Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Serap IRKÖRÜCÜ
Serap IRKÖRÜCÜ

TOLSTOY'UN BİSİKLETİ

Yorum

TOLSTOY'UN BİSİKLETİ

13

Yorum

10

Beğeni

0,0

Puan

1781

Okunma

Okuduğunuz yazı 10.8.2020 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
TOLSTOY'UN BİSİKLETİ

TOLSTOY'UN BİSİKLETİ

Dünyada ve bizde birçok yazar ve şair, onları literatüre geçiren eserlerinin çoğunu en tecrübeli yaşlarında vermişlerdir. Bunu ilk kez yapanlar da vardır, en donanımlı eserlerini o yaşlarında verenler de…

Herkesin kendini anlatma şekli ve zamanı farklıdır. Bunun için şartlar olduğu kadar belki de birikimlerin zamanlaması ve yazarın / şairin cesaretini toplaması da önemlidir.
Yaşadıklarımızın bizi törpülemesiyle aynı olaya birkaç yıl önceki gibi bakmadığımız bir gerçektir, kendimizi aşmaya devam ediyorsak muhtemelen birkaç yıl sonra şimdiki gibi bakmayacağımız da…

İşte ilk eserlerini ‘geç yaşta’ veren yazarlardan birkaç örnek!..
……………………

Hoş sohbetiyle yıllarca televizyon programlarına katılan Aydın BOYSAN, 54 yıl mimarlık mesleğini çok aktif bir katılımla sürdürmüş, Türkiye Mimarlar Odası’nın kurucuları arasında yer almış, İTÜ’de 15 yıl öğretim üyeliği yapmıştır.

61 yaşında yazamaya başlayan BOYSAN, gazetelerde köşe yazarlığı da yapmış, 2018’de vefat edinceye kadar 32 kitap yayınlamıştır.

Rahat anlatım dili ve konulara günlük dille yaklaşmasından dolayı kitapları zevkle okunan BOYSAN, bir televizyon programında söylediği gibi, bu kadar ilgi göreceğini kendisinin de beklemediğini, bunun nedeninin olsa olsa kitaplarının çoğunun sohbet dilinde ve anılarından kaynaklandığı düşündüğünü belirtir.

………………….

Mina URGAN, İstanbul Üniversitesi’nde Fransız filolojisini bitirdikten sonra İngiliz Filolojisinde doktorasını yapmış ve 30 yıla yakın öğretim üyeliğini sürdürmüştür. Bu arada her iki dilden çeviriler de yapan URGAN, Türk Edebiyatında güçlü kaynak arasında sayılacak bir çok çalışmasını yayınladıktan sonra ilk ses getiren eseri "Edebiyatta Ütopya Kavramı ve Thomas More" adlı çalışmasını kitaplaştırarak yaşamı özgürlükler ve barış çerçevesinde anlatmak istemiştir.

Virginia Woolf üzerine çalışmasını 1995 yılında 80 yaşındayken, ’D. H. Lawrence İncelemesi’ adlı çalışmasını da 1997 yılında 82 yaşındayken yayınlamıştır. Fakat geniş kitlelere ulaşması, çok sade ve akıcı bir dille anılarını aktardığı ‘DİNAZOR’UN ANILARI’ adlı kitabıyla ve 83 yaşındayken olabilmiştir.

2000’de vefat eden yazar, yaşamının son beş yılına en büyük yazarlık çıkışını sığdırmıştır.

………………..

Çok derin zigzagları olan bir hayat yaşayan ve bizim ‘Halikarnas Balıkçısı’ adıyla daha çok tanıdığımız Cevat Şakir KABAAĞAÇLI, ilk kitabını 49 yaşında yazmıştır. Belki yaşadıklarından onda çok derin izler bırakan ve herkesle paylaşmak istemeyeceği acıların ve yedi dil bildiği için farklı kültürleri de ‘birinci ağızdan’ okuma – incelemenin de ‘imbikten süzülen damlaların’ çoğalmasına katkısı olmuştur.

Hayatı okunmaya değer yazarımız, hayatının son 34 yılına öykü –roman – deneme olmak üzere 25 kitap sığdırmıştır.

……………………….

TOLSTOY, çok sevdiği kızı Vanişka’yı henüz yedi yaşındayken kaybetmiş ve bu acı onu çok derinden etkilemiştir. Onun için endişelenen komşuları bir süre sonra evinin bahçesinde bir hareketlilik fark ederler.

Ünlü yazar, altındaki bir alete düşe kalka hükmetmeye çabalamaktadır. Bu bir bisiklettir ve TOLSTOY bisiklete binmeyi öğrendiğinde 67 yaşındadır.

Günümüzde müzeye dönüştürülmüş olan Moskova’daki evinde sergilenen bu bisiklet insanlığa önemli bir mesaj verir:
“Hiçbir şey için geç değildir. Yeter ki hayattan vazgeçmeyin ve mazeret kabul etmeyin!”

Hangi gelişmenin, bitişin, acının, sevincin, övgünün, eleştirinin… bize hangi kapıları açacağını anahtarı çevirmeden bilemeyiz!..

Bu yaşananların benzerini sizler niye yaşamayasınız?... :))

Her yaşınız, gönlünüzden geçenleri gerçekleştirebileceğiniz enerjiyle gelsin, her şey gönlünüzce olsun.

Sevgilerimle… Saygılarımla…



Yazımı ’Günün Yazısı’ olarak taltif eden Seçki Kurulu üyelerine, okuyarak ya da yorum yaparak katkıda bulunan sayfa arkadaşlarıma en içten teşekkürlerimle... Sevgilerimle... Saygılarımla.

09. 08. 2020 Serap IRKÖRÜCÜ

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Tolstoy'un bisikleti Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Tolstoy'un bisikleti yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TOLSTOY'UN BİSİKLETİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Necati  Kavlak
Necati Kavlak, @necatikavlak
13.8.2020 12:35:51
Serap Hocam!

Tolstoy'un bisikletini okumaya başlayınca, iki kişilik tahta sırada oturmuş, pür dikkat ders dinleyen lise öğrencisi gibi hissettim kendimi.
Konuya giriş, olayı anlatış, benim alışık olduğum öğretmen, öğrenci ve kara tahtalı sınıfta eğitimiyle
bire bir örtüşmüştü.
Anlatılan konu, verilen canlı örnekler ve Tolstoy'un bahçedeki bisikleti hali, gözlerimin önünde canlandı.
Ve hayata tutunmanın yaşı olmadığı düşüncem pekişti.
Dönen dünyayı durdurmak, Güneş’i batıdan doğdurmak hayalim tavan yaptı.
Nedenini bilmiyorum, lakin içimde toplum olarak ya da millet olarak bize yanlış format atıldığı düşüncesi, her geçen gün, beynimde daha çok yeşermeye başladı.
Güne düşen yazınızı okumak büyük keyifti. Bütün içtenliğimle kutlarım.
Saygılarımla…
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL, @serhatbingol
12.8.2020 00:09:45
Kıymetli Serap hocam, sizin paylaşımlarınız deftere ayrı bir değer katıyor. Dolayısıyla sizin yazılarınızı okumak edebiyat adına insanı olumlu yönde etkiliyor. Bu bağlamda güne gelen yazınızı ve kaleminizi gönülden kutluyorum.

Hocam. Elbette edebiyat uçsuz bucaksız bir derya, nihayetinde kimi nereye getirir, kimi nereye götürür orası hiç belli olmaz. Ancak yinede gerçekçi olmak gerekirse dünyaca ünlü bir edebiyatçı olmak için, insanda doğuştan gelen bir yeteneğin de olması gerekir diye düşünüyorum. Sonuçta dünya klasiklerine ve ülke klasiklerine bakıldığında o eserleri ortaya çıkaran üstatların çok özel insanlar olduğunu görürüz . O eserleri üretmek öyle sırandan kişilerin yapabileceği şeyler değil gibi geliyor bana, çünkü o dahi seviyesindeki insanlar adeta o iş için yaratılmışlar.

Birde o eserleri kaleme alan dahi seviyesindeki edebiyat ustalarının yaşamlarının zorluk ve yoksunluk içerisinde geçmiş olması adeta sanatçı ruhlarını kırbaçlayıp daha bir öne çıkarmış gibi, aslında acıdan beslenmek farklı sanat alanları içinde yer alan başarılı insanlar içinde geçerli. Kısacası sanatın tüm alanlarında doğuştan gelen yeteneğin önemli bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Hatta düşünmekle kalmayıp kendimden biliyorum.

Geçmişte, edebiyat defterinin üyesi olmadığım dönemde, defterin sahibi değerli kardeşim Habib Dağ ile bir mekanda oturmuş kahvemizi içerken bana –Abi şiir yazıyor musun? Diye sordu. Bende pek şiir yazmaktan anlamam ama bazı karalamalarım var dedim. O da bana - Abi hiç sorun değil, zamanla kendini geliştirirsin dedi. Bende duyduğum bu teşvik edici sözden güç alarak kendisine ‘’dan dan’’ İsimli şiirimi okuyabilir miyim diye sordum sağ olsun beni kırmayıp oku abi dedi. Bende şiirimi okudum. Şiirimi okuduktan sonra önce derin bir sessizliğe büründü ve sonrada yavaşça kalkıp gitti. Adam aylarca benimle konuşmadı. Telefonlarımı bile açmadı.

Kendi söylemine göre! Görüşmediğimiz o süre içerisinde şiirden soğumamak için psikolojik tedavi görmüş.

Kısacası demek istediğim. Evet,entelektüel seviyede sanatsal faaliyetler içerisinde olmak güzeldir.Ancak sanatın her alanında ve hatta spor gibi fiziksel faaliyet gerektiren uğraşlarda iddialı olmadan önce o alanlar da doğuştan gelen yeteneğin insanda olmasının önemini de göz önünde bulundurmak gerekir.

Saygı ve sevgilerimle.



Hüznümün Hüznü
Hüznümün Hüznü, @huznumun-huznu
11.8.2020 18:24:50

Güzel bir paylaşım dı tebrikler.
Sevgilerimle 😊


Baht-ı Siyah tarafından 8/12/2020 5:44:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
ayşe1
ayşe1, @ayse1
11.8.2020 15:09:27
Başarmak için istemek, düşlemek; sonra da planlamak azmetmek ve sabretmek gerek.
Ot gibi yaşamaktansa çiçek olup açmalı. Yaşam savaşında umut kalkanını hiç elden bırakmamalı.
Kutlarım heyecan veren motive eden yazınızı.
Sevgi ve saygılarımla.
n.asım
n.asım, @n-asim
11.8.2020 11:12:37
-Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları ihtiyarlatan, ideallerinin gömülmesidir. Seneler cildi buruşturabilir. Fakat heyecanların teslim edilmesi ruhu buruşturur.-
sözünü anımsadım,kıymetli bir paylaşımdı efendim,,,tebrikle,çok hürmetle,,,
Mehmet Burhan AKIN
Mehmet Burhan AKIN, @mehmet-burhan-akin
11.8.2020 00:45:02
Değerli Öğretmenim,

Kaleminizden bana ışık tutacak önemli bir yazı okudum, size hak vermemek mümkün mü? Bendeniz 61 yaşından sonra karalamaya başladım, kısa sürede iki kitap yazmak nasip oldu, kısmet olursa anılarımızdan oluşacak üçüncü kitaba başladık. Örnek verdiğiniz değerli yazarlar bizim için de enerji kaynağıdır.

Ama gerçek enerji kaynağım; kaleminin etkisinde kaldığım, yol göstericim, anlatım tarzı ve üslubunu kendime örnek aldığım dünyaca ünlü büyük yazar rahmetli Yaşar Kemal'ın eserleri sayesinde karalamaya başladık, Allah utandırmasın, derim. Koca Çukurova, kocaman bir Yaşar Kemal üstadı yaratıp dünya tanıttı, Üstat da eserlerinde Çukurovayı miras bıraktı bizlere. Üstadın yolundan hareketle Muş Ovasını karınca kadarınca kaleme alırsak çok mu?

Saygılarımı sunarım Efendim....

Mehmet Burhan AKIN tarafından 8/11/2020 12:20:35 AM zamanında düzenlenmiştir.
black_sky
black_sky, @black-sky
11.8.2020 00:12:36
Baştan sona insana iyi gelen bir yazı...
Sanırım birçok kişinin da ihtiyaç duyacağı bir yazı hatta.
Çok güzel "ama" Serap Hocam diye devam edip içimize yerleşen o bitkinlik ve tükenmişlik ile yazıya gölge düşüren bir yorum yapmak yakışık almaz bu noktada...
Insan bazen gözünün önündeki çıkışı dahi göremeyecek duruma geliyor işte...baş döndürücü şekilde sürüklenip giden bu cağın hastalığıdır belki de...
Her şeye rağmen
Bir ışık oldu güzel yazınız ..
Kaleminize sağlık.
Sağlıcakla kalın dilerim.
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
10.8.2020 22:22:13
Efendim, günümüz insanının tek değer ölçüsü para...
Parayı da hiç emek vermeden elde etmek istiyor...
Bu aslında acziyetin ve/veya dilenciliğin bir türü olsa da, günümüz insanı o noktada durmakla da yetinmiyor, parayı elde ettiğinde kendisi gibi parasızlara zulmetmeyi düşlemekten de geri kalmıyor...
[Tv'de bir işadamı z kuşağı hakkında gülerek bir yorum yapıyor, z kuşağının işe başlar başlamaz müdür olmak istediğini söylüyordu...:)]
İşte, böyle bir modelin, haklı bir şöhretin temelindeki uzun uğraşları anlaması çok zor...
Mesela, onlar savaşın sanal oyunlar gibi olduğunu sanıyor...
Her şeyi oturduğu yerden hallettiğine inanıyor ya...[Post-truth'un bir yüzü...]
Onun için de birçoğu anasının obez oğluşu olmaktan öteye gidemiyor...:))

