Seni görmek seni duymak seni yaşamak seni hissetmek, varlığını bilmek oldu hayatın anlamı. Güzellik defterlerine ismini yazmaktır yaşamın gayesi. Sana ulaşmaktır hedeflerin en büyüğü ve büyülüsü. Esrarlı bakışlarda seni yakalamaktır bakışların en tatlısında en masumunda en sadesinde. Senin kokundur bilinmeyen uzaklardan gelip tüm kokuları sindiren ve amberleri kıskandıran.
Her yeni doğan güne yeni anlamlar yükleyensin. Her yeni doğan günle yenilenen ve yenileyensin hayatın ince kıvrımlarında nefes almaya çalışan güzelliklere nefes olan. Güneş, su, toprak, kısaca hayatın anlamı ve güzelliğisin. Senin sıcaklığındır güneşleri kıskandıran. Senin güzelliğindir baharları küstüren. Senin sevgideki cömertliğindir toprakta, suda saygı uyandıran.
Bir hayli zaman oldu yazamadım sana biliyorsun. Belki de sitem ettin içten içe. Seni yazmak seni yaşamaktır. Seni yazmak seni solumaktır. Bu nedenledir ki seni yazmanın, yazılacak yazıların en zoru olduğunu söylemişimdir müteaddit defalar. Bir tebessümünde kitaplar dolusu güzellikler sakladığını bilerek seni nasıl kolayca yazabilirim ki? Bahse konu olan sen olunca yazılı ve sözlü ifadeler kifayetsizliğini ortaya koyar.
Yaşama şiirsellik penceresinden bakmanın, dokunmanın hazzını yaşattın bana. Yazmanın, düşünmenin şiirselliğinde ince içli duyguların keyif veren esaretinde yok olmanın yollarını gösterdin belki de farkında olmadan.
Hani çok sevdiğimiz insanları tanımlamak için çırpındığımız anlar olur. Bir türlü duygularımızı tam anlamıyla ifade edecek kelime, kavram ve tamlamaları bulamamanın iç sıkıntısını yaşarız.
Ve sadece ‘şiir gibi’ tanımlamasına sığınırız.
Evet, ‘şiir gibi’sin