Bugün işyerimin yakınlarında oturan arkadaşım bayram günü çalıştığım için telefonla bayramımı kutlamak ile yetinmemiş, işyerime uğrayarak bayramımı da kutlanmıştı..O ara telefonu da çaldı ve ister istemez bende bu telefon konuşmasına şahit oldum..

__"Hadi bana gel" diyordu arkadaşım, telefonun ucunda ki diğer arkadaşına
"hem kısır da yaparız..."

Telefonun ucundaki öteki arkadaşı ise;

__’"Salçan varmı?" diye soruyor olmalıydı ki cevaben;

,__" Var ama senin memleketten getirdigin salça ile daha güzel olur" diye cevap verdi.

Aldığı cevap sonrasında;

__"İyi o zaman bende de yağ, soğan, baharat, yeşillik var birde gelirken birazda sizin memleketin o ince bulgurundan getirirsin olur mu? diyordu.

Yine aldığı cevaben;

_"Tamam canım bende eve geçeyim o arada namazımı da kılayım evde seni bekliyorum ..Nevin abla’nin dukkanindayım selamı var sana, derken, onun selamını da bana iletetek telefonu kapattı.

Yıllarca alt alta, üst üste oturan..
Varlığıda,
yokluğuda paylaşan birbirlerinin derdine derman olan ,
Birbirlerinin arkasını kollayan
İki can dost kentsel dönüşüm sonucu alt üst oturdukları evlerinden taşınmak zorunda kalmış olsalar da birbirlerinden hiç ayrılmamış her fırsatta birbirinin yanında soluğunu almışlardı.

Ne güzeldir böylesi
dostluk...
Menfaatsiz, beklentisiz, samimi, içten
ve gerçek...

Varlıkta yoklukta birbirinin yüklerini hafifleterek sevgi ve vefa ile kalpten kalbe can bağı köprüsü kurulan sağlam temeller üzerinde
böylesi dostlara sahip olanlar ise ne şanslı..

Zaten dostluk dediğiniz de tamda böyle bir şey değil miydi?

Tabi bu arada bir tabak kısır da bana geldi..
Göz hakkı
dosta ikram misali...

Hepinize böyle samimi içten kıymetini bildiğiniz, kıymet bilindiğiniz ,yanında huzur duyduğunuz vefalı dostlar nasip olsun inşallah...


Dipnot: Bu yazı Pandemi öncesi bir dönem içindir..Lütfen sevdiklerimizi ve sağlık çalışanlarını da düşünerek maske, hijyen, mesafe kuralına uymaya devam edelim.

Nevin Aktekin Gülfirat