Uzak bir diyarda farelerin cirit attığı yerde bir fare krallığı varmış, bunların bir kralı bir hükümdarı varmış, fareler kralı bir gün gelin böceğine aşık olmuş,ona aşkını göstermek için her olu deniyormuş,amacı gelin böceğine güzel yiyecekler götürerek kalbini kazanmaktır. Bir defasında bir düğün evine gitmiş önce pilav kazanına dalmış,bir miktar pilavı kazandan alarak gelin böceğine götürmüş, gelin böceğine “sana pilav getirdim dadalak” demiş;gelin böceği
istemezük demiş.Fareler hükümdarı gelin böceğinin pilavı beğenmediğini düşünerek helva kazanına dalmış,bir parça helva alarak gelin böceğine götürmüş ; “sana helva getirdim dadalak” demiş.Gelin böceği yine ben bunu
istemezük demiş.Fareler hükümdarı bunu da beğenmeyen gelin böceğine bu defa keşkek götürmek için keşkek kazanına dalmış, bir miktar keşkek alarak gelin böceğine götürmüş “Keşkek getirdim sana dadalak”demiş gelin böceği
yine istemezük demiş,fareler hükümdarı gelin böceğine çok kızmış ve bende sana tepelek-tepelek demiş ve gelin böceğini tekmelemiş, gelin böceği korkudan yellenmiş ve etrafa pis bir koku yaymış o günden sonra gelin böceğinin adı “osurgan böcek”diye anılır olmuş.Yöreye göre pıspısa böceği,piskokan böcek ya da osurgan böcek gibi adlar verilmiş.