1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
438
Okunma

Gafletten sıyrılmışım!
Nefsime hükmederim,
Kalbimden ta içimden
Rabbime şükrederim!
Allah’a şükretmek inancımızın bir gereği. Hamdüsena ve şükür öylesine duygudur ki, bu duygu İslam mefkûresinin özünü teşkil eden bir duygudur. Bir kul “ Elhamdülillah ” dediğinde Rabbimiz kereminden o kul için bütün ölçülerin fevkinde sevap yazılır. Bir kul, Alemlerin Yüce Rabbi olan Allah’a hamdüsena ve şükrettiği- de o kulun mükafatı Allah tarafından anında verilir.
Allah’a hamt eden mümin kul şükredince kalbi, gönlü huzur bulu bulur, bir kul nadim olur, yaşamaktan zevk alır. Bir işin başın da ve sonunda Allah isminin bulunursa, o iş hayırla sonuçlanır.
Abdullah Bin Ömer’den rivayet olunan sahih hadise göre, kullar-dan biri: Allah’ın “ Ya Rabbi, sultanlığın alametine, zatının celaline layık olan hamdüsena sana mahsustur.” derse. Melekler bu ibadetin sevabını yazmakta öylesine müşkül duruma düşerler ki, ne yapacaklarını bilemezler.
Onun üzerine Allah’ın huzuruna çıkan melekler: ” Ey bizim Yüce Rabbimiz, bir kul öyle bir şey söyledi ki, onu nasıl değerlendireceğimizi bilemedik. ” Allah’ı Azimüşan meleklere: “ Kulumun söy-lediğini aynen yazınınız! O kulum huzura geldiğinde onun ecrini ben vereceğim buyurur.”
Bizlere sayısız nimetler veren Rabbimize şükretmemiz aslın da hakiki kul olmanın gereğidir. İmanı olan aksini asla düşünemez. Hakka şükreden kulların yolu aydınlıktır. Hak yol insanı vuslata götüren nurlu bir yoludur. Rabbine yönelen, şükrünü eda eden öylesi yüce gönüllü insanlar hem bu dünyada, hem öbür dünyada çok mutlu mesut ve bahtiyar olan insanlardır. Zira bir çok ayetler ve hadisler buna işaret etmektedir.
NAZIM TAŞTAN