. . . et yemek insan doğasına aykırı. çok felsefik ve de naturel bir söylem!

. . . nusret’e gidip bir porsiyon tandır söyleyince ben zaten et yemiş olmuyorum ki.

. . . olaya şöyle bakalım. bir otobur yavrusu doğumundan sonra bir süre anne sütünü kullanır daha sonra bilimum nebatata büyük bir iştah ile saldırır. yer de yer . bunlar adeta yürüyen sindirim sistemidir. yedikleri bitkileri hızla dönüştürerek et haline getirirler. bir koyun aslında yürüyen bir çayırdır. selüloz ve klorifilin sindirimi çok zor olduğu için sindirim sistemleri büyük ve hacimlidir. bundan dolayı omurga ve bacak kısaca iskelet yapıları çok sağlam olup, kaslı ve etlidir. performans olarak bitki et dönüşümünün en yüksek olduğu organizmadır.

. . . kısaca nusrette yediğim kuzu tandır benim için aslında dağlarda ki otlardan derlenmiş aralarına kekik, yonca ve nane taneleri serpiştirilmiş bir çoban salatadır. ya da bir nesil önce kesin öyleydi.