6
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
884
Okunma
DİNLE KÜÇÜK ADAM
Bu yazıyı yazarken sakın ukalalık tasladığımı, kendimi " büyük adam", okuyucuyu da "küçük adam" yerine koyduğumu asla düşünmeyin can dostlarım. Haddime de değil.
Yazımın amacında, kendimde ve okuyucuda bir "" beyin fırtınası"estirmek, düşünceye sevk etmek gayesi vardır.
Hani yazı başlığıma "Dinle küçük adam" dedim ya!
Hemen ön yargıya kapılıp, kılıcı kalkanı kuşanıp saldırıya geçmeyiniz.
Ben de bir başkasına kıyasla, "küçük adam" olabilirim. El elden elbette üstün.
Diyelim ki; elinde bir testi su var, bir de bardak, hadi testideki suyun tamamını bardağa doldur bakalım. Dolduramazsın.
Almaz işte.
Bardağın hacim kapasitesi testiden küçük çünkü.
O testi var ya, o büyük testi, bir başka testiye göre de küçüktür.
Kendi kapasitesinden büyük olanın içindekini alamaz.
Örneğin; ilkokul birinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmen ilk derste cebir, geometri, kimya, fizik dersi vermeye kalksa öğrenci asla öğretmenin bilgilerini aklına sığdıramaz.
Bu yüzdendir ki öğretmenler öğrenciye kademe kademe, basamak basamak öğretir.
Çünkü öğrenci öğretmene göre küçük adamdır.
Beyni küçüktür yani.
Gelişmemiştir.
Zaten biz insanoğlu doğuştan cahil değil miyiz?
Kim anasından herşeyi öğrenmiş olarak doğuyor ki?
Hiç kimse!
Zaman içinde aheste aheste okudukca gelişir insan, hatta bu gelişim bir zaman gelir ki; öğretmenini de geçebilir. IQ değeri çok yüksek olan dahi-mucit Albert Einstein’in beyni öğretmenini geçmiştir ama henüz ilkokul birinci sınıfta iken öğretmenine göre "küçük adam " idi.
Doğru mu?
İnsanoğlunun aklı daima "kendine taraf" olduğu için "küçük beyinli" olduğunu kabullenemez. Buna ben de dahilim. Oysa akıl akıldan üstün. Hatta "akıl yaşta değil, baştadır" derken baştan kasıt beyin kapasitesidir.
Sadece kendi aklını kullanan, başka akılları kullanmayan, fikrinin inatcılığını yapan bir beyin asla gelişmemiştir. Gelişmeye ihtiyacı vardır. Ama "küçük adam " olduğunun farkında değildir. Peki gelişir mi?
Tabiki bal gibi gelişir, bizi de geçer.
Bilim, bilgi, öğrenmek sonsuzluktur. Doğumdan ölüme kadar olan zamana ömür dediğimize göre; bir ömür "hayat okulunda" sürekli okuyoruz.
Şu bir gerçek ki; bu okul asla mezun vermiyor, insanoğlu da bu okulun hem öğrencisi, hem de öğrrtmenidir.
Şu bir gerçek ki; çok çok zeki bir insan "çok akıllı" demek değildir. Çok zeki olmak başka birşey, zekayı akılla yerinde kullanmak başka birşey.
Peki zeka ve akıl ikisi birarada aynı kişide olabilir mi?
Olur elbette.
Örneğin ; Atatürk
Peki bu nasıl olmuştur?
Tabiki okuyarak.
Şavaş cephelerinde bile 4000 kitap okuyan, 13 dil bilen bu dahi önderimiz IQ değeri yüksek zekasını aklı ve fikri ile kullanarak "büyük adam " olmuştur.
Peki Atatürkten daha büyük düşünen var mıydı, vardı, bundan sonra da daha büyük adam çıkar mı çıkar.
Öyleyse "küçük adam" lafına kızmayan kişi büyük adamdır. Kızıyorsa da kendinden büyük adam olmadığı düşüncesine kapılmış olduğu için küçük adamdır.
Öğrenme ve bilimin sonsuzluğunu kabul eden insan sürekli gelişecektir, dününü de beğenmeyecektir. Öğrendikce hiç olduğunun farkına varacaktır.
Küçüğün almadığı büyüğe az gelir mi?
