Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

EVET, SENSİN SESLENDİĞİM...

Yorum

EVET, SENSİN SESLENDİĞİM...

4

Yorum

5

Beğeni

0,0

Puan

918

Okunma

EVET, SENSİN SESLENDİĞİM...

EVET, SENSİN SESLENDİĞİM...

Düşten bozma olmalıydı gün en çok da büyüyen günbegün, asılı kalası asaletin sönmeyen ferinde emanet ettiğin aşkın kozasında büyüyen bir sihir gibi konduğun…
Donduğun.
Solduğun.
Yerli yersiz hicabın esef yüklü izleğinde gömdüğün dününe hürmeten ellerinle büyüttüğün vicdanın, sol yanın en çok da sağduyuların.
Gölgeler mihenk taşı elbet servetin o sefil gözyaşı.
Ağlayan akasya ağacı şiarı mizacın en çok ucu yanık düşlerin minvalinde büyüyen bir taslak belki yamalı bir tema ve haykıran beynamaz sesini duymazdan geldiğin iblisin ne zamanki şerh düşse evren ne zaman boyunun ölçüsünü aldığın ezelden…
Kürediğin sözcükler bazen kof.
Sevdalı mizacın mı küflü bir duvara işlenmiş el yazısı gibi içinin duvarlarında boyası akan gözlerinde aşkın ve sefil tanrısı özlemin ve elbet hiçliğin tabularını yıkamadığın.
Mizansen ve de sevdalandığın.
Alyuvarları şiirin kanayan hücrelerine tebessüm ektiğin elem yüklü niyazında seni tek duyan ve tek koruyan İlahi Ateşin her kıvılcımında yeniden ve yeniden doğduğun elbet asılı kaldığın illa ki o sırdaş pencere en çok aşka en az sana bazense evrene ve yalnızlığa açılan…
Uyruğu da yok acıların madem hele ki içindeki o t/aşkın matem ve şimdi öperken kalemin ucundan eğrilen sen değilsin belki meyilli olduğun yalnızlığın tapusuna şahit iken sadece Yaratan.
Bir düş meclisiymiş meğer hayatın taslağı en çok ektiğin en çok da sen iken eziyet çektiğin üstelik meziyet bildiğin o kalk borusu.
Şaibeli bir gölge misin?
Asla.
Yalnız mısın katıksız varlığın iken istilaya uğramış?
Ne gam, Tanrım.
Aşkın şahikası bir b/akış mıdır yoksa ve sefil tınısında o mabedinin bir yıldız kadar parlak mısın söyle?
Hiçliğin zemini ve varlığın da emin olduğu.
Ve saymaya başla ve asker adımlarında yalnızlığın şarkıları çivile mevsime: hangi mevsim mi?
Elbet yaşadığını ilan ettiğinken son kozun en çok da közünde yanıp tutuşan iç ses ve şimdi dış sese konuşlan ve kısa kes, sefil iç ses!
Elbet sensin seslendiğim.
Elbet sensiz ezildiğim.
Elbet benim yalnızlığın kırbacı ile daha da şiddetle kamçılarken sözcükleri.
Şah damarımdan yakın ve en çok sevdiğim sonra çoğaldığım sonra azaldığım sonra sustuğum sonra açtığım sonra solduğum…
Defalarca diktiğim o kol düğmelerim.
Asla yamayamadığım heybem ve işte içinden sapır sapır dökülüyor sözcükler ve hala sonlanmıyor bu devasa iç ses.
Nankörsün ve şaibeli ve sefil ama asla azgın değilsin belki de acının azmanı ile eşleştiğim ve kürediğim hayat ve küstüğüm cihan ve tünediğim o dal:
Al işte, kırıldı tam da konduğum yerden düşerken bir el tuttu ve yeniden uçtum olmayan kanatlarıma konan kardı belki kan ama kandım ama kandırmadım ama kanadım ama kanatmadım da ezelden.
Sözcükler cılız.
Sözcükler semirmiş.
Bense emir eri iken iç sesin ve senin hala susmadığın.
İşte hava kapandı güneş çoktan şaşkın ve Aralık sandığımız bir bahar güneşi ile buzların eridiği nihayetinde denizlerin t/aştığı elbet kıyametin de alametifarikası.
Külüstür değildir sözcüklerim.
Şaibeli asla değil.
Suskunluğuma kılıf geçirdim son sekiz yıldır ve işte kalemin zevcesi iken iç ses:
Evet, sensin, seslendiğim; sensin dinmeyen üstüne üstük yağan rahmeti bitimsiz dış sesin o sefil nidaların ve haykırışların açıölçerisin sen, iç ses.
Ve benim iç acılarım senden ibaret bir de bilemediğim bir yolculukken yarınla olan alışverişimde hala da emin değilken hayatı sevip sevmediğime.
Bir ket vuruldu ki içimdeki coşkuya.
Bir de aşkın rehavetine öylesine kapıldım ki.
Hüznüme sadığıma ve hüznüm de bana ve işte arada kaynıyorum, iç ses.
Bir itiraf değil bu.
Bir mektup hiç değil.
Bu, ben değilim ama sen bensin ve işte kördüğüm bir de bir ömür takılı kaldığım o kör nokta.
Nankörüm, evet.
Acımasızım de: en çok kendime ettiğim eziyet ve zulümden ibaret bir taslak olmayı ise meziyet addettiğim.
Sevebileceğimden çok sevdim ve sevilmek filan da olmadı niyazım yeter ki dokunmayın bana yeter ki nefret etmeyi kesin, derken.
Nefsim, ah, sefil nefsim elbet ilk tanışıklığım çocukluğumda saklı belki de sevdiğim ne varsa yemeyi kestiğim ve mum gibi eridiğim derken tüysıklet yaşadığım uzun yıllar.
Nefesime sadığım ve acıma da açlığıma da.
Şimdi ise beni doyuran sensin ve üzen de ve mutlu kılan aslında sen bensin ve ben, sen olmayı reddediyorum an itibari ile.
Köstekli saatim değil her saat başı günde en az iki kere bile doğru saati göstermiyor çünkü akreple yelkovanı sonsuza kadar ayırdım birbirinden.
Ben sefil bir saatim hiçbir zamana denk düşmeyen.
Ben bir nesirim de şiir de.
Şaibeli değil lakin gel-git mizaçlıdır içimdeki tutkulu çocuk ve seni sevmeyi reddediyorum gerisi ise sana kalmış.
Tütmek değil tutmak istiyorum artık elbet hayata bir yerlerinden tutunmak ve özgürce yaşamak.
Kendimi sevmeye başlamışken hem de.
Nesli tükenen varlığım; mesafe kat eden sırdaş yüreğim; suskunluğuma gölge düşüren senken, iç ses…

Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Evet, sensin seslendiğim... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Evet, sensin seslendiğim... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
EVET, SENSİN SESLENDİĞİM... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Aygün Deniz
Aygün Deniz, @aygun-deniz
26.12.2020 12:32:55
10 puan verdi
Yine çok güzel anlamlarla dolu yazıyı ve seni kutlarım Gülümm. Sevgiler...
ŞÜKRÜ ATAY
ŞÜKRÜ ATAY, @sukruatay
26.12.2020 10:54:49
10 puan verdi
Tütmek değil tutmak istiyorum artık elbet hayata bir yerlerinden tutunmak ve özgürce yaşamak.
Kendimi sevmeye başlamışken hem de.
Nesli tükenen varlığım; mesafe kat eden sırdaş yüreğim; suskunluğuma gölge düşüren senken, iç ses…

Bu çok güzel ve anlamlı yazınız için kutluyorum tebrikler.
Saygılarımla.
HASAN ÇAPRAZ
HASAN ÇAPRAZ, @hasancapraz
26.12.2020 04:12:32
10 puan verdi
Belki de hayatın üstüne çaktığımız mutluluk çivileriyle en yükseğe tırmanacağız kim bilir


Bu yeni sözüm çok sevdiğim eserine hediyemdir dost kalem


Herşey güzel kalemince,gönlünce olsun


Birlikte ölümsüz eserlere,,
HASAN ÇAPRAZ
HASAN ÇAPRAZ, @hasancapraz
26.12.2020 04:10:02
10 puan verdi
GÜNÜM ESERİ

Kürediğin sözcükler bazen kof......Harika


GÜNAYDIN
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL