13
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1781
Okunma


Dünyada ve bizde birçok yazar ve şair, onları literatüre geçiren eserlerinin çoğunu en tecrübeli yaşlarında vermişlerdir. Bunu ilk kez yapanlar da vardır, en donanımlı eserlerini o yaşlarında verenler de…
Herkesin kendini anlatma şekli ve zamanı farklıdır. Bunun için şartlar olduğu kadar belki de birikimlerin zamanlaması ve yazarın / şairin cesaretini toplaması da önemlidir.
Yaşadıklarımızın bizi törpülemesiyle aynı olaya birkaç yıl önceki gibi bakmadığımız bir gerçektir, kendimizi aşmaya devam ediyorsak muhtemelen birkaç yıl sonra şimdiki gibi bakmayacağımız da…
İşte ilk eserlerini ‘geç yaşta’ veren yazarlardan birkaç örnek!..
……………………
Hoş sohbetiyle yıllarca televizyon programlarına katılan Aydın BOYSAN, 54 yıl mimarlık mesleğini çok aktif bir katılımla sürdürmüş, Türkiye Mimarlar Odası’nın kurucuları arasında yer almış, İTÜ’de 15 yıl öğretim üyeliği yapmıştır.
61 yaşında yazamaya başlayan BOYSAN, gazetelerde köşe yazarlığı da yapmış, 2018’de vefat edinceye kadar 32 kitap yayınlamıştır.
Rahat anlatım dili ve konulara günlük dille yaklaşmasından dolayı kitapları zevkle okunan BOYSAN, bir televizyon programında söylediği gibi, bu kadar ilgi göreceğini kendisinin de beklemediğini, bunun nedeninin olsa olsa kitaplarının çoğunun sohbet dilinde ve anılarından kaynaklandığı düşündüğünü belirtir.
………………….
Mina URGAN, İstanbul Üniversitesi’nde Fransız filolojisini bitirdikten sonra İngiliz Filolojisinde doktorasını yapmış ve 30 yıla yakın öğretim üyeliğini sürdürmüştür. Bu arada her iki dilden çeviriler de yapan URGAN, Türk Edebiyatında güçlü kaynak arasında sayılacak bir çok çalışmasını yayınladıktan sonra ilk ses getiren eseri "Edebiyatta Ütopya Kavramı ve Thomas More" adlı çalışmasını kitaplaştırarak yaşamı özgürlükler ve barış çerçevesinde anlatmak istemiştir.
Virginia Woolf üzerine çalışmasını 1995 yılında 80 yaşındayken, ’D. H. Lawrence İncelemesi’ adlı çalışmasını da 1997 yılında 82 yaşındayken yayınlamıştır. Fakat geniş kitlelere ulaşması, çok sade ve akıcı bir dille anılarını aktardığı ‘DİNAZOR’UN ANILARI’ adlı kitabıyla ve 83 yaşındayken olabilmiştir.
2000’de vefat eden yazar, yaşamının son beş yılına en büyük yazarlık çıkışını sığdırmıştır.
………………..
Çok derin zigzagları olan bir hayat yaşayan ve bizim ‘Halikarnas Balıkçısı’ adıyla daha çok tanıdığımız Cevat Şakir KABAAĞAÇLI, ilk kitabını 49 yaşında yazmıştır. Belki yaşadıklarından onda çok derin izler bırakan ve herkesle paylaşmak istemeyeceği acıların ve yedi dil bildiği için farklı kültürleri de ‘birinci ağızdan’ okuma – incelemenin de ‘imbikten süzülen damlaların’ çoğalmasına katkısı olmuştur.
Hayatı okunmaya değer yazarımız, hayatının son 34 yılına öykü –roman – deneme olmak üzere 25 kitap sığdırmıştır.
……………………….
TOLSTOY, çok sevdiği kızı Vanişka’yı henüz yedi yaşındayken kaybetmiş ve bu acı onu çok derinden etkilemiştir. Onun için endişelenen komşuları bir süre sonra evinin bahçesinde bir hareketlilik fark ederler.
Ünlü yazar, altındaki bir alete düşe kalka hükmetmeye çabalamaktadır. Bu bir bisiklettir ve TOLSTOY bisiklete binmeyi öğrendiğinde 67 yaşındadır.
Günümüzde müzeye dönüştürülmüş olan Moskova’daki evinde sergilenen bu bisiklet insanlığa önemli bir mesaj verir:
“Hiçbir şey için geç değildir. Yeter ki hayattan vazgeçmeyin ve mazeret kabul etmeyin!”
Hangi gelişmenin, bitişin, acının, sevincin, övgünün, eleştirinin… bize hangi kapıları açacağını anahtarı çevirmeden bilemeyiz!..
Bu yaşananların benzerini sizler niye yaşamayasınız?... :))
Her yaşınız, gönlünüzden geçenleri gerçekleştirebileceğiniz enerjiyle gelsin, her şey gönlünüzce olsun.
Sevgilerimle… Saygılarımla…
Yazımı ’Günün Yazısı’ olarak taltif eden Seçki Kurulu üyelerine, okuyarak ya da yorum yaparak katkıda bulunan sayfa arkadaşlarıma en içten teşekkürlerimle... Sevgilerimle... Saygılarımla.
09. 08. 2020 Serap IRKÖRÜCÜ