YAHUDİLİKTEN SOĞUDUM! diyen bir yazar-çizer olmadı dünyada! İşte son günlerde daha çok gördüğümüz SAHTE DOKTOR sebebiyle “DOKTORDAN SOĞUDUM! ARTIK HASTANEYE GİTMEYECEĞİM!” diyen, benzeri sürüyle sahte meslek erbabını baz alarak o mesleklerden soğuyan, her türlü çirkefliği işleyen BAZI ZENGİNLER sebebiyle “BEN ARTIK PARADAN SOĞUDUM!” diyen birini duydunuz mu? Öğretmenlik mesleğini çirkin emellerine alet eden sözde öğretmenler sebebiyle "Ben öğretmenlerden ve okullardan soğudum!" diyen birini gördünüz mü? Her insan için özel ve farklı önem arz eden din ve inanç değerinin öyle kolay kolay dış etkenlerden etkilenecek ve çabucak soğuyacak bir durum olmaması gerekir!
Neden ille de DİN? Aslında, din diyerek İSLÂM kastediliyor, bunu çok iyi biliyoruz artık! Dünyada bu “Dinden soğutma LOBİSİNİN” derdi din’le değil İslâm’la!
Hepimiz insanız, hepimiz bu dünyada yaşıyoruz, hepimizin kendine aite dinî inancı ve ahlâkî, ailevî değerleri var, iş, ticaret, ibadet vb sıfat ve davranışlar pek çok insanın sahibi bulunduğu değerlerden.. bunların iyiliği, düzgünlüğü, faydalılığı, toplumsallığı, ahlâkîliği, cemiyet örfü ve düzenine uyumluluğu ne kadar kabule şâyan ise, bu davranışların sahibi olan kişiler de o kadar toplumsal kabûl görürler.. bu sadece dinî değil aynı zamanda psiko-sosyal bir durumdur ve elde edilmesi için bütün kitle iletişim araçlarıyla sürekli YAYGIN HALK EĞİTİMİ yapılması, toplumsal bilincin arttırılması gerekir.
Binâenaleyh, VURUN ABALIYA mantığıyla, toplumsal sonuçlarını düşünmeden bir konuyu dile getirmenin vebali ve sorumluluğu vardır diye düşünüyorum. Özel olarak da, bu yazıma sebep olan, yukarıda da belirttiğim gibi, sürekli suçlayıcı ve yaftalayıcı tavırdaki yazıların sahipleri ZIMNEN lafı “işte şu şu şu KÖTÜ işleri hep ötekiler yapıyor! Biz ise hep doğruları yapıyoruz. Onlar DİNDEN SOĞUTMA yapıyor, biz ise ISINDIRMA YAPIYORUZ!” demeye getiriyorlar ki, bu anlayış temelde bencilliğe ve kibire dayalı sakat ve yanlış bir anlayıştır! Cümleten saygılar sunuyorum.

Murat Kahraman Murâdî
24.12.2022/İstanbul