Efendim, daha çok şey yazılır da... Bu kadarı yetiversin artık...
Saygılarımla.
MÜSLÜM BAYRAM
MÜSLÜM BAYRAM, @m-sl-mcbayram
10.8.2020 20:01:45
Evet bizler veya siz neden olmasın
Ki zaten şiir de yazmaya başladık sayılır😂😂😂
Bir bakarsın eserlerimi dünya dillerine çevirmişler
Neden olmasın
Her şey istemek ve çok çalışmak ile olur der
Nice saygılarımı sunarım
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
10.8.2020 14:36:49
Şu imla sorunlarımı editörler hallederler diye düşünüyorum. Yoksa ben zaten hazırım

:)))


Şaka bir yana, o cesareti hiç bulamayacağımı düşünüyorum.

Güzel yazı için teşekkür ederim.

Sevgilerimle...
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
10.8.2020 10:45:13
10 puan verdi
Hayatı ıskalamamak budur işte. Son nefese kadar dünyaya olumlu bir şeyler katmaya çalışmak. Örnekler çok güzel belki bunlara bir iki kişi daha eklenebilir hakeza Aziz Nesin mesela ilk kitabı 48 ya da 49 yaşında çıkmıştır, ceza evine girmiş defalarca orada bile yazmayı bırakmamıştır... 75 yaşa kadar artık denildiği gibi orta yaş kabul edilmektedir tabi ki stresten, sigara ve alkolden de mümkün mertebe uzak durmak kaydıyla... Yoksa yirmi otuz yaşlarına gelip de kendini yetmiş yaşında hisseden, hayatın anlamını çözememiş insanlarda var... Her gün hayattan bir şeyler kapmaya çalışmak ne güzel. Yeter ki içinizde öğrenme isteği olsun. Kutluyorum içtenlikle Serap Hanım saygıyla...
Yinsani
Yinsani, @yinsani2
10.8.2020 01:06:13
...ne gönülden geçen kaldı ne de enerji...

değerli hocam, ben sadece:) son ifadelerinizden üç beş dörtlük yazabilirim o da dünyevice..ve ihtimal bu yorumu yazarken o enerjimi de tüketeceğim..

bir kurgu kurabilir miyim izninizle; hemen şurada..yani biraz komedi olacak o da sizlerin ciddiyetinize yakışmaz o yüzden vazgeçtim hemen...

ünlü bir atasözü der ki noktalı virgül; başlamak bitirmenin yarısıdır, ilk adımını attı ve düştü uçurumdan.
ister hayat deyin, ister edebiyat veya ilim cemiyetleri, sanırım internet kuşakları için hayat absürd bir komedi..

eğer ben bir hiç olarak, apartmanların bilmem kaçıncı katından önce çocuğunu sonra da kendini intihara yollayan anne ile

daha bugün haberlere düşen, orta yaşlarında bir babanın ayrıldığı eşinden, gezdirmek için aldığı 7 yaşındaki kızını önce asıp, sonra kendini asan adamın haberini aldıktan sonra

başarının veya eser veya şaheserler vermenin anlamsızlığını anlatmakta zorlanıyorsam...

ve daha 40 yaşlarına yeni yeni yaklaşan ve giren y kuşakları olarak...

ortaçağdan kalan düşünceleri; cahilleri kandırmak için Allah ve din sosuna batırıp, bu batırmayı da onlara kanıp onları takip eden y kuşaklarının çoğuna yutturmayı başarıyorsa onlar...

ve atatürk'ü gençliğe hitabesindeki bir çok öngörü gerçekleştiyse ve


sigaraya zam gelecekmiş yine.. sanırım kızılderililer gibi kök tüttürmek için büyük davaların peşine takılsak iyi olacak..
ya da sonumuz kızılderililer gibi olacak malesef.

***

sürçi lisanