1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
304
Okunma
Ellerinden tutup yürümeye çalışırken,ayağı tökezliyor sözcüklerin.Dikenler batıyor en sivrisinden.Yırtılıyor giysisi,soluyor rengi.
Oysa rengim yeşildir ezeli.Her tonuna sevdamın mührünü çaktığım.
Gözlerindeki hüzün dağlıyor yüreğimi.Bakışları bulanık,acı kokuyor teni.
Kırgın duyguları,yaralı kalbi.
Dilini pelesenklemiş,çözülmüyor.Ben tutmaya çalıştıkça ellerini,çatlamış teninden ürküyor besbelli ki geri çekiyor ellerini.Teninin bakımsızlığı o kadar üzmüyor da gönül kapısının tokmağı pas tutmuş yıllardır.Kırgınlığı tam da bu olsa gerek diyorum zannımca.
Ondandır kendini göstermeyişi, ruhundaki gizemi kelimelere dökmeyişi.
Ne dese yeridir.Ne söylese hak etmişimdir.
Hor gördük,aşağıladık sanki.Rasgele konuştuk, konuşturduk.
GDO’lu ürünlerle yapısını tarumar ettik.
Biz tarumar ettikçe kapattı kendini. İnzivası aylar, yıllar sürdü.
O inzivada iken katmerleşti yaralarımız, kalemsiz kaldıkça boğuldu duygularımız.
İnişe geçmişken yaşım, yazmayı öğreniyorum harf harf. Kelime kelime. Barış sağlama adına her gün ziyaret etmeye çalışıyorum tümcelerimi. Gönüllerini almak, yitik kalmış boyunlarını kaldırmak istiyorum.
Kadrinin, kıymetinin anlaşılmasının hiç ehemmiyeti yok. İyi olmadığını bilerek yazıyorum.Yazdıkça kendimi bulduğuma inanarak. Öyle sıradan, basit de dendiğini bilerek. Ne hissediyorsam ve de ne düşünüyorsam kalemle halleşip dökmeye çalışıyorum alfabemin tınısından.
Zerre kaygısız dans etmeye çalışıyorum harflerin yüreğiyle.
Anlaşılmak değildi gönül dilim, okuyan olur mu olmaz mı ne ehemmiyeti var. Bana güzel insanların kapısını açtı, iki elin parmaklarını geçmeyen. Kalem yürekten olunca, yürek insanları buluşurmuş kalemin etrafında. Halisane samimane.