MENDEBUR SEZEN

Gördüğüm kadarıyla yakın zamanlarda bal dudaklı, tıfıl boylu bir sanatçı bozuntusu Adem Bubama “cahal” demiş. Bu sözü duyar duymaz ruhumda bir irkilme, çocuksu bedenimde bir titreme hissettim. Nasıl olurda bir sanatçı benim bubama cahal diyebilir. Kaldı ki bu milenyum çağında cahallık mı kaldı Sezen. Anasından doğan âlim doğuyor.
Biz dini mübinler yıllar içerisinde neler öğrendik neler.
En başta tefeciliği meşru hale getirdik. Aylıklarımızı ATM’lerden besmeleyle çekiyoruz.
Kumarı devlet tekeline verdik. Hatta bu kumarlardan çatır çatır vergi alıyoruz.
Fuhuşu meşrulaştırdık ve vergiye tabi tuttuk. Zavallı kadınların üzerinden günde kırk erkeğin geçmesine gıkımız bile çıkmıyor.
Elli liralık içkiyi halka iki yüz elli liraya ve beş liralık sigarayı halka yirmi liraya satmayı öğrendik.
Arsalarla nasıl köşe dönülür, daire fiyatlarıyla nasıl vatandaş sömürülür, kiralarla nasıl esnaf düdüklenir hepsini bir bir öğrendik.
“Adalet ve basın nasıl ele geçirilir ve kendi pisliklerimiz nasıl örtülür” bu konularda mastır yaptık.
“Sınavlarda doksan puan alan çocuklar nasıl saf dışı edilir ve elli puan alanlar nasıl atama yapılır” bizim uzmanlık alanımız
“Çiftciler daha ürünü hasat etmeden tarladaki ürünler girdilerle nasıl gasp edilir” tezi bu yüce millete aittir
“Nasıl kriz çıkarılır, nasıl emekli sövüşlenir, nasıl EYT’nin hakkı elinden alınır” bu konularda dünyayı şaşırtacak birikimimiz var.
“Nasıl zam verilir ve zamlar işçinin eline geçmeden nasıl geri alınır, doğalgazla, petrolle ve elektrikle bir memleket nasıl soyulur” bu konularda dahiyane fikirlerimiz vardır.
“Allah, din kitap söylemleriyle vatandaş nasıl kemirilir ve milletin zekâtı, fitresi, sadakası nasıl toplanır ve bu birikimle nasıl imparatorluk kurulur” bunların hepsi bize patentlidir.
Yılar yılı böyle bir birikim edinmiş bir ümmetin bubasına sen nasıl olurda cahal diyebilirsin. Sen din düşmanı mısın, zındık mısın kızım?
Neyse, bu günde pisliklerimizi örtmek için bir günah keçesi bulduk.
ŞÜKÜR