Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Serap IRKÖRÜCÜ
Serap IRKÖRÜCÜ

ANLAMAK MI ANLAŞMAK MI?!?

Yorum

ANLAMAK MI ANLAŞMAK MI?!?

7

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

1300

Okunma

ANLAMAK MI ANLAŞMAK MI?!?

ANLAMAK MI ANLAŞMAK MI?!?




Anlamak, algılarımızın sınırları ölçüsünde konuşmaları – okuduklarımızı – yaşananları kavramamızdır. Bu süreç iki tarafın katılımıyla yaşanırsa ‘anlaşmak’ gerçekleşir.

Bu iş, bu kadar kolay olsaydı, insanlıkta ve toplumlarda hiçbir sorun yaşanmazdı!..

Oysa bunların benzerini yaşayanlar, sanıldığı kadar kolay gerçekleşmeyen bu iletişimin devam ediyor gibi göründüğü süreçte, taraflardan birinin ısrarcılığının diğerince sürekli tolere edilmesinden dolayı olduğunu bilir. Olumluluk adına bu yapılanlar zamanla baskın tarafça ‘hak ve mutlak doğru’ gibi algılanırken aynı zamanda diğerinden de iletişimi sürdürmesi görevi de farkında olmadan beklenir.

Aslında bu ilişkilerde ANLAŞMAK yoktur, tek tarafın ANLAMA çabası vardır sadece.
Eee, tabii, bunun da bir sınırı vardır!..

Farklı fikirler savunan iki taraf ( bu iki taraf; karı – koca, iş ortakları, işçi – patron, kardeşler, kadim dostlar, komşular…) karşılıklı tartışırken genelde yaşanan tablo şudur:

Taraflardan biri ısrarla fikrini anlattıktan sonra:
- ‘Beni anlıyor musun?’ der.
Genelde verilen karşılık aynıdır:
- ‘Hayır, anlamıyorum!..’

İletişimlerin kaydığı, konudan uzaklaşılan karşılıktır bu!.. Çünkü biz anlamayı; o konuya, fikre katılmak, anlatılanları onaylamak zannediyoruz. O nedenle genelde bu karşılıklar verilir benzer sorulara. Bu cevap, genelde ‘ fikri – teklifi – konuyu’ reddetme amacı taşıdığı halde, aslında ‘hayır, seni anlamıyorum, bunu anlamaya yeterli değilim’ mesajını verir. Kişi böyle bir cevapla yetersizliğini itiraf ettiğinin farkına bile varmaz!..

Oysa bu fikrine katılmayan kişinin:
- ‘Evet, seni anlıyorum ama söylediklerine katılmıyorum.’ demesi, hem anlama kapasitesinde bir sorun olmadığını hem de fikrinde ısrarı olacak kadar dirayetli olduğunu gösterir.

Karşımızdakinin de en az bizim kadar düşünebileceğini kabul ettiğimiz zaman, bu iletişim sorunları biter aslında.

Bu konudaki en güzel dersi 1700’lerde yaşamış Voltaire: “Kendin için düşün ve bırak diğerleri de kendileri için düşünsün” cümlesiyle verir. ( Başkası / başkaları için düşünmek, zannedildiği kadar sevgi – düşkünlük – korumak – kollamak da değildir, kendinden başka herkesi yok saymanın ilk adımıdır. )

Bu cümlesinden yola çıkarak ‘düşünce özgürlüğünün önde gelen savunucularından olan Vortaire’ ithaf edilen bir kürsü anektodu vardır:

Muhalif bir üye, kürsüde fikirlerini paylaşan Vortaire’in söylediklerine itiraz eder ve bu fikirlerini anlatmasına daha çok izin verilmemesi için yetkililere seslenir, filozof da:
- ‘Ben de sizin söylediklerinizin tek bir sözcüğüne katılmıyorum ama hepsini her zaman söyleme hakkınızı ömrümün sonuna kadar savunacağım.’ der.

1700’lerde kendisinden farklı düşünen hatta bunu şiddetle dile getiren kişiye bunu söyleyen filozoftan 21. yüzyılda sürekli iletişim içinde olan insanlarımızın yaşadıklarına… Yorum yok!

Üstelik anlamak, iki yeterliliğin de ölçülmesidir bir bakıma, çünkü anlamak, hem akıl kapasitesinin hem de iyi niyetin ortaklığıdır. Birinden birinde olumsuzluk varsa, ANLAŞMAK gerçekleşmez, tek tarafın çabasıyla da ( bütünlüğü sağlamaya yetmeyen ) ‘ANLAMAK’tan öteye gitmez ne yazık ki.

Ne kadar boşuna bir çabadır o!..

O nedenledir ki bir süredir – karşımızdakilerde bu iki yeterliliği değiştirmenin mümkün olmadığını fark ettiğimden beri -kendimi kimseye anlatmaya çalışmıyorum, hele ikna etmeye hiç!..

ANLAŞTIKLARINIZIN bol olması dileğimle…

Sevgilerimle, saygılarımla…

01.10.2020 Serap IRKÖRÜCÜ

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Anlamak mı anlaşmak mı?!? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Anlamak mı anlaşmak mı?!? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ANLAMAK MI ANLAŞMAK MI?!? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
2.10.2020 19:30:22
Efendim... En başta gelen erdemlerden biri, bir meseleyi anlaşılır kılma, tanıtma, tanımlama çabasına duyarsızlık göstermeme ve böyle bir imkanı tanıyan kişiye insanca kulak verme, gocunmadan o kişiye bilmediklerimizi söyleyebilme, bildiklerimizi de ortada yükseltilmeye çalışılan 'yapı'ya basiret, feraset, suhuletle arz etme, böylece insanca kurulmaya çalışılan iletişimi insanca noktalayabilmedir...
Çin bilgeliği bunu şöyle formülleştirmiş: "Sende bir yumurta var, bende bir yumurta... Sen yumurtanı bana verdin, ben yumurtamı sana verdim... Yine ikimizin birer yumurtası oldu... Sende bir bilgi var, bende bir bilgi... Sen bilgini bana verdin, ben bilgimi sana... Şimdi ikimizin de iki bilgisi oldu!..."
Ne acıdır ki, bu kültür bu kadar doğal ve değerli bir çıkarımı yapacak parametrelerden yoksun...
Bu yüzden olacak ki, televizyon haberleri insanımızın düşkünlüklerini sergiliyor hergün...
İnsanımızın derdi çoğu zaman o bir yumurta oluyor ve değerinin bir yumurtadan fazla etmediğini gösteriyor...
İçim acıyor... Benden bu kadar...
Saygılarımla.
Mehmet Burhan AKIN
Mehmet Burhan AKIN, @mehmet-burhan-akin
2.10.2020 11:29:39
Değerli Öğretmenim,

Yine çok önemli bir ders konusu...

Ülkenin tüm insanlarını bir araya getirmek ve onlara hitap etmek zor olsa gerek, lakin ağaç yaş iken şekil vermek, hamura şekil vermek gibi kolaydır. Ülke olarak bir türlü iyileştiremediğimiz kangrene dönen eğitim sistemi rayına oturmadığı müddetçe, ne yazık değindiğiniz konuların tümü daha çok dallanır budaklanır, uzar gider.

Özür dilerim öğretmenim, cuma namazına gideceğim için fazla uzatmayacağım, tüm değerli arkadaşlarımızı inşallah dualarımıza dahil edeceğiz.

Saygılarımla....


Mehmet Burhan AKIN tarafından 10/2/2020 11:47:58 AM zamanında düzenlenmiştir.
asude_vuslat
asude_vuslat, @asude-vuslat
1.10.2020 21:44:43
"O nedenledir ki bir süredir – karşımızdakilerde bu iki yeterliliği değiştirmenin mümkün olmadığını fark ettiğimden beri -kendimi kimseye anlatmaya çalışmıyorum, hele ikna etmeye hiç!.."

evet kendi iç huzurum için ve karşımda ki kişinin de onaylamasam da fikrine saygı duymam gerektiğine inandığımdan bu söylediğinizi destekliyorum

insanlarla tartışmaktan da hiç hoşlanmıyorum

birilerini kırmak ve üzmek en çok beni huzursuz ediyor

yazınız çok güzel hazırlanmış çok tebrikler sevgi ve sağlıkla kalın...
Kyle-
Kyle-, @Kyle-
1.10.2020 21:22:41
anlamak günü kurtarır
ama anlaşmak uzun vadede kulağa daha cazip geliyor.
sonuçta işteşlik var...

faydalı bir yazı
nesirde güçlü bir kalemden
eyvallah
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
1.10.2020 21:06:04
sayın Hocam.
Çok düşünmüşlüğüm vardır
"Acaba bilmeseydim daha da mı mutlu olurdum"diye.
Ama o zamanda birilerinin dediği gibi "TANE"olurdum.
Tek başımıza yaşayamayaksak, şayet sürü de değilsek,
toplum kurallarına uymamız lazım.
Anlamamız,anlaşılmamız lazım.
Birileri(sizin gibi)bildiklerini öğretmeli bizlere.
Biliyor,bildiriyorsunuz.
Bu site (maalesef) kavga ettiği sevgilisine şiir ya da mektup gönderme yeri değildir.
Öyle mi oluyor?
Evet öyle oluyor.
Bilenler bilmeyenlere öğretmeli bildiklerini.
Her yazılan yazı, şiir iş olsun diye yazılmamalı. Bir mesaj vermeli okuyana.

Nereden nereye...
Özür dilerim Hocam kaptırdım yine...
Yazınıza yorum yazayım derken daldım derinlere...
Saygılar Hocam...






himmet aygüt
himmet aygüt, @himmetaygut
1.10.2020 20:19:02

sayın hocam,
aşklarımız da ilişkilerimizin bir benzeri sonuçta,
burada kırdıklarımız ya da anlamaya asla uğraşmadıklarımızla ev, iş, ya da aşk derken
yapmadıklarımız ne yazık hep aynı.
cahillik eğo'su desem yanlış mı olur bilmem ama,
sonradan değerini ? anladığımız birinin bize hissettikleriyle nice şiirler yazarken
yan yana, omuz omuza olduklarımızın neden değerini bilmeyiz, bilmem.
ülkenin çok karanlıklarından geldiğini düşünen biri olarak ben,
Demirel resmiyle bu günküleri asla aynı kefeye koymam, utanırım örneğin,
utanmanın da bir erdem olduğunu bilmişlikten...

ellerinizden öperim, nice saygıyla.
Necati  Kavlak
Necati Kavlak, @necatikavlak
1.10.2020 19:30:58
10 puan verdi
Serap Hocam İyi Akşamlar!

Bu bu akşam yine , yazınızı okurken, öğrenciliğime yolculuk ettim.
Afyonkarahisar lisesi ikinci kadında, tarihi bir binanın muhteşem
sınıfında 2 kişilik sırada oturuyordum.
Sıraların arasında, döpiyesiyle dolaşan, Atatürk'ün yeni nesli emanet
ettiği öğretmenimiz vardı ve kendinden emin anlatırken dersi, öğrenci
can kulağıyla dinliyordu öğretmenini.
"Anlamak mı anlaşmak mı?!?" başlığıyla okuyucunuzla paylaştığınız
yazı yine ders niteliğinde.
Ders alarmıyız?
Şems-i Tebrizi "Bildiklerini unut. Gel al eline bir silgi, şu yeni başlayan güne bilgilerini silmekle başla. Zanlarını, yargılarını, önyargılarını ve dahi bütün genellemelerini koy bir çuvala ve hepten terk et." demiş.
Biz kotlamalarımızı unutsak, bilincimiz temizlesek, yeniden programlasak; işte o zaman ön yargılar yok olur. Anlatılanı anlar, konuşana hak verir ve ayakta alkışlar!
İçerikli, Rahmetli Hasan Pulur'un ifadesiyle Kıssadan hisse alınacak bir makaleyi severek okudum.
Tebrik ederim Hocam.
Saygılarımla.

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL