Medeniyetin varlığının sadece eski dünyada yani Asya, Afrika ve Avrupa’da olduğunu sanıyor ve bu konuda yanılıyoruz. İnsanoğlunun ilk çıkış yeri burasıdır. Bu doğrudur. Ya Afrika veya Ortadoğu merkezlidir. Uygarlıklar burada neşet etmiştir, yazı burada icat edilmiş, tekerlek burada keşfedilmiş, şehirler ve devletler burada kurulmuştur. Ancak bu durum dünyanın başka yerlerinde benzer şeylerin olduğu gerçeğini örtemez.
...

Yeryüzü milyonlarca yıl önce tek parçaydı yani bir bütündü. Kırılmalar ayrılmalar sonradan oldu ve kıtalar oluştu. O dönem dünyada henüz insan diye bir varlık yoktu. İnsanoğlu sonraki süreçte ilk çıkış yerinden başka başka yerlere yayıldı. Mutlaka Amerika’ya da bir geçiş yeri bulundu. İnsanoğlunun bu kıtada varlığı en az on üç on beş bin yıldır hatta bir başka teoriye göre kırk bin yıl öncesine kadar gidebilmektedir.
...

Kıta Colomb’dan binlerce yıl öncesinden keşfedilmiştir. Ne Kristof Kolomb ne de Amerikano Vespucci Amerika’yı ilk keşfedenlerdir. Onlar var olanı sadece tescillemiş ve kayda geçirmişlerdir. Hatta kıtaya medeniyet götürmekten öte mevcut olan yerleşik uygarlıkları yok etmişlerdir. Götürdükleri ateşli silahlarla Maya ve Aztekler’i alt etmiş, tarih sahnesinden silmişlerdir.
...

İnkalar Güney Amerika’da And Dağları’nın bulunduğu bölgelerde hüküm sürmüş, Kral Cuzco Cuzco şehrini inşa etmiş ve bir medeniyet kurmuştur. Aztekler, Mayalar ve Zapotekler Orta Amerika’da Meksika, Honduras ve El Salvador’da uygarlıklar kurmuşlardır. Ancak beyaz insan onları tarih sahnesinden silmiştir, tüm zenginliklerini sömürmüştür.
...

Batı Uygarlığı’nın ne acıdır ki gerçek yüzü budur. Gittiği yere acı, göz yaşı ve ölüm götürmektedir. Yakıp yıkmaktadır. Tüm zenginliklere el koymakta, emperyal emellerine ulaşmaktadırlar.
...

Bugün için de bu insanların düşünceleri değişmemiştir. Değil başka dilden ve dinden olanlara kendisinden olana bile acımamaktadırlar. Tarihe bakıldığında görülür. Kendi aralarında otuz yıl, yüzyıl savaşları yapılmıştır. Birinci ve ikinci cihan harpleri batılı devletler arasında olmuştur.
...

Son gelişmeler bu düşünceyi doğrulamaktadır. Ruslar bu amaca yönelik olarak kendinden saydığı bir toplumun yurdunu işgale kalkışmıştır, karşıtları ise onun karşısında saf tutarak kendi menfaatlerini kollamaktadır. olan mazlum topluma olmaktadır. Onlar aç susuz, evsiz barksız kalmaktadır. Memleketini yurdunu terk edip başka memleketlerde mülteci konumuna düşmektedir.
...

Oysa gerçek bir medeniyette ülkesinde eğitim amaçlı misafir olan öğrencilerin eğitimine engel olunur mu, sanatçılarının konseri iptal edilir mi, yazarının çizerinin eserleri yasaklanır mı, sporcularının müsabakaları durdurulur mu, turisti sınır dışı edilir mi, çalışmak için gelenler işten atılır mı, ambargolarla bütün bir toplum cezalandırılır mı?
...

Batı Uygarlığı meselesi özde değil sözdedir. Hiç bu uygarlığın insanı ve değerleri öne aldığı görülmüş müdür? Kendinden olmayana yakın olmuş, ona el uzatmış mıdır? Hümanistlik sadece laftadır. Gerçek düşünceleri zayıfın üzerine gitmektir, bölüp parçalamaktır, insanları katletmektir, vatanlarından uzaklaştırmaktır, zenginliklerine kurulmaktır.
...

Yakın tarihte çevremizde olanlar bunlardır. Irak’ta, Libya’da, Suriye’de, Mısır ve Tunus’ta olanlar bu düşünceden ibarettir. Oysa gerçek medeniyet insanı inşa eder, şehirleri ihya eder, yoksulluğu bitirir, açları doyurur, çıplakları giyindirir. Varlığı silaha değil insana yatırır. Onu eğitir büyütür, mutluluğunu artırır


Kemal GÜL
06.03.2022