Turizm sezonu tabiri, bilinç altında seyahat etmemiz gerektiğini çağrıştırıyor. "Tebdil-i mekanda ferahlık vardır" atasözü de etkili bir şekilde seyahati övmüş olmakta. Fakat her nimetin bir külfeti olduğunu da hatırlayıp içimizden bir ses "Dur durduğun yerde, yerinden kalkanı kim bilir kaç bela isabet eder" diyor.

Meşhur seyyah Evliya Çelebi, anlatılan bir menkıbeye göre rüyasında Hz. Muhammed’i görmüştür. O esnada "Şefaat Ya Rasulullah!" demek istemiş, fakat yanlışlıkla "Seyahat Ya Rasulullah" demiştir. Bundan dolayı ömrü gezmekle geçmiştir. Burada şunu hatırlamalıyız:Dua yalnızca Allah’a yapılır. Çünkü duayı yerine getirebilecek olan O’dur.

Seyahatin tanımına bakarsak "kişi ya da nesnelerin uzak yerler arasında gerçekleştirdiği devinimdir.Eğlence, turizm ve tatilin yanı sıra dini, kültürel ve eğitsel amaçlı yolculuklar da yapılabilmektedir." (vikipedi)

Ahmet Haşim’in anlatımıyla seyahat bir ümidin peşinde olmaktır:
"İnsan, hayatının tatsızlığından ve etrafında görüp bıktığı şeylerin alaladeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar.(...)Güneşin battığı yerde, bulutlardan saraylar kurulduğunu, erguvandan kuleler yükseldiğini, ateşten caddeler açıldığını, zümrüt veya yakuttan tavuslar ve horozlar dolaştığını görenler , kendi hayatlarından artık tat almaz olurlar. Ve ufukların arkasında emsalsiz bir dünyanın saklandığını zannederek bu alemin hasretini çekmeye koyulurlar. Bu acı bir vehimdir, vapurdaki seyyah, geniş deniz üzerinde ilerledikçe aynı denizin önünde durmadan uzayıp gittiğini görmekle hayret eder. Cins cins zannettiğimiz insanlar da her yerde birdir ve aynı şeyleri söylerler."(Ahmet Haşim, Bütün Yazıları,sh.105) 05.08.21