- 370 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
Bin para
Beş para etmez adamların kapladığı alan kadar rahatsız edici bir durum yoktur.Sanki ben kazanıyorum o yiyor hissi kaplar insanı.Nefes alamaz olursun.Derhal ya onu kovmak istersin ya da sen kilometrelerce uzaklaşmak istersin . İçinde bulunduğum ortamın oluşturduğu gerginlikle ter üstüne ter boşalttım.Yüzümün kıpkırmızı kesildiğini ve nefes alamadığımı hissettim.Ben de derhal oradan uzaklaştım.İyi ki uzaklaşmışım.Epeydir bu taktik işe yarıyor.Değersiz insanlara harcadığın değerli vaktin kıymetini sonradan anlıyor insan.
Şimdi , ya kitap okumalıyım ya da bir şeyler yazmalıyım.Neyseki siz dostlarım var da içime bir ferahlık geldi.
Bir dakika dostlar oğlum arıyor da ...
-Efendim oğlum, bindin mi trene, yataklı da mı geliyorsun? Yanında kimler var?
-Öyle mi, üçü de Alman mı?
Dostlar, şimdi oğlumun telefonda söylediklerini size aktarayım.Ama önce oğlumdan bahsedeyim.
Oğlum üniversiteyi Gazi Hukukta okudu.Geçen sene mezun oldu.Şimdi de sınava girip geri geliyor.Son bir senedir altı defa sınava girmek için Ankara’ya gitti geldi.Hiç birini kazanamadı çünkü...
Biletlerin çok pahalı olması sebebiyle hep trenle gidip geldi.Şimdi de öyle yaptı.Doğu ekspresi son zamanlarda çook revaçta. Bayağı bir turizm sektörü haline geldi.Dolayısıyla bol bol zam geldi. Neredeyse ona da artık binemeyecek. Her neyse gelelim bana anlattıklarına.
Şimdi de yataklı kompartmanda geliyor, yanında ise üç Alman genç varmış.Biri Hacettepede tıp okuyormuş diğer ikisi onu ziyarete Türkiyeye gelmişler. Biri doktormuş diğeri bira fabrikasında mühendismiş.Ceplerine bin para (euro) koyup gelmişler. O Para onlara bir ay yetermişte artarmış bile. Beraber Doğu ekspresine binip güzergâhtaki illerle Türkiye’yi sonrasında Gürcistan’ı gezeceklermiş. Bindikleri trende oğlumla iki gündür yolculuk yapıyorlar.
Oğlumun ricası şu;
- Baba arabayla bizi gardan alır mısın? Arkadaşlara Erzurum’u gezdirip sonra da otele yerleştireceğim.Oradan da Artvin otobüsüyle Gürcistan’a geçecekler.
-Seve seve oğlum dedim.
Ev ile gar arası on beş dakikalık mesafe.Trenin Ankara’dan Erzurum’a gelişi yaklaşık yirmi iki saat sürüyor.Gelmesine yarım saat var.
Gara gittim.Biraz bekledikten sonra trenin acı düdüğü ortalığı kapladı.Son zamanlarda tren garı hiç olmadığı kadar kalabalık oluyor.İğne atsanız yere düşmez.Bu gidişle onda da yer bulamayacağız ya hadi neyse. En arka vagonlar genelde yataklı oluyor.Baktım, dört genç sohbet ede ede gülerek geliyorlar.Oğlum, etrafa bakarak onlara bir şeyler anlatmaya çalışıyor.İçten içe çok hoşuma gitti.Oğlum büyümüşte...
Ben de onlara yaklaşıp yarım yamalak ingilizcemle ;
-Welcome to Erzurum dedim.
Kısaca tanıştık ve arabaya bindik. Yüzlerinde garip bir tedirginlik vardı. Önce, Çifte minareli medrese, Yakutiye Medresesi, Ulu cami, Lalapaşa cami, tabyalar v.s. tarihi mekanları gezdirdik. Sonra, onları Etzurum evlerine (yedi sekiz eski Erzurum evinin birleştirilerek otantik restoranta dönüştüğü ) mekana götürdüm. Ayran aşı, lor dolması, çağ kebabı, karışık ızgara, kadayıf dolması ve bir semaver çayı ikram ettik.Biz de bu beş kişilik yemeğe bin para (TL) verdik. Misafirletimize afiyet olsun...
Onlara, otantik ortamda eski Erzurum türküleri eşliğinde kıtlama çay içmeyi öğrettik.Oğlum ileri seviyede ingilizcesiyle onlarla iyi bir iletişim kurdu.Onlar güldüler eğlendiler.
Ben ise sadece kafamı sallıyor arada bir gülümsüyordum.
Çok memnun olmuşlardı.Yüzlerindeki tedirginlik gitmişti.Otel yerine evimize davet ettik ama kabul etmediler.
Artık otel bulma zamanıydı.Dört yıldızlı bir otele gittik.Dört kişilik suit odayı 60 para ( euro) ya tuttular.Bizim paramızla bin para ediyordu. Onlar güle eğlene odalarına çıktılar ve ben düşüncelerim bin par(a)çaya bölünmüş vaziyette oğlumla eve döndük.
YORUMLAR
Balıkesir'den Ankara'ya gelmek için trende yer aradım ful dolu, malesef trende de yer bulmak zor. Maddi duruma gelince ne yazık ki hepimiz aynı durumdayız.
Saygılarımla.
SelimADIM
İbretlik bir yazı benim de komşularım var Almanya dan emekliler 2200 Euro maaş alıp altı ay yedi ay Türkiye de yiyip içip para artırıp kışında Almanya'da yaşıyorlar gül gibi... Bizimkilerde köyüne zor gidiyor. Bu ekonomik kısır döngüyü kırmamız lazım artık. Bir anekdot gurbetçi vatandaşın biri ''Allah hükumetimizden razı olsun euro artıyor bizim de cebimize bol para giriyor.'' diye dua ediyormuş... Durumlar böyle kutlarım içtenlikle...
SelimADIM
Çok teşekkür ederim kıymetli abim...Sayfamıza onur verdiniz.Saygılarımla.
Muhteşem!..Öz yurdumuzda garip olan biziz belirttiğiniz gibi..Okuyup iş bulamayan..Parası değersizleştirilen..Enflasyonla çapsız bir mücadeleye maruz bırakılan..Basiretsiz kimselerin önemli makamları işgal etmesiyle ters yüz olan gençler..İnatlarını bırakmadığı gibi koltuklarına yapışık yaşayan dinozorların demokratik olmayan kararlar ile toplumu uçuruma sürüklemesi..Açık ve net bir yazı ve temaşa edilen manzara..Kaleminiz daim olsun..Sağlıcakla..Saygıyla..