ATEŞ KÜREĞİ
Yusuf Yılmaz
Bugün Pazar. Malum covit 19 bize ayrılan pay kadar gezmemize müsaade ediyor.
Ayaklarım beni sahile doğru çekti. Kıyısına dalgalar vururken deniz, beynimde hoş sedalar uyandırıyordu. Bir iki kuş yosunlarda yayılırken, kayaların üstüne oturmuş bir genç de dalgaların sesini dinlerken gözleri uzaklara dalmış benim yanına yaklaştığımı bile fark etmemişti.
Selam verdim.
-Ne o aşıklar gibi denizi seyrediyorsun.
Çok sade bir şekilde sanki beni tanıyormuş gibi.
-Yo öylesine.
Bir iki hoş beşten sonra yüksek okulda iktisat öğretmen olduğunu söyledi.
-Türkiye ham madde kaynakları bakımından zengin olduğunu fakat emperyalistler tarafından sömürüldüğünü, sanayinin zirvesine ulaşmış milletlerin kaynaklarının tükendiğini ,eski hantal teknolojilerin bir zaman sonra bir işe yaramayacağını, bizim bu bakımdan avantajlı olduğumuzu, en yeni teknolojiyi kurarsak daha iyi bir üretim yapabileceğimizi Japonya’yı da örnek vererek ifade edince…
-Japonya’nın tamamıyla Amerikan emperyalizmin etkisinde kaldığını, ordusunun dahi olmadığını, kültürlerini kaybettiklerini her şeyin disipline bağlı olmadığını,
Türkiye’nin son zamanlarda çok ileri gittiğini, ileride daha iyi olacağını söyledi.
Araştırma yapmak, ilim yapmak için başka ülkelere gitmeye gerek yok. Her şey Türkiye’de yeteri kadar var.
Sen bakma söylenen olumsuz şeylere. Güzel gelişmeler var. Türkiye kabına sığmıyor artık.
O böyle söyleyince doğrusu moral buldum.
Tam da benim arzu ettiğim şeyleri söyleyen bu ilim adamına teşekkür ettim.
Soyadı “Ateş küreği” manasına gelen bu genç öğretmen- uzaktan eğitim verme saatim yaklaştı- müsaade isteyerek ayrıldı.
Bu cennet vatanımızda böyle azimli böyle düşünen gençler oldukça neden olmasın. Saygılarımla.