"Bardağın dolu tarafı..."
Hayat bana ilk önce bardağın tamamını görmeyi öğretti ama...
Bu sefer bardağın dolu tarafından bakıyorum olaya.

Tüm Dünya’da ve ülkemizde, siyasetçiden, gazeteciye, haber spikerinden, yorumcuya, komşudan haneye... Bildik tanıdık kim varsa 2020 yılına dair lanetler okuyup, dışlıyor ve hatta küfrediyorlar.

Sebep?.. Bu yıl evrensel bir salgın yaşandı... Ölü ve ağır hasta sayısı milyonları geçmiş durumda ve henüz hız kestiği söylenemez.

Bilinen tarihimizde yaşanan salgın hastalıklar, depremler, sel ve çığ felaketleri, yanardağ patlamaları vs. yüzünden ölenlerin, sakat kalanların, yıkım yaşayanların sayısı bilinmiyor. En iyimser bakışla milyara ramak var.

Peki!.. Ya katliam niteliğindeki kazalar (!) ve savaşlar!.. Ki bu kaza(!) ve savaşlarda yok edilen insanlar, topluluklar, silinen kavimler ve hatta milyarlarca hayvan...

Savaşlar insan kaynaklı diyeceksiniz. Sonuçlarına rağmen...

Bildiğim kadarıyla son elli yılda ortaya çıkan hastalıkların neredeyse tamamı insan kaynaklı. Kanser, bağlantılı olarak radyoaktif hastalıklar ve en son Korona virüs ile on dokuz türeyeni de dahil.

Dünya’da her yıl gribal hastalıklar, astım, hava kirliliği, sigara vb. sebeplerle akciğer ve solunum yolları hastalıklarından ölenlerin sayısı, korona virüsten ölenlerin sayısını bir kaç defa katlar nitelikte. Kaldı ki, 1900 yılının başından bu yana yaşanan yaklaşık yüz salgın hastalık, tahmini olarak 110 milyondan fazla insanın ölümüne sebep oldu. Bunlardan kayda değer olanları;

-VEBA: Çin’de ortaya çıkan ve Moğol istilacıların vebalı cesetleri mancınıklarla kuşattıkları kalelere atması sonucu Avrupa’ya yayılan hastalığın sadece bu kıtada 10 yılda 75 milyona yakın can aldığı tahmin ediliyor.
Vebanın dünya genelinde ise 200 milyon insanın ölümüne sebep olduğu düşünülürken Avrupa’da 1700’lere kadar çeşitli dönemlerde veba salgınları yaşandı.
Bunlar arasında en önemlisi ise geçmişte Londra’da 1665 yılında ortaya çıktı. Sadece bir yılda yaklaşık 100 bin can alan hastalık o dönemde Londra nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini yok etti.

-ÇİÇEK: Dünyada vebadan sonra en çok ölüme sebep olan salgın hastalığın ise çiçek hastalığı olduğu tahmin ediliyor. Tarihin çeşitli dönemlerinde Asya ve Avrupa’da yüz binlerce insanın ölümüne neden olan hastalık, 18. yüzyılda Avrupa’da yılda 400 bine yakın can alırken sadece İsveç’te doğan çocukların yüzde 10’unun çiçek hastalığından öldüğü biliniyor.
Dünya genelinde 25 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olduğu düşünülen hastalık aynı zamanda Amerika kıtasının keşfedilmesiyle bu hastalığa bağışıklığı olmayan Kızılderililerin de yok olma sebeplerinin başında geliyor.
Amerika kıtasında Avrupalılarla temas eden Kızılderililerin yüzde 90’ının ölümüne sebep olan çiçek hastalığı, Avustralya’nın keşfedilmesiyle buradaki yerli halkın da başlıca ölüm sebepleri arasında yerini aldı.

-İSPANYOL GRİBİ: Dünya tarihinin en büyük salgınları arasında sayılan İspanyol gribi, 1918-1920 yılları arasında 18 ay boyunca etkisini gösterdi ve Dünya genelinde 500 milyon insanın yakalandığı tahmin edilen hastalık 50 milyona yakın insanın ölümüne sebep oldu. Salgın nedeniyle Fiji Adası’nın yüzde 14’ü iki hafta içinde hayatını kaybetti.

-KOLERA: Tedavisi bugün çok basit olan koleranın da 1817’den bu yana dünya genelinde 1 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olduğu düşünülüyor.
İlk olarak 1817’de Hindistan’da ortaya çıkan hastalık, bugüne kadar 10 dalga yaşasa da ilk 6 dalgada 1 milyona yakın can aldı. Türkiye’de son olarak 1970’lerde can alan hastalık bugün Yemen’de hala ölümlere neden oluyor. Ülkede 2016’da başlayan salgının 3 binden fazla kişinin yaşamına mal olduğu tahmin ediliyor.

-AIDS : Bağışıklık sistemini çökerterek insan vücudunun hastalıklara karşı dirençsiz hale getiren HIV virüsü ve son evresi olan AIDS, ilk olarak 1981’de ABD’nin New York ve California eyaletlerinde ortaya çıktı.
Bugüne kadar yaklaşık 35 milyon kişinin hayatını kaybetmesine neden olan virüsün kan yoluyla, cinsel yolla veya virüs pozitif anneden bebeğe geçtiği biliniyor.
Halen, 2019 itibarıyla dünyada toplam 38 milyon kişinin HIV taşıdığı ifade ediliyor.

-DOMUZ GRİBİ: Dünya’da 200 bin insanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.

-EBOLA: Bugüne kadar farklı dönemlerde ve farklı ülkelerde birçok kez yeniden ortaya çıkan virüsün, 11 bin kişinin ölümüne neden olduğu tahmin ediliyor.
İlk ortaya çıktığı günden bu yana Afrika’da 1400’ün üzerinde can alan virüs yüzde 50 ila 90 oranında ölüme neden olurken kesin bir tedavi ise hala bulunabilmiş değil.
Bu saydıklarım ve fazlasının hepsi farklı zaman dilimlerinde oluşmasına rağmen 2020 yılının suçu ne?..

Nasrettin hoca’ya sormuşlar; kıyamet ne zaman kopacak diye?
-"Ben ölünce!.." demiş.

Gah hanede, gah şehirde, gah ülkede ateş düştüğü yeri yakıyor her zaman. Bu defa korona virüs yüzünden tüm Dünya’da kıyametler koptu, kopuyor. Elbette ki bu salgından kaynaklı kıyametleri yaşayan insanların sayısı azımsanacak gibi değil. Elbette ki her birinin yüreğine ateş düştü. Ve elbette ki onların hiç birini yok saymak değil niyetim.

Amacım ille de muhalefet etmek de değil, ama zaman takvimi içerisinde 2020 yılını, kendi adıma iyi anlamda işaretleyebileceğim özel bir yıl addediyorum... Çünkü; hem Dünya’da hem ülkemizde yaşanan onca sarsıntıya rağmen, çok şükür bu yılı en az hasarla sağlıklı ve ayakta bitirebilmiş olmanın kazancıdır.
Bardağın dolu tarafı...