Gelir elbette.
Ben eskiden beni anlamayanlara çok kızıyordum. O kadar anlatmama rağmen neden anlamadığına da hayret ediyordum. Şimdi kızmıyorum.
Neden mi?
Ben anlatmayı bilseydim, kişi anlayacaktı, demek ki eksik olan benim. Aktaramıyorum yani.
Neden aktaramıyorum?
Çünkü ben günlük konuşma hayatında toplamda 160 kelime ile cümle kuruyorum ve söylemek istediğimi bu yüzden anlatmakta aciz kalıyorum.
Peki karşımda; günlük konuşma hayatında 2000 kelime kullanan adamı anlayabir miyim?
Hayır.
Peki , 5000 kelime kullanan insanı 2000 kelime kapasiteli bir kişi anlayabilir mi?
Anlayamaz.
İşte gerek sosyal yaşam içinde ve gerekse aile, arkadaş, okul, iş vb gibi ortak yaşam alanlarında hepimizin tartışmalı ortamı mevcuttur. Bu tartışmaların dozu artıyor mu bazrn.
Evet.
Hatta bazen de nahoş kavgalara dönüşüyor mu?
Evet.
Toplumsal savaşlara dönüşüyor mu?
Elbette.
İşte bu anlaşmazlığın ana nedeni bilgi farkı.
Küçük adamlar genelde kızgın, öfkeli, saldırgan ve fikrinin inatcısıdır. Sürekli at gözlüğü takar ve "setenci beygiri" misali hep aynı yönde döner dururlar. Bir arpa boyu yol gidemezler.
Ne yazk ki;
küçük adamlar çok mutludur.çünkü bilgi fukarası cahiller biat zihniyetli olduğu için kolay örgütlendirilir. Kolay yönetilir. Cahil örgütlendiği zaman ehili yener.
Sokrates; ülke yönetimlerinin "cahil çoğunluğun" eline geçmesi endişesiyle demokrasiye karşı çıkıp, azınlık bile olsa ehillerin yönetmesini istediği için engizisyon mahkemelerince ölümle yargılanmıştır.
Yeryüzündeki tüm huzursuzlukları, insandaki beyin evriminin gelişmemişliğine bağlıyorum.
Okumalıyız.
Okutmalıyız.
Dünyayı; akıl bilim ve, sevgi kurtaracaktır.
Eğitim dedim.
Küçük adam Ozan Figani
Saygılarımla
15.03.2021
İzmir
Yazımı bir şiirimle destrklemek istiyorum.
GELİŞİR İNSAN
Dinleyin dostlarım bir çift sözüm var
Yazıp okudukca gelişir insan
Serelim postları cemde çözüm var
Demde muhabbette, gelişir insan
Kimi zengin doğar, kimisi fakir,
Sararken kundağa nefisler bakir,
Emmeye başlarken, değişir fikir,
Vermeden almaya alışır insan.
Gündüz uyur gece, ağıtlar başlar,
Uykusuz geceler, anneyi haşlar.
Ağarır tan yeri, durulur yaşlar,
Altı pak karnı tok, yılışır insan.
Düşe kalka büyür, önce emekler,
Döş sofradan gelir, öğün yemekler.
Umrunda değildir, kirli temekler,
Mutludur gönlünce, gülüşür insan.
Gelir büluğ çağı, şahlanır kanı,
Habille kabildir, kavganın anı,
Kul mu verdi kula, ruh ile canı?
Kardeşin katline, çalışır insan.
Menfaat kavgası,çamur mayada,
Eşit paylaşmaz da, azı dayada,
Kantarın topunda, hile paya da;
Güya adaletli bölüşür insan.
Davalı davacı herkes haklıdır,
Sütten çıkmış kaşık, nurdan paklıdır
Haklının hakkı, hakda saklıdır,
Mahşeri mizanda, çelişir insan.
Aklı fikre vurmaz, beşer bir sürü,
Arif ol mektebi, irfana yürü,
Ayırt et doğruyu, yanlışı kürü,
İlimle bilimle, buluşur insan.
Böyle gelir geçer,koca bir ömür,
Alnın ak Figani, yüzün se kömür,
Velhasıl mayalar, balçıkla çamur,
Makberi kabrine doluşur insan.
Ozan Figani (Erdem Gümüş)