Evren bir hesap makinesi ve her birimiz orada birer tuşuz.

Hesap makinelerinde olması gerektiği kadar tuş olur.

Evren hesap makinesinde hepimiz gerekliyiz, kimimiz rakam tuşu, kimimiz işlem tuşu, kimimiz eşittir tuşuyuz. Evren hesap makinesi çok büyük olduğundan her bir karınca bile birer tuş, hatta dalından düşenler de dahil her bir yaprak birer tuş. En değerli tuşlar biz insanlarız. Kendimizi değersiz hissedemeyiz. Bu çok saçma olur. Mersedesin kendini değersiz sanması kadar saçma olur. Güneşin kendini mum sanması kadar saçma olur. Yağmurun kendini, suları kesilmekte olan şehir şebekesinin borusundaki son suyu akıtan musluk sanması kadar saçma olur. Kelebeğin kendini ciklet kağıdı sanması kadar saçma olur.

Alternatifi olmayan tuş olduğunu, sınavlarda istediği notu alamayan veya sevdiği bölümü kazanamayan öğrenciler iyi bilmeli, atanamayan öğretmenler veya memurlar iyi bilmeli, kendini boşlukta hisseden anne veya babalar iyi bilmeli, bir türlü mutlu olamayan ergenler iyi bilmeli, ticarette zarar eden esnaflar iyi bilmeli, her şeyi bomboş görmeye yatkın şair veya yazarlar iyi bilmeli. En çok da hiç kimse tarafından sevilmediğini sanıp kendini üzenler iyi bilmeli. O seviyor seni işte. Evren bir hesap makinesi ve sen orada bir tuşsun işte. Ya da makinenin donanımında bir parçasın işte. Bir de siyasetçiler iyi bilmeli. Ama onlar bir tuştan fazlası olmadıklarını bilmeli. Bilmeli ve ben bu hesap makinesiyim ya da bu hesap makinesi benim demekten vaz geçmeli.

Uzatmadan söyleyebilir miyim.

Küçükken hesap makinesinde LEBLEBİ yazmışsınızdır. Rakamların olduğu bir makinede örneğin 3 tuşu olmasa bu sözcük yazılamazdı. Hatırlıyorum da hesap için yapılmış ve ekranı sayılara özel makinede rakamlarla anlamlı bir sözcük yazmak ne keyifliydi. Makineyi ters tutup ne çok bakardım leblebi sözcüğüne😊.

Evren hesap makinesinin sahibi çok zengin ve gelin bir sürpriz yapalım Ona, harika makinesinin ekranına SENİ SEVİYORUZ yazalım. Bu sürpriz için hepimize ihtiyaç var. Dalından düşen yapraklara bile.