Liberalizm adalet eşitlik özgürlük sloğanıyla neşet etti ama sonraki süreçte çark etti, neoliberalizmle bu söylemleri terk etti, yüz seksen derece yön değiştirdi.
…………………….

Söylemler Fransız Devriminden. Jean Jackues Rousseau, Montesquieu’den. Kapitalizmden öte liberalizmden. Ancak bir süreliğine. Kısa bir zaman aralığına.
……………………..

Günümüzde küresel anlamda bu söylemlerin adı yok. Ne adalet ne özgürlük ne de eşitlik var. Güç var kuvvet var. Kibarından öte kabası ve ceberrutu var.
…………………….

Oysa düşünün bir söylemlerdeki güzelliği. Kim istemez eşit ve özgür olmayı. Bunu adaletle taçlandırmayı.
……………………..

Ancak bilinir ki özgür insan düşünür. Kafasında çok şey üretir. Sonra karşınıza dikilir. Hani adalet hani eşitlik der.
……………………..

Eşitlik eşdeğerler arasında eşitliktir. Herkesin eşitliği ne mümkündür. Böyle bir talep yersizdir. Ancak hak edene hakkının verilmesidir.
…………………….

Adalet olmadan huzur ve mutluluk olmaz. Eşit dağılım olmaz. Herkes emeğinin karşılığınız alamaz. Hak ettiği yere gelemez
……………………..

Adaletin olmadığı yerde homurdanmalar sızlanmalar olur. Ses yükseltmeler, hoşnutsuzluklar, memnuniyetsizlikler olur.

O bakımdan tüm bunlara meydan vermemek adına, huzuru ve sükunu hakim kılmak adına adaletin kestiği parmak acımaz denilerek, adaletin kılıcı keskindir düsturuna uyarak sistemi yerleştirmek ve uygulamak gerekir.


Kemal GÜL
12.01.2022