İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
Yasemin YILMAZ
Yasemin YILMAZ

Kadın

Yorum

Kadın

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

539

Okunma

Kadın

Mutfaktan gelen sesle irkilmiştim, yere saçılan cam parçalarını önemsemez öfkeli bir surat, kan çanağı gözler karşısında irkildim. Ne olduğunu sormak artık beni tedirgin ediyordu, bunu bilerek yere eğildim, bir duvar kadar sessizdim, korkuyordum. Kalbim artık göğüs kafesimden çıkmış ve tüm sinirlerim de binlerce kalp varmış gibi titriyordum. Öfkesini yine yüklemiştim duygularıma. Susmak nereye kadar? Susma aşamasından önce kurulan ve ölü doğan bir çocuğu kurtarma çabasında sarfedilen binlerce kelimeden daha güçlü olabilir miydi, aslında bildiğim soruların yanıtları daha çok ağır geliyordu bana. Çocuğumuzu anne ve babasız bırakmamak için yaşadığım kabusu ne kadar taşıyabilirdim? Ailem ve arkadaşlarımla aramda koca bir duvar örmüstüm, ağlamaktan şişen gözlerim, morarmış vücudumu gizlemek daha kolaydı. Bu akşam kurulan kabusu düzeneginde yine duygularım mengeneden geçecek ve ruhuma kadar hirpalanacaktim. Acının rengi yavaş yavaş artırılacak ve bayılıp yigilana kadar acıyı hissesecektim. Titreyerek toparladigim camları çöp kovasına bırakırken ensemde ve sırtımda hissettigim ard arda acıyla yere yigilirken telefonumun ekranında yanıp sönen "annem arıyor" imleciyle hıçkırıklarim odada yankilaniyordu. Ekran hiç sönmeden tekrar eden bir aramaya cevapsız kaldim. Omzundan iterek açmamı isteyen kişi kocamdi. Sadece kocam. Çocuğumun babası diyemeyeceğim bir yaratik. Ağlarken ve acı çekerken canım annemi nasıl yaralayacagimi düşündüm. Yüzümü yıkarken hıçkırıklarima engel olamıyordum. Öyle zordu ki bu tarifsiz duyguyu taşımak. Telefonu elime alırken elim titriyordu "annem, beni aradın Murat’la diğer odadaydik ona masal anlatıyordum" annem ise bana inanmamisti, sesindeki öfke büyüyerek telefonun dışına kadar taşıyordu, "yine seni incitti değil mi yavrum, yine saklayacak misin yüzünü, kırılan parmaklarını?" Ne diyeceğimi bilemiyordum ne kadar hayır desemde anne yüreği her duygudan yüce bir varlık haliyle yavrusunu anlayabiliyordu. Yeter dedi, artık buna son verecek biri gelecek kızım. Ertuğrul daha öfkeliydi. Dışarıda hukuk dersi veren bir akademisyen evinde bir yaratığa dönüşebiliyordu. "Kapat şu telefonu, kahrolası kadın, işe yaramaz bir çöpsun, yemeklerin yenilmez, lezzetsiz. Bir şeye yaramazsın. Ben eve para getiriyorum ben olmasam sen hiçsin. Sense şükredeceğine suratsız bir halde kapıyı açıyor, gulümsemiyorsun. Sonra telefonda ağla. O annen bir daha gelirse tadacagı şey yalnızca acı olur bilmem anlatabildim mi?" dedi. Annem canım annem onun saçının teline dokunabilecek cesaret Ertuğrul’un sonu olurdu. Kendimi geçtim. Ama söz konusi annem...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kadın Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kadın yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kadın yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL