Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Tu
Turan Yalçın

En Genç Yazar (öykü)

Yorum

En Genç Yazar (öykü)

1

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

1068

Okunma

En Genç Yazar (öykü)

GENÇ YAZAR
İş çıkışı uğradığım çay ocağında, başka kurumlarda çalışan arkadaşlarla buluşup 5 çayı içerdik. Hem iş stresi atar hem de arkadaşlarımızı görmenin sevincini yaşardık. Dostluk ne güzeldi. Dostluğun hakikisine sahip olmak her insana nasip olmuyordu.
Üniversitede görevimin yanında yerel gazetede de yazılar yazan bir iktisat profesörüydüm. Güncel ekonomi konularında “gönüllü yazar” olarak kalem oynatmak bana, burada çay ocağında arkadaşlarımı beklerken yaptığım gibi stres attırmasının yanında, bilgimi paylaşma hazzını da veriyordu.
Yazımında olduğu yerel gazetenin ilk sayfasına bakarken, iç sayfalarda yazılar olan yazarların resimli köşe başlıklarını sayfanın en altına koymuşlardı. Köşe yazısı başlıkları olan fotoğrafları dikkatle inceleyince hayretle gördüm ki, 10 kadar köşe yazarından en genç olan bendim. Yaşımı soracak olursanız yaşım ad 55.
Gazetenin ilk sayfasında alt köşede bu trajikomik durumun fotoğrafına bakarken gülümsedim.
Diyeceksiniz ki, bir yerel gazetede ,köşe yazısı olan yazarların köşe başlıklarının ilk sayfada yer almasının neresi trajikomik?
Komik olan şey yok tabii. İldeki en önemli yerel gazetenin yazarlarının hep yaşlı insanlardan oluşması ve gençlerin seslerini yazılar yazarak çıkaramaması, kendini ifade edecek özgüvene sahip olmaması. Komik değil trajikomik. Halbuki gelişen ülkede gençler söz sahibi olan, yerel gazetede köşe yazıları yazan, yerel basına röportajlar vererek kendini ifade eden insanlar olması gerekmez mi?
İşte burası trajikomik.
Bu konuda tartışılır tabii.
Beş çayına beklediğim arkadaşım gecikince bayağı bu konu üzerine düşünmeye başladım. Ülkemizin gençleri kendilerini ifade edemiyor, yazı yazamıyor, röportaj isteklerine olumlu cevap veremiyorlardı. Üniversitede bir iktisat profesörü olarak ne kadar öğrencilerimi kendilerini ifade etmeye teşvik etsem de, gelişimin önemini anlatsam da başarılı olamıyordum. Öğrencilerin yetiştiği ortamdan dolayı Üniversiteye yeterince gelişmiş olarak gelmeyince, bizlerde fazla bir katkı sunamıyorduk. Ancak birkaç tane azimli, gerçekten istekli olan gençlerin gelişimine katkı sağlayabiliyorduk.
Bu konuda iş arkadaşlarımı ve hocaları da teşvik etmeme rağmen öğrenciler istekli olmayınca gelişmeye ve öğrenmeye biz başarılı olamıyorduk. “Muhabbet iki baştan değirmen iki taştan” misali öğrencinin istek ve hevesinin olması çok önemliydi işte.
Bunları düşünürken Maliyede memur olan arkadaş geldi. Hafiften şaka yollu sitem ederek:
-Bu kadar havalanma Rasim, ilin en genç yazarını bu kadar bekletmek ayıp değil mi dedim.
Esmer tenli orta boylu ve oldukça da kilolu olan Rasim’i severdim. Sözünü budaktan esirgemeyen Rasim söylediğime şaşırmıştı. Ama boş epri yapmadığımı da bildiğinden hayretle bana baktı:
Sen nereden gençsin yav, 55 yaşında koca bebeksin Şükrü . Buna mı gençlik diyorsun, dedi.
Gülmeye başladım. O’nun bu dobra çıkışı günün stresini atmama yetmiş de artmıştı bile.
-otur hele bi İrasim efendi , dedim. Çayını ısmarladım. Rasim’in çayını ısmarlayınca neşelenir, çocuklaşır , altta kalmaz ikinci, üçüncü çayları ve puacaları mutlaka o ısmarlardı. O’nun bu tutumu beni memnun eder, O’nu daha çok severdim.
Çayından yudumlarken gazeteyi yavaşça sehpanın önüne koydum. Sayfanın altındaki resimleri gösterdim. Yazarların hepsi benden yaşlıydı ve emekliydi. Çalışan ve genç olan tek ben vardım. Rasim yakın gözlüklerini takarak gösterdiğim fotoğraflara bakarken gülümsedi. Eli ile ayağıma üç kere şaplak patlatarak :
-Yav Şükrü haklısın, sen bunların yanında çocuk kalırsın. Ama emekli insanların çay evlerinde dedikodu edecek yerde gazetede yazı yazması da güzel .Ama ben isterdim ki, bu ilin gençleri de fikirlerini anlatsın, yazılar yazsın. Sen yazıyorsun , öğrencilerini de yazmaya teşvik etsene kardeşim.
Çayımdan bir yudum alıp, bir “off” çektim:
-irasim Kardeşi sen bilmiyor musun, Öğrencilerin gelişimini en çok önemseyen insan benim. Ama öğrenmek istemeyene ben ne yapayım. Ben öğrencilere örnek olmak için yazıyorum. Öğrenci kardeşimiz “ tamam” diyor, sonradan vazgeçiyor. Zorla da kimseyi geliştiremeyiz ki.
Rasim çayından bir yudum daha alırken iri gövdesini biraz kıpırdatarak bana baktı ve :
- Haklısın Şükrücüğüm, dedi meydanı yaşlılara bırakıyorlar. Onlarda senin gibi yaşlanınca, pardon gençleşince yazar, dedi.
Gülmeye başladım. Bu şehrin insanları böyleydi işte. Hayatı pek ciddiye almadan iş ve gelişimle uğraşacak yerde birbiri ile gerekli gereksiz yere uğraşan insanlar. Sözün bittiği yer burasıydı işte. Biraz da bu yönüyle seviyordum bu şehri işte.
Biz çay içerken yanımıza başka kurumda çalışan Ahmet geldi.:
-Benden gizli ne konuşuyorsunuz bakalım? Diye söze girince İrasim:
-Şükrü Gazetede sana da köşe ayıracakmış yazman için, genç yazarlara ihtiyaç varmış Şükrü epey yaşlandı da, dedi.
Gülmeye başladık. Ağlanacak halimize gülüyorduk işte. Konuyu anlatınca Ahmet de bu duruma şaşırdı ve .
Bu memleket böyle n’ aparsınız dostlar, dedi.
Çaylarımızı tazeledik. Havadan sudan konuştuk. Çay evinden ayrılırken yolda düşünmeden edemedim.
“Ellibeş yaşındayım ve 10 yazarlı gazetenin en genç köşe yazarıyım”
Memleketimin özeti. Biraz da bu konu üzerinde siz düşünün. Ben düşündüm düşündüm gene düşündüm halen düşünüyorum da pek anlamıyorum.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
En genç yazar (öykü) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz En genç yazar (öykü) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
En Genç Yazar (öykü) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Onur BİLGE
Onur BİLGE, @onurbilge
2.1.2021 16:52:17
En yaşlısı kaç yaşında? :) ))))
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL