1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
337
Okunma
Peynir bizde bir nevi hastalık haline geldi.
Doğrudan hastalık.
Tüm meselemiz peynir oldu.
İşimiz gücümüz.
Sohbetimiz.
Ana mevzumuz.
……………………………..
Hemen her gün konu ondan açılıyor.
Söz sohbet ondan ediliyor.
Adım adım bir yere geliniyor.
……………………………
Zaten güne onunla başlanılıyor.
Her evde.
Her ailede.
O olmaksızın olmuyor.
Kahvaltı yapılamıyor,
Karın doyurulamıyor.
…………………………….
Bizim peynir işi meraktan.
İlgiden.
Fazla alakadan.
…………………………….
Tüm arkadaşlarımız.
Hemen hepimiz.
Peynir düşkünüyüz.
Neredeyse üç öğün tüketen kişileriz.
…………………………….
Aynı tadı aynı aromayı seviyoruz.
Beklemişini,
Yıllanmışını,
Küflenmişini tercih ediyoruz.
Nedense o tattan hoşlanıyoruz.
……………………………
Değişik tatları deniyoruz.
Dili buranı,
Damağı ısıranı,
Deride kaşıntı yapanı,
Alerjiden yatağa düşüreni.
…………………………….
Standart olanları demiyorum.
Onlardan bahsetmiyorum.
Bizimki bütünüyle farklı bir kulvar.
…………………………….
En makbulü,
Tercih edileni deride olanı.
En az üzerinden bir yıl geçeni.
……………………………
Basılmış olacak.
Uzun süre bekletilmiş olacak.
Farklı bir aromaya ulaşmış olacak.
…………………………….
Olmadı bezde olanı.
O olmazsa tenekede,
Bu da bulunamazsa plastikte olanı.
……………………………..
Tercih keçi.
Yoksa koyun.
……………………………..
El yapımı.
Ev basımı.
…………………………….
Yağlı.
Yeteri kadar kuru.
…………………………….
Tattığınızda ağzınızda dağılan,
Damağınızda farklı bir rayiha bırakan.
Kemal GÜL
03.12.2015