Milli Eğitim Bakanı, devlet okullarının 31 Ağustos’ta, özel okulların 17 Ağustos’ta açılacağını ve bunun için tüm hazırlıkların yapılmakta olduğunu söylüyor. Ayrıca Özel Eğitim Öğretim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Naci Atalay’da MEB, Sağlık Bakanlığı, Türk Standartlar Enstitüsü’nün belirlediği kurallar doğrultusunda hazırlıklar yapıldığını “hem devlet okullarının hem de özel okulların sokaktan daha güvenli olduğunu” ifade ediyor.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre; 2018-2019 eğitim öğretim yılında örgün eğitim olan okul öncesi eğitim, ilköğretim ve orta öğretim düzeyinde 18 milyon 108 bin 860 öğrenci bulunuyor.  Bunların 15 milyon 88 bin 592 resmi, 1 milyon 440 bin 577’si özel öğretim kurumlarında eğitim öğretime devam etmekte. Öğretmen sayısı ise 1 milyon 77 bin 307 resmi, 169 bin 740 öğretmen de özel okullarda görev yapmakta. Yetkililer hazırız, dese de velilerin kafası çok karışık.
Öğretmen, öğrenci ve derslik sayısı belli olduğuna göre; Bilim Kurulu’nun tavsiyelerine uyularak yüz yüze eğitim nasıl yapılacak, henüz netleşmiş değil. Devlet okullarında bir şekilde çözüm yolu bulunur. Ancak özel okullarda durum oldukça karışık. 
Şu anda özel okullar 18-20 kişilik sınıflarda eğitim görmekte. Mesafeli oturtulacaksa sınıf mevcudu yarıya düşürülmeli, bu da ikinci bir derslik ve öğretmen ihtiyacı doğuracak. Özel okullar sınıf mevcudunu 18-20 kişi olarak planladıkları ve ona göre fiyat belirledikleri için, açılacak olan ikinci bir sınıf için derslik nasıl bulacaklar? Öğretmenlerin giderleri velilere mi yansıtılacak; yoksa devlet katkıda bulunacak mı? Velilere yansırsa, veliler masrafları nasıl karşılayacak? Tüm bunlar velilerin kafasında soru işareti olarak duruyor. Geçen sene salgın hastalık yokken özel bir okulun öğrencileri perişan oldu, veliler günlerce sokaklarda hak aramak durumunda kaldı. Senetler ve ödeme şartları gibi nedenlerle veliler öğrencilerini de alamamışlar. Yarın yüz yüze eğitim için uygun ortam yok, uzaktan eğitim vereceğiz derseler; verilen paraların bir kısmı iade edilecek mi? Kafalar iyice karışık.
Bir de bu işin öğretmen cephesi var. Kurum çarkı çeviremeyip yılın ortasında batma noktasına gelirse, öğretmenlerin durumu ne olacak? Zaten işsiz olanlar, salgın nedeniyle işini kaybedenler var. Umarım geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenler bu durumdan eklenmesin.
Özel okulların işleyişini en iyi bilen ve deneyim sahibi olan MEB Sayın Ziya Selçuk tarafından ve diğer yetkililerce meselenin her boyutunun titizlikle incelendiği ve yıl içerisinde oluşabilecek aksaklıkların tahmini ile gerekli tedbirlerin alındığı bir eğitim-öğretim yılını ülkemiz adına diliyorum ki; veliler, öğrenciler ve öğretmenlerimizin huzur içinde okullarına devam edebilsin.


FEVZİ GÜLTUNA