- 957 Okunma
- 15 Yorum
- 8 Beğeni
Gitti bizim araba
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Maşallah maşallah, tü tü tüüüü yüz bin kere maşallah, Nazar değmesin güzel gelinimize yeni damadımıza.
Hepimizin yüzünde mutlu bir gülümseme
Neden gülmeyelim ki?..
Oğlumuz yakışıklı boy, pos dalyan gibi. Kızımız, "kara kaş gözleri Elmas" aşkla bakıyor oğlumuzun gözlerine...
Meltem ile Muhammed üniversite de tanışmışlardı.
Matematik bölümünü birlikte okuyup bitirmiş olmalarına rağmen Meltem, öğretmen olarak ataması gerçekleşse de Muhammed, ataması gerçekleşmeyince özel bir sektörde iş bulmuştu...
Dört yıllık bir ilişkinin sonunda mesleklerine, ha kavuştuk, ha kavuşacağız diye bekleyen çiftimiz sonunda
işimizi bulduk artık neyi bekleyeceğiz ailelerimizin iznini alıp bizde kavuşalım, evlenelim demişlerdi...
Bu konuyu aile büyüklerine taşıdılar...
Aileleri tanıştırdılar.
Gittik kızı Allahın emri peygamberin sünneti ile istedik. Onlar da "zaten gençler arasında anlaşıyor bize de
hayırlı olsun demek düşer" dedikten sonra, Allah hayırlı eylesin denildi hep bir ağızdan.
Biz orta şekerli kahvemizi, Muhammed ise tuzlu kahvesini içti yüzünü buruşturarak. O’na afiyet oldu mu?
bilmiyorum ama gözlerinden kırmızı sular akmıştı!
Meltem kikir kikir güldü utangaç haliyle
"Allah daima güldürsün" dedi annesi.
Hep bir ağızdan koro halinde "aminnn" dedik...
"Çok zaman geçmesin! Hemen düğünü yapalım onca sene bekledik" dedi. Tez canlı Oğlumuz Muhammed...
Geldik düğün gününe
Düğün kalabalık ve ihtişamlı oldu güldük, eğlendik.
Yaktık kınamızı salya, sümük bende ağlamadım desem yalan olur.
"Kızın bu gece misafir anneee" dedi Meltem annesine.
Bir kez daha ağladık toplu bir şekilde.
Sonra tabi şakır şakır oynadık.
Az önce kim ağladı belli değil...
Sıra geldi takı merasimine
Muhammed’in sülalesi, çevresi geniş ve zengindi. Yani bizimkiler oluyor o sülale!..
Ama kendileri çok fazla malı, mülkü olan birileri değildiler. Eniştem ile ablam kendi çapında iş güç sahibiydi...
Çok takı takıldı gelin ve damadımıza.
Bende taksam iyi olurdu ama; güç yeteceği yok altının gramına
Gözler üstüm de idi. Damadın teyzesi Sarraf, takar şimdi bir bilezik diye beklediler...
Takmasına takardım da takmadım. Bir yanım gayserili olunca kıyamadım altına ve paraya
Şaka bir tarafa
Dolar taktım.
Ablam dedi."Ne gereği vardı bacımmm zahmet oldu."
Ama tabii sevindi içinden bilmem mi huyunu
Canım ablam, sever parayı pulu hem kim sevmez ki, Değil mi?..
Allah mekânını cennet eylesin, Annem sürekli param yok, param yok der dururdu!
Biz ise essahten yok zannederdik.
Rahmetli olunca arkasından bankada birikmiş bir servet çıktı...
Yaşlıların bilindik huyu işte...
Ablama, her zaman dediğim gibi, "abla bak! Annem öldü koca servet çıktı.
Sen rahmetli olursan eminim ülke bankaları sana çalışmıştır. Sen anasının kızısın! Bâri yerini söyle Allah muhafaza ani bir ölüm olursa bizi mirasla, avukatla uğraştırma!"
"Yok, bacım yok, valla yok olsa neden saklayım" dedi ve güldük...
Hoş muhabbetler döndü düğün sonrası aramızda o gece.
Uzun zamandır hiç bu kadar bir arada olup şakalar yapmamıştık...
Düğün sabahı yeni çiftimiz Balayına gitmek için Hepsimizle vedalaşıp çıktılar yola
"Yolunuz açık olsun, Allah kaza, bela vermesin" dedik baka kaldık arkalarından.
Ablam sarıldı iki damla yaş akıttıktan sonra "gitti oğlum bacım darısı seninkilere" dedi...
Yine toplu bir şekilde aileden geriye kalanlar ile birlikte "Amiiinnnn" dedik...
Bu arada Muhammed’in orta yollu bir arabası vardı. Param yok diyen Ablam, düğün öncesi oğluna destek olmak için almıştı.
Hani öyle Kötü de sayılmazdı. Şimdiki gençlere göre illa son model olmalıydı iyi denilen araba.
Meltem’e "aşkım bu araba ile Balayına gideriz dönüşte takılan takıları bozdurur arabamızın modelini yükseltiriz"
demişti!..
Ya nasip deselerdi iyiymiş
Antalya da güzel bir otelde on gün yediler, içtiler, gezdiler.
Arada bizlerle de fotoğraf paylaştılar onlar mutlu bizde mutlu idik.
Gel gör ki,
Dönüş yolunda arabayı benzinliğe çekmişler, Az dinlenelim daha sonra benzin de alır yola devam ederiz demişler...
Arabayı durdurup markete su almak ve ihtiyaç gidermek için girince,
çıkışta birden bakmışlar ki, araba yok!!
Meltem, yüksek bir sesle
"Muhammed, eyvahhhh! Araba yok!"
"Nasıl yok aşkım"
"Görmüyor musun, arabamız çalınmış"
Muhammed; bas bas bağırıyor.
Etraftaki insanlar koşa koşa gelmiş
"Ne’ oldu toprağım?"
"Abi arabamızı çalmışlar"
"Hemen polisi arayalım"
Polis geliyor.
O çevredeki tüm ekiplere telsizle anons geçiyor.
"Filan plakalı araç çalınmıştır bilginize"
Neyse ki, bir kaç saat sonra arabayı polisler buluyor ve getiriyor...
Muhammed ve Meltem koşarak arabanın yanına geliyor.
İkisi birden ani bir hareketle arabanın torpido gözüne bakıp
tekrar bağırıyorlar feryat, figan!
"Abi arabamız yok, abi arabamız çalındı" diye...
"Polis memuru yav kardeşim bu araba sizin değil mi"?
Bize bildirdiğiniz plakalı araç bu nasıl araba yok! İşte burada" diyor.
Muhammed "yok abi yok!
Torpido gözünde bizim yeni arabanın parası vardı.
Yeni evliyiz düğünde takılan tüm takılar arabanın torpido gözünde idi.
Sadece, teyzemin taktığı dolar kalmış görmemiş hırsızlar keşke onu da alsalardı.
Gitti bizim araba" diye devam ediyor sızlanmaya.
Meltem ise "Muhammed, gitti mi? bizim araba! Altınlarımı buluncaya kadar ben annemde kalacağım bir müddet!..
Sana, altınları, paraları anneme bırakalım demiştim!
Arıyorum annemi"
"kızın bu yılda sende misafir. Elimin kınası kurumadan altınlarım çalındı...
Geliyorum anne!"
"Kaynanama söyleyin oğluna destek olsun."
"Gittiiiiiiii bizim araba!"
YORUMLAR
hüzünlükent
Teşekkür ederim sevgiler olsun
Düğün gerçek ayrılık kurgu ☺ Gitti bizim araba derken araba da yazıda bir solukta aktı gitti 😀 tebrikler güzeldi hüzünlükent sevgi be saygılarımla
hüzünlükent
Teşekkür ederim sevgiler olsun
Tecrube edinmek için bu çok ağır..Güvensizlik had safhada millet gözünün önünden ayırmak istemiyor.Ama gelin görün ki gözden sürmeyi çalanlar mı dersiniz, göz göre göre ihtiyatsız davranıp hırsıza davetiye çıkaranlar mı dersiniz,Neyin ne kadar toplandığını hoparlörle ilan edenler mi dersiniz...Yazı seçkiyi hak etmiş..Kutluyorum..Saygıyla..
hüzünlükent
Teşekkür ederim sevgiler olsun
Araba devrilince yol gösteren çok olur demiş atalarımız.
Ben de öyle yapacağım maalesef.
O kadar takı torpido gözüne nasıl konulur, hiç mi düşünülmez başa bir iş geleceği?
Bilindik bir Nasreddin Hoca hikayesi vardır. Hazır nette bulup aynen aşağıya ekledim:
"Bir gün Hoca'nın eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış.
Birisi :
- Hocam demiş ne diye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki?
Bir başkası :
- Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor? Anlamadım hoca efendi diye konuşmuş.
Bir diğeri de :
- Hoca demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nereden baksan dökülüyor.
Hoca kızmış:
- Yahu demiş, iyi, güzel de kabahatin hepsi benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok?.."
Sahi bu takıları çalan veya çalanların hiç mi kabahatleri yok.
Çok akıcıydı.
Tebrik ediyorum.
hüzünlükent
hocam şimdiki gençler kapadokya da dış çekim yapıyorlar
Hangi ilde olursanız olun kapadokya da resim çekimi yapılıyor farklı manzaralar eşliğinde
Şimdi buradan bu hikayedeki olayı daha açık yazsam hırsızlara yön göstermiş olacağız
Altınlar güvende oluyor belirli kasalar var gittikleri yerler de
Olan dönüş yolunda oluyor
Anlık bir gaflet
Bende örnek olması için kaleme aldım
Gerçek ve kurgu bir arada
Teşekkür ediyorum saygılar ile...
Hikaye ayrı bir güzel, anlatım ayrı... Tam Anadolu insanına yakışan bir anlatım tarzı, kalem kuş olmuş uçmuş yücelere. Kaleminiz gerçekten çok değerli.
"Mal canın yongasıdır" demişler bizden önce yaşayıp gün görenler.
Doğru söylemişler; yine de "cana gelmesin de, mala gelsin" eklemeyi unutmamışlar canın kıymetini bilenler.
Yine de;
Hikayenin sonu çok üzücü olmuş; onca zaman birbirlerini sevmişler, ama bir olumsuzluk karşısında ayakta kalmasını becerememişler. İyi günde kötü günde birbirlerine kale olan eşlerin yerine, çıkarları düşünecek hale geldik maalesef...
Saygılarımla Efendim.
hüzünlükent
Her daim sayfama, yerli yerinde yorumunuzla değer katıyorsunuz
Çok teşekkür ediyorum sonsuz saygılar ile...
Yüreğiniz dert görmesin.
Çok güzel ve sürükleyici bir anlatımdı.
Keyifle okudum okuduk.
Günümün yazısıdır.
Sevgim sizinle.
Daim olsun kaleminiz
hüzünlükent
Sizinde yüreğiniz dert görmesin dilerim
Size de sevgiler olsun
hüzünlükent
Fatura değil (: altınlar çalınınca yine destek olsun diye atar yapıyor 😉
Kaynanama söyleyin destek olsun diyor
Sevgiler olsun sanada
Sonunu tahmin edebiliyordum. Gelinle damattın takı çalma talihsizlikleri birçok olayda duydum.
Haberlerde, birkaç gün önce gurbetten gelen çift memlekete geldik rahatlığıyla Edirne’de arabayı yol kenarına çekip üstüne üslük camları açıp uyumuşlar.
Hırsız önce aracın tekerlerini yırtmış sonra arabanın içinde kadının çantasını kapmış. Hırsız çantayı alırken aralık olan pencereyi elindeki artık her neyse sert şekilde kırdığı için bizimkiler uykudan uyanmış.
Çantayı alıp kaçan hırsızın peşinden arabayı sürmek istemişler. Arabanın lastikleri nakavt tabii ki yakalayamadılar.
Bütün bir yıl biriktirdikleri çalındı.
Çok üzüldüm kadının hüngür hüngür ağlamasına.
O hırsızlıkları edenlere, merhametsizlik dolu sefil insan âlemine bir çift sözüm var.
Ne kadar çalarsanız çalın bilin ki; dünyanın en büyük serveti
sevgiden yoksulsunuz.
Ne diyelim geçmiş ola.
En samimi içten sevgilerle
hüzünlükent
sevgiden yoksulsunuz.
Çok doğru söz
Teşekkür ederim herzaman ki, gibi okunası yorumunuza
Gönül dolusu sevgiler olsun gönlü güzel kaleme 🤍
Allah allah! Sizde kayserilisin değil mi :)) Şaka bir yana, iki türlü üzüldüm... Birincisi ve en önemlisi; İlk kötü günde evlilik yemine inat ayrılma sebebi ki geçici de olsa işte bugünki halimize örnek. İkinci üzüntüm se hırsızlık olayı...
Düşündürücü yazı, çok dersler çıkartmalıyız.
Yüreğinize sağlık. Selam ve saygılarımla...
hüzünlükent
Uzun yıllar dır gayseri de yaşayınca bir nevi ya huyuna ya suyuna çekiyor insan
Teşekkür ederim düğün gerçek olsada ayrılık kurgu üzülmeyin
Sonsuz selamlar
Waaw:)) bayıldım ne hoş bir anlatımdı bu böyle şip şak saniyede okudum
Tabi gençlere üzüldüm ama yazıyı pek sevdim söylemeden edemedim
Yüreğinize emeğinize sağlık sevgilerle
hüzünlükent
ya nasip demek lazım (:
Sevgiler olsun