1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
473
Okunma

Gönül gergefinde dokunmuş hiç bilinmemiş ama çok okunmuş bir harf arıyorum. Her girdiği cümleyi sen yapan, seni cümleye katan, özlü ve süslü kelimelere hükmeden ama silinmeyen bir harf.
Gökyüzünden görülen, yeryüzüne
serilen muhtaçlara verilen birinci el bir harf arıyorum.
Başladığımda bitirebildiğim, bitirdiğimde başlayamadığım. Başı sen olsun, sonu sen... Sen olmadığında ben, ben olmadığımda sen olan, bir harf arıyorum...
Başı dolu, sonu yok, yokluğun sırrı olan, Ledün ilmini bilen, arifleri dize getiren, alimleri peşinden koşturan, bulduğunda coşturan bir harf arıyorum.
Tamamı ilim olan, ilimi Çin’den alan, içini bana açan, her yana aydınlık saçan, bir harf arıyorum.
Dünyayı içine alan, içine dünya sığmayan, her harfine kırk yıl, her yıla kırk köle olunan, bir harf arıyorum.
Öğrendikçe çoğalan, çoğaldıkça öğretilen, öğreteni sen, seni bana öğreten, bir harf arıyorum.
Bulunan ama aranmayan, aranan ama bulunamayan, bazen sesli bazen sessiz...Sesini sessizlere duyuran, açları el âleme duyuran, her öğün onları doyuran bir harf arıyorum
Boşlukları dolduran, dolduğunda boşalmayan, bulanların insanlık namına alacakları, yitik mal tezgahında hazır bulunan, bir harf arıyorum.
Bir harf arıyorum önce gözü doymuşlara uğrayan, sonra aç gözlülerin tamahı AŞ’ı , AŞK’a çevirecek bir harf arıyorum...
Aslında aranan harf değil, pulu üzerinde ki zarf değil, cehalet giyilecek çarşaf değil, sana harfini öğreteni unutmayacağın bir harf arıyorum. Sana harfini öğretenin öpülesi ellerine hayır hayır! ayaklarına ta ayaklarına kadar eğil...
Buldun mu, bulursan...
Selim ADIM