- 564 Okunma
- 5 Yorum
- 6 Beğeni
His Bitti, Yapı Paydos Mu ?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
His bitti, yapı paydos mu? Sen hiç yalnızlığın hafife alındığı hissizler ordusunun arasına düştün mü ?
O hecenin yüklediği en ağır görev; dinleyerek anlamaktı. Bu da inanılmaz sabır ve zaman alırdı.
Hayatına giren insanların:
Varlığını dinlersin, yokluğunu dinlersin,
Gelir dinlersin, gider dinlersin,
Durur dinlersin, koşar dinlersin,
Ağlar dinlersin, güler dinlersin...
Birinin hayatındaki varlığını ya da yokluğunu anlamak için, tek hecelik "var, yok" ağırlığını sırtına yükledikçe yüklersin. Tek heceye dünyanın en yüksek değerini biçersin. Aslında olması gerekeni beklersin.
Eminim ki sen de birilerine bu değeri pek çok kez biçmişsindir. Çünkü her birimizin hayatında "var" gibi yapan çok fazla "yok" var.
Çünkü hepimiz olması gereken değerleri bekleyen ama yapmayan bencilleriz. Bu ne yaman çelişki değil mi?
Olmadığını bile bile hayatımızı sessize alıp "belki küçük bir ses duyarız" diyerek kendimizi kandırdığımız insan sayısında muazzam artış var.
Artık dostluk istisna, adamlık istisna, kadınlık istisna kardeşlik istisna.
Bu liste çok uzun hiç sorma.
"Yok kandırma kendini" gerçekliğine teslim olana kadar kendimizi kandırmaya devam edeceğiz, ta ki uyanıp "yeterince dinledin bu yükü artık sırtından indirip dinlenme vaktidir" diyene kadar.
Var sandığımız yok’larımız için uzatmaları bırakıp hayatımızda "gerçekten" var olduğuna inandığımız insanların değerini iyi bilmek gerekli.
Zaman akıyor, gelen gidiyor, gelecek olan da sırada bekliyor ama kalan da vesselam çok güzel kalıyor.
Varların çoğalması, kalanların çok olması, sizin de varlar ve kalanlardan olmanız dileğimle...
Serpil Çavuşoğlu
Tarih : 23/07/2019
YORUMLAR
Güllerden dinleyelim , kırların öyküsünü
Güneşin inişini , gecenin uykusunu
Yalnızlık umutların , bitirir duygusunu
Bir başına ağlamak , ne gülümsemek yaşam----İbrahim Kurt---- Çok güzel bir yazı okudum bir ilham pınarı kadar akıcı bir dörtlük döküldü dilimden kabul buyurun kutluyorum
Mıknatısın çekim uçları gibi
Farkı ise daha yoğun bir çekim olması sanırım öyle ki
Bir “ var “ birden fazla yokluk ya da diğer tabiri ile negatifleri çekiyor üstüne üstüne geldikçe bu samimiyetsiz birliktelikler herşey üstüne yapışmış gibi nefes alınamaz bir hal alabiliyor
Oysa iki “ var “ ayrı ayrı “ kendi olabilme “ halleriyle Özgül bir ağırlık kesbediyor
Bir diğerine yük olmadığı gibi diğerine daha çok nefes veriyor alan açıyor sanki
C. Bukowski “ kendimi b.K gibi hissediyorum nerde bir sinek var üzerime üşüşüyor “ diyordu belki de böyledir
Yazı kadar uzun bir yorum oldu nerdeyse, bağışlasınlar
Tebrikler sevgi ve saygılarımla