ARNAVUT ASIM AMCANIN Gütü


Rahmetli berber Asım Amca, bana baba yadigarı kalan en güzel hatıralarla dolu, çok enteresan bir kişiliktir. Bizim İzmir Üçkuyular’ın ara bir sokağında ,tek koltuklu berber dükkânına öyle yakışır ki ,tıraş öncesi onun sohbetini dinlemek için ,küfürlerini Arnavut aksanı ile yemek için gelirler .O öyle bir kişiliktir ,bir öyle mert ve dünyaya parmak atmış insandır ki ;
“Bre ne gülersiniz be dürzüler .Edep yoktur sizlerde.”
Babamı gördün mü Asım Amca?
“Len, anan gızana gelmiş onu kovalar zahir”
“Yahu Asım amca , o Bostanlı’daki koca araziyi bankaya verip, 450 daire almışsın derler. Doğru mu? Ama öyle olsa bu küçücük yerde ne isin olabilir, değil mi?
“Bre doğrudur ama ben hiç para almam, yeter ki insanlara yardımım olsun, kiralık ev arıyorsan çok ucuz bulursun bende. Muhasebeciye yazdır ismin .”
Ona gerçekten Bostanlı’daki arsası için kat karşılığı olarak 412 daire düşmüştür ve o eski ekmek teknesini ve dostlarını terk edip ,avantajlı hayatına hiç başlamamıştır bile.
” “Bre para nedir? Adam ol, canımı ye. ”
Adam değil de kadın olsa ne olur Asım amca?
”Bre tüh senin kalıbına ,kadınla adamı nasıl bir tutarsın? Onlar bizden değildir bre. Görmez misin onların rengi, dudağı ,elleri bile bize benzemez. Gözleri, şeytan şeytandır. Ya o memeleri? Kasıla kasıla, adamın gözüne sokar gibi yürürler. Bir ,de o popoları değirmen taşı gibi kocamandır. Hiç deme ,o vıcık vıcık şeylerini, çoğununki kokar üstelik.”
Asım amca. Sen hiç evlenmediğine göre, bir kadınla birlikte oldun mu ?
”Sus len ,beni ibne mi sandınız? Oldum elbette. Yani aşk falan değil tabi, parayı bastırıp en güzeli ile olursun .Gerçi ömrüm çok parasız geçti.300SELI altıma çektim ama, ben hiç kullanmadım. Gençken, bu karılar yüzüme bakmazdı ama yaşlanıp ,paralanınca yakışıklılığımı anladılar. Şimdide ben öç alırım onlardan”

En genç parasız müşterililerden birine döner,
“Bacısı güzel! Koş get, köşedeki dönerciden 12 yarım ekmek içi kapta gel”
13 olsun Asım baba.14 olsun .
“Tamam len, sen 20 yap, bulunur birkaç beleşçi daha. ‘’
Asım amca ile çok gülerdik. Ama son günlerde yemek yemez ,su bile içmez olmuştu. Neyim var be Asım usta?
“Kabızım bre, kabız” “Sıçamıyorum belki bir haftadır”
Gitsene doktora ,ilaç al.
“Gittim be bre , gittim”
Artık her dükkana giren soruyordu; tuvalete gittin mi? Başıyla ‘’Iıh’’ gidemedim derdi. Artık yüzü gülmez, fıkra anlatmaz olmuştu. Herkes sayıyordu günleri sanki . Bugün 13gün,bugün 15 gün ,17 oldu. Patlayacak adam yahu. Yok be ,hiç bir şey yemiyor ki.
Artık ona takılan da yoktu. Cenaze evi gibi olmuştu, küçük dükkanı. Oturan da pek olmuyordu, nasılsın diyende. Doktor ne diyor Asım baba?
“Bre dokturunda …”




Bir gün sonra onu yine eski neşesi ve şakacılığı ile görüp sevinmiştik.
” Bre ne yersiniz çocuklar? Kebap yiyelim ne dersiniz? ”
Yahu Asım baba rahatladın mı ?
“Rahatladım bak ne oldu?” ”Bre Hint yağı diye bi yağ içtim ,bir gün iki gün…Doktur dedi ki ;hastaneye gidelim ,ameliyat edeceğim. Dünyada olmaz doktur, daha bu yaşa kadar çizik attırmamışım. Ama o cumartesi günü müthiş bir ağrı ile koştum doktura. Tam kapıdan çıkmıştı…Aman doktur, ben ölüyorum ,diyebildim. Hemen kapıyı tekrar açıp, beni muayene masasına çıkarttı. ”Asım amca düğüne yetişmem şart, hemen sana bir çözüm bulacağım. İyice domal bakalım. Ben domaldıkça, daha domal diyor. Eline bir eldiven takıp o koca orta parmağına sokmaz mı orama. Ben bağırır dururum aman doktur ,kulun kölen oliyim ,ah gütüm, yandım anam o ne biçim parmak doktur? Ege sucuğu yanında ip gibi kalır”
Asım amca düğüne yetişmem lazım üstelik nikah şahidiyim ses etmede hemen bitireyim.
”Ah bre doktur çok acır. Bre ne çevirirsin gütümün içinde kürek kadar parmağınla? Ah gütüm derim be ,bre doktur. Birden, osurukla karışık nasılda sıçarım üstüne doğru. Bütün bokum doktorun yüzünde ,elbisesinde, gömleğinde, kravatında. Gütüm gitti .Gütüm be bre doktur. Doktor arkamdan yanıma dolanıp ;leş gibi üzeri ile , Asım amca senin gütünü sikeyim deyince önce bir şey söylemeden muayene masasına sıçmaya devam ettim .Beni değil doktorun küfretmesi, tam ben domalmışken ,kütür kütür sikmesi bile etkileyemezdi. O elini yüzünü yıkarken, işimi bitirdiğimde yavaşça dönüp baktığımda her yerin bok içinde olduğunu gördüm .Doktor ise ben düğüne nasıl gideceğim diye dövünüp duruyordu ”Te bre doktur, telaşa mahal yoktur. Sen hemen benim 300SEL e bin ,önce doğru Vakko’ya. İki takım elbise gömlek, kravat ,ayakkabı al .Arkasından evine git iyice bir yıkan. Ben temizlikçi kadını gönderip, muayenehaneyi çiçek gibi tertemiz yaptırırım. Muayenehane Pazar günü kapalı olacağı için iki günlük kazancın da zarfın içinde olacaktır.”

Asım amcanın iyileşmesinden çok mutlu olmuştuk artık doktor da tras müşterileri arasındaydı. Bugün döner yiyelim. Yok abi yeni bi yer açılmış Antep lahmacunu yiyelim, yahu sulu yemek yesek daha iyi olmaz mı ?
“Bre dürzüler köşede yeni açılmış söğüşçüye ne dersiniz ? ‘’



E. Yaşar Ovalı 07 .05. 2021