Hayatımın romanını yazacağım
Pınar olup deryalar denizlere akacağım
Zayıf,çelimsiz çöp,zolik,huysuz
Bir çocuk olduğumuda anlatacağım

Boğmacaya yakalandığımı
Şifa olarak kır at sütü içirildiğimi
Köyün yamacında çuvallar dolusu kırmızı toprak getirilerek annem tarafından elekten geçirilerek saç içinde ateşte kavrularak mikrobu alındıktan sonra çuval içinde sandıklara konularak pudra niyetine altımın toprakla bezlendiğini de anlatacam

Daha neler anlatacam neler
Duvarları yarıya kadar kalın taş üstü kerpiçle örülü üstü kalın mertek ağaçlarla örtülü sarı toprak saman karışımı üstü toprak evde doğduğumu, fiskiye ve gazlambası ışığında büyüdüğümü
Tezek ısısı ile kaynatılan süt pişirilen un çorbası ile beslendiğimi, anamın kara peştamalı ile, elle dikilen don ve işlik elle örülen yün kazak yine elle örülen yün çorap ,madenci babamın Zonguldak’tan Erzincan gönderdiği üstü parlak içi kırmızı astar trabzan cızlavat lastik ayakabısını giydiğimi annemle tarla biçmeye giderken boz eşşek sırtından yokuş aşağı inerken düştüğümü anlatacam

Anlatacam bebekliğimi çocukluğumu ilk okula iki derslik köy mektebine gittiğimi öğretmenlerimi lavaş ekmek içine tereyağı sürülüp boynuma asılan kara torba içindeki defter kalem beslenmemi kağnı arabasına ekin zamanı dövene binmemi gece yedi yaşında çişe kapı önüne çıktığımda, tilki ile karşılaştığımı
Bir günlük çobanlıkta köyün yamacında ki ormanlıkta kuzularımızı otarırken en güzel sevimli kuzuyu nasıl ,kaşla göz aradında kurda kaptırdığı mı iki gözüm iki çeşme eve geldiğimi o günden bu yana hep kurtlardan nefret ettiğimi

Lise yıllarımı ünüversite sınavına girerken ilk aşkımı daha sonra ki aşklarımı uykusuz geçen gecelerim "edebiyatta ki sevgili ile yaşadıklarımı ve sonu ayrılık ve gözyaşı ile biten aşkımı "daha neler neler anlatacağım kim bilir!!?.