Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
çetin altungüneş
çetin altungüneş

IŞIĞI YANAN EVLER

Yorum

IŞIĞI YANAN EVLER

1

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

1007

Okunma

IŞIĞI YANAN EVLER

IŞIĞI YANAN EVLER

Bugünkü yazımda bir öyküden söz edeceğim.

Bu yaşanmış gerçek öykü Prf dr. Saffet Solak’a ait.

’’Tıp fakültesini yeni bitirmiştim . pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya’ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim. Gençtim, bekardım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şeyde diyemiyordum. Bir müddet daha geçti; yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan Hacı anneye sıkılarak:



’’Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?’’ dedim. Hacı anne:

’’Evladım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz’’ dedi.

Merak ettim, tekrar sordum:

’’Trenden sizin bir yakınınız mı inecek?

Hacı anne:

’’Hayır evladım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı biri geldiğinde, ’ışığı yanan bir ev’ bulsun diye bekliyoruz.’’

Toplumsal ruhumuzun bir yanını bütün çıplaklığıyla ortaya koyan böyle bir öykünün sonunda sorulan soru, bu deniz feneri gibi ışığını yakıp son trenlerden inip de uçsuz bucaksız bozkırın ortasında sokakta kalacak yabancıları bekleyen evlerin hala kalıp kalmadığıdır.

Bir bardak suyun bile alınır satılır olduğu bu ülkede bu türde sorular sorup durmanın taşıdığı o büyük anlam bir yana ki, bundan daha önemlisi , bizi biz yapan, Türkiye’yi Türkiye yapan, Tanpınar’ın mistik bir biçimde ’’Huzur’’da, ’’Mahur Beste’’de, ’’Saatleri Ayarlama Enstitüsü’’ nde; İrfan Yalçın’ın gerçekçi bir biçimde ’’Fareyi Öldürmek’’te, ’’Genelev’’ de, ya da ’’Pansiyon Huzur’’da, başka yazarlarımızın başka romanlarında elbet başka yönleriyle; Lütfü Akad’ın, Metin Erksan’ın, Halit Refiğ’in filmlerde, şairlerimizin şiirlerde, Nuri İyem’in , Rasin’in resimde araştırıp ortaya koymaya çalıştıkları o ruhtan- ’’O iyi insanlar o güzel atlara binip git’’ mediler,- şu her şeyimizin satılığa çıkarıldığı, topraklarımızın hem altının hem üstünün yağmalanmaya çalışıldığı, dört bir yandan kuşatıldığımız zamanda, geriye ne kaldığıdır. Bunun araştırılması apayrı bir iş ve bugünün sosyal, ekonomik,toplumsal, siyasal, kültürel ve daha bu türlü bir çok yönden çözümlenmesiyle ortaya konulabilecektir.

Benim ise, daha çok roman özgülünde bakmak istediğim yer, bir kara deliğe benzeyen kalbimizdeki-ruhumuzdaki o siyah nokta. ya da Metin Altıok’un şiirine konu ettiği özgün sözcük ile söylersem, ’’Süveyda.’’

Romancılarımızın bunu ne kadar kavrayabildikleri ve kavradıklarının ne kadarını ortaya koyabildiklerine de bir başka yazıda bakalım.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Işığı yanan evler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Işığı yanan evler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
IŞIĞI YANAN EVLER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Fatma Oral
Fatma Oral, @fatmaoral
20.12.2021 18:45:18
Söylenecekleri özgün bir dil ile anlatmış, yaşanılan toplumsal, kültürel erezyonu dile getirmişsiniz. Kaleminize sağlık

Saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL