1809 yılında dünyaya gelen Fransız filozofu Pierre Joseph Proudhon, 1840 yılında yazdığı ’’Mülkiyet nedir?’’ adlı ilk kitabıyla şöhrete ulaşmıştır. ’’Mülkiyet hırsızlıktır’’ sözünün yer aldığı bu eserden sonra Proudhon, Marx’la tanışmış ve kısa bir süre dostluk etmiştir. ’’Sefaletin felsefesi’’ adlı kitabını yayınlayınca, bu dostluk sona erecektir. Ama Proudhon asıl şöhretini, 1848 ihtilali’nden sonra kurduğu ’’Halkın temsilcisi’’ adlı gazeteye borçludur. 1849-1852 arasında hapis yatan düşünür,ü bir süre Belçika’da sürgün yaşamış ve 1862 yılında affa uğrayarak yurduna dönmüştür. Proudhon merkezileştirmeye karşı çıkan siyasal fikirlerini açıkladığı ve federalizmi savunduğu ’’Devletler Federasyonu İlkesi Üzerine’’, isimli incelemesinden sonra, ’’vasiyetnamesi’’ diye nitelediği ’’Emekçi Sınıfların Yeteneği Üzerine’’ isimli eserini tamamladıktan sonra, 1865 yılında ölmüştür. Kayıtsız şartsız birey saygısına dayanan soyut bir adalet aşkı Proudhon’u , her türlü Devlet fikrine karşı cephe almaya sürüklemiştir. Bu bakımdan anarşizmin babası sayılır.

Proudhon mülkiyet ve hırsızlık üzerine görüşlerini şöyle dile getiriyor:

’’İlke bakımından hiç bir fark yoktur mülkiyetle hırsızlık arasında. Birinci yüce ötekini iğrenç kılan, her ikisini de eşleyen koşullar, her ikisini de koşullayan durumlardır.’’

Son söz olarak: Pruudhon’un Sefaletin Felsefesi adlı eserini yazdıktan sonra Leninle yollarının ayrıldığından söz etmiştik. Lenin Proudhon’la yollarını ayırmakla kalmamış, onun Sefaletin Felsefesi adlı kitabına karşılık, Felsefenin Sefaleti adlı kitabı yazmıştır.