Kitabın tam ortasından konuşmak konuya direk girmek, eğip bükmemek, lafı uzatmamak, söyleyeceğinizi doğrudan söylemek amlamında kullanılan bir deyimdir. Deyimin söyleyenine yönelik ise; tam adam, delikanlı adam, adam gibi adam; sözünü sakınmayan, lafını esirgemeyen,korkmayan, tırsmayan, hiç bir şeyden çekinmeyen gözü kara kişi yakıştırması yapılır.
...................................................

Kitabın tam ortasından konuşmak iyidir güzeldir de, üstelik söyleyene paye, artı puan kazandırır da ya sonrası. Sonrası sorunlu, arkası pürüzlü biraz. Çünkü burda baya hesapsızlık var, belki de etraflıca düşünmeme, lafın nereye gideceğini görememe, kimlerin zarara uğrayacağını bilememe vardır.
.....................................................

Direk lafa girildiğinde artık telafisi yoktur. Geri dönüşü tamiri yoktur. Bir çuval inciri berbat edebilir ortalığı devirip dökebilirsiniz. Olumluysa kabül ancak olumsuzsa söz; muhatapları tarafından farklı algılanırsa, yanlış yorumlanırsa başka başka sorunlara neden olabilir. Hatta söz dönüp sizi vurabilir.
.....................................................

Vardır toplumda böyleleri. Halktan avamdan, siyasetten, sivil toplumdan, devlet bürokrasisinden. Halktan olursa çok sorun değil fazla mesele yapılmaz. Mazur görülür hoş görülür, söyleyene yakışıyor denilir. Siyasiler bu mevzuda daha dikkatlidirler ama onlar arasında da sözünü direk söyleyenler vardır ancak; telafisinde zorlanırlar. Bazen özür yazır gelir. Sözün kastı aştığı söylenir. Üzerinde durulmaz kapatılır gider. Ancak devlet katından, yani bürokrasiden olduğunda biraz daha sıkıntılıdır. Gerçi onlar bu konuda daha deneyimli ve dikkatlidirler daha az hata yaparlar. Hem kolay kolay konuşmazlar.
..................................................

Belki de; "Dilin kemiği yoktur" ya da "Gırtlak dokuz boğumdur" deyimleri bu mevzu ile ilişkilendirilebilir. Çünkü bu deyimlerden çıkarılabilecek ara anlamlar konuşurken daha itinalı bir dil kullanılmasına yöneliktir.

Kemal GÜL
02.01.2021