Ağır kimyon kokusu geliyordu nohuttan. Pişmemiş olması da cabası.
Nohut la Bulgur pilavı karışımı kokusu daha bir ağır oluyordu. Yada bir kaç günlük olması pilavın.
Tarihi geçmiş bir çok şey yemiştim. Dolaba konmamış ve sıcaktan bozulmuş yemekler. En büyük korkumdu ya zehirlenmek. Korkusuzca yemiştim bu intahar gülme.
Yinede acillik olmamıştım o gece. Midem birazcık bozulmuştu ama,
Tamam öyle bakma sesim sizin eve kadar gelmişti. Babam kızmıştı tüm olanlardan habersiz. Anneme daha çok kızmıştı bakkaldan gelen bu pudingleri imha edin derken o görevi ben seve seve üstlenmiştim. Annem o zaman anlamadı sonra kenara çekip bana "ben senin ne yapmaya çalıştığını biliyorum" demişti.
Sırf seninle görüştürmüyor diye beni bir tür şantaj yapmıştım kafamda güya.
-pudingleri anladım ama ya yemekler bunda annenin suçu da var ama

O yemekleri bana kedilere dök diye vermişti. Aşağı sokağa inip pencerenin önüne geçip son bir kez seni izlerken hepsini ağlaya ağlaya yemiştim. Sense herşeyden habersiz uçak yapıyordun sokaktaki çocuklara vermek için. Cömertliğini severdim. Beni severkende cömerttin. Hep açıktın bana karşı. Aklımda hiç bir soru olmazdı senle ilgili. Yada başka şeylerle de, her zaman Bi açıklama yapardın. Yönüm sendin. Diğerleri anlamazdı seni, bilge çocuk, filozof falan derlerdi. Ama biz seninle yıldızları yeniden inceler, kıtaları yeniden krşfederdik. Keşfedilen şeylerin sadece bir kereye mahsus olmadığını bilir, düşünürdük.
Annemin anlamadığı bir şey vardı. Derslerimden senin yüzünden kalacağımı düşünürdü. Ama seninle her yeni şeyler keşfettiğimi anlayamazdı.
Bu başarısız intahar olayımdan da seni sorumlu tutmuştu. Tutturmuştu " seni teyzenlere göndereceğim" diye.
Bilmiyordu aramızdaki mesafenin dünyadaki uzaklıkla bi alakası olmadığını.
Sen içimdeki hikayeydin, şehirdin, şiirdin.
-ama öyle de yapmıştı.
- evet yollamıştı beni, sana orda daha çok yakınlaşmıştım oysa bukez içimdeydin. Her gün sayfalarca yazardım sana. Her yaptığımda yanımda sen vardın. Bir gün inekten Süt sağmıştık seninle bilmezsin. Sonra ağzıma sıçratmıştım yanlışlıkla.
-Bi Süt tadı gelmişti Bi ara ağzıma.
-bir günde güllerin arasında bir tavuk yumurtası bulmuştum, almak için girdiğimde gülün dikenleri batmıştı kollarıma.
-bende diyordum kollarım neden acıyıp duruyor
-bunları sana yazmıştım, mektupları yollamıştım hatta ama bir kere cevap vermemiştin.
-o mektuplar hiç elime geçmedi benim.
-işte bu çok üzücü... Döndüğümde yanında başka bir kız vardı. Çok güzel bir kızdı. Eğleniyordunuz. Sana mahalleden taşınacağımızı söyleyecektim. Durum böyle olunca sessizce uzaklaştım.
-Muhtemelen kuzenimdi o. O yaz bizde kalıyordu. Bende vedalaşmadan gidişine şaşırmıştım. Bu kadar mı küçüktü demiştim aramızdaki şey.
-Hayır hayal edemeyeceğin kadar büyüktü. Bu sebepten sığdıramadılar bizi aynı gökyüzüne.






...