Rıfkı’yla havadan-sudan konuştuk yine.
-Azizim Rıfkı!Köyüyle, memleketiyle bağını koparan İstanbul’u mesken tutmuş.Dün trafiğe takıldım. 15 dakikalık yolu 1 saat 45 dakikada gidebildim. Ne denir buna?
-Sabır sınaması denir.
-Neyse.Her sabah bir telaş ki sorma. Erkenden kalk, hızlı şekilde hazırlan ve yola çık.
-Haliyle çalışmadan ekmek yok.
-Bir lokma bir hırka adama yeter, değil mi aslında??
-Bence "derdi dünya olmayana yeter. "
-Kanaatkar olamıyoruz, diyorsun.
-Yani.Hayal ettiğimiz veya istediğimiz ya da olması gerektiği gibi yaşamaya gayret ediyor insanlar. Senin tercihlerine bağlı.Toplumla ilgili bir tek dilekte bulunan istense ne dersin?
-Şahsen ben toplumda suç oranlarının en az seviyeye inmiş olmasını isterim.
-Ne gerekir bunun için?
-Herkesin yasalara, nizama uyması olabilir mi?
-Yasaları düzenleyenler doğru düşünmeyi biliyorsa olur tabi.
-Yani?
-Hapishanelerimizdeki hırsız ve canilerin sayısını, onlara yapılan masrafı, sağlanan imkanları ve devletin onları ıslah edip edemediğini araştırmak lazım. Birden çok sabıka kaydı bulunanları hapishane durdurabilmiş midir?
-Yasalar ne için düzenlenir?
-Kim bilir? Belki garibanları cezalanmak için. Asla zayıfların haklarını korumak için değil.
"Güncedmden Yapraklar"
...