Yaşadığımızı nasıl anlarız, geçmişe dönüp baktığımızda gerçekten hayatı tüm yönleriyle yaşamış mıyız yoksa çoğu şeylerin hiç farkında olmamış mıyız? Hayatımızda bir zaman mekan mefhumu olmuş mu yoksa hiç bunların üzerinde durmamış mıyız?
...

Ömür uzun gibi görünse de, çocukluğa, gençliğe, olgunluğa orta yaşlılığa gidilse de yaşamın farkında olmadığınızı anlıyorsunuz. Ben bu hayattan hiç bir şey anlamadım ki diyorsunuz. Nasıl geçti bir çırpıda bu ömür diyor ve yakınıyorsunuz.
...

Hayatı anlamak biraz insanı, biraz çevreyi, olan biteni anlamak, yakınınızdaki gelişmeleri izlemek, evinizdeki kedinin her seferinde kaçız yavruladığını, köpeğinizin kaç kez tilki kovaladığını, bahçenizdeki zerdalinin çiçek açıp meyve verdiğini izlemenizle ilgilidir. Tüm bunları duyumsamanız, içinizde hissetmeniz gerekir ki, hayat hayat olsun.
...

Ne zaman ki; bahçeme diktiğim zerdali çöğürü önce fidan, sonra ağaç olur ve ben her dönem ona bakar büyütürsem, suyunu gübresini verir dallarını budarsam, gün gün gelişmesini izlersem, renk renk meyve verdiğini görürsem, kokusunu duyumsar, tadını lezzetini alırsam işte o zaman ben hayatın içindeyim, merkezinde tam ortasındayım demektir.
...

Zerdali ağacının gölgesinde oturmamışsanız, yapraklarının solup gün gün kuruduğunu fark etmemişseniz, meyvelerinin kurtlandığını, üzerine karıncaların üşüştüğünü görmemişseniz, hayatı anlamamışsınız, hiç farkında olmamışsınız demektir.



Kemal GÜL
25.02.2022