Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Rgmzn123
Rgmzn123

OYUNCAK MEVSİMİ

Yorum

OYUNCAK MEVSİMİ

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

318

Okunma

OYUNCAK MEVSİMİ

Akşamdan kalma hayallerle sabahı etmişti yine. Güneş, sanki evin camından onu seyreder gibi sızıyordu içeri. Uykunun mahmurluğu, güneşin ışıltısıyla birleşince gözleri iyice kamaşmış, güçsüz elleriyle ovuşturuyordu yorgun yüzünü. Kalktı kendine geldi, pencereye yaslanarak dışarıyı seyre daldı.

Öyle bir dalış ki bu; sanki çocuk değil, ay sonunu yetiştiremeyen işçiydi. Oğluna harçlık veremeyen baba, akşam yemeği çıkaramayan anneydi. Sanki sıcak bir yuvası olmayan evsiz, bir dostun selamına muhtaç kimsesizdi.

Uzaktan gelen bir sesle bölündü. Annesi dışarıdan işe yardım için çağırıyordu Ramazan’ı. Yaşı 10 olmasına rağmen her işe koşturuyordu. Zira buralarda böyle olmak gerekirdi. Çocukluk sadece yaştan ibaret bir kavramdı. Çeşit çeşit oyuncaklar, bisikletler yoktu buralarda. Ancak o kör olası televizyon yok mu? O kalın camından renkli renkli oyuncakları, akülü arabaları gösteriyordu reklamlarda... Bilmese, hiç görmese üzülmeyecekti ama biliyordu, görüyordu işte. Televizyonun kalın camında gördüklerini, evin ince penceresinde hayal ederek güne başlıyordu. Ne de kötü bir gündü bu.

Utangaçtı, kendini önemsiz hissediyordu. İsteklerini dile getirmeye korkuyor, “hayır” cevabı almanın onu daha çok üzeceğini iyi biliyordu. En azından hayali bile güzeldi. Hayallerinde oynamaya devam ediyordu. Hele ki, akşam karanlığında günün sakinleştiği uyku saatlerinde, üzerinde 3 kişinin yattığı daracık yatakta, uykuya dalmadan hemen önce…

Mevsimlerden yaz…
Hani şu herkesin uğruna takvimlerden gün saydığı, tatil hayallerini süsleyen; Haziran’dan Eylül’e taşan yaz…

10 yaşındaki bir çocuk için neyi ifade edebilirdi ki bu mevsim: 3 ay sürecek tatili mi yoksa şımarık şehirli çocuklar gibi okuldan uzak olmanın sevincini mi? Hayır, hiçbirini… Güneşten önce güne doğan, güneşle birlikte karanlığa çöken bir çocuk için yaz ne kadar anlamlı olabilirdi? Uzak bir türküydü onunki; göğsünde bir hasret gibi büyüyen gurbet, dilinde terennüm edip de duran sessiz bir duaydı.

Günlerden Cumartesi, tarihlerden 15 Haziran… Küçük bir göç gibi çekilmeye başladı şehirlerden gurbetler… Bir bir düşüyordu 34 plaka, 06 plaka araçlar asfalt yollardan, taşlı kır yollara... Garip Anadolu’nun masum köyleri için oldukça şatafatlı bir göçtü bu.

Kalabalıklaşan yalnızlık, gürültüler yığını içinde sessizlik, heyecanlı gözlerin arasında çekingen bir gülümseme… Yaşıtlarının çoğaldığı bugün, köyde farklı bir hava var. O televizyonda izlediği dünya, sıra sıra gözlerinin önüne dizilmişti. Ellerinde farklı oyuncaklarıyla araçlarından inen çocuklar; biraz nazlı biraz da şımarık tavırlarıyla şehirli bir duruş sergiliyorlardı.

Buralarda yalnızca dallarda açan çiçekler; ağızlarda tatlanan kirazlar ya da yeniden doğuşu anlatan yemyeşil çimen kokuları değil; rengarenk oyuncaklar da yazın habercisiydi.

Yerli yersiz bütün hayalleri işgal eden oyuncaklara artık bir o kadar yakın ve bir o kadar da uzaktı artık. Dalındaki kirazı alıp yemek, kırlarda coşan yemyeşil ormanların arasında koşmak gibi de değildi ki… Bu oyuncak bolluğu kimin içindi? Buna cevap veremeyecek kadar çocuk, acısını yaşayacak kadar büyüktü.

Yoksa annesi ve babası onu sevmiyor muydu? Ya da çocuk olmayı hak edecek kadar çocuk değil miydi?

Bazıları çocukluğunu yaşar, geç de olsa büyür; bazılarıysa yaşayamadığı çocukluğunda kalır. Ve o çocuklar için yaz; hayallerin düş kırıklığına dönüştüğü, büyümeyen kalplerde hüznün filizlendiği bir oyuncak mevsimidir.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Oyuncak mevsimi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Oyuncak mevsimi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
OYUNCAK MEVSİMİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
4.6.2021 10:55:03
Beğeni:
1
Okunma:
318
Yorum:
0
BEĞENENLER
SON YAZILARI
POPÜLER YAZILARI
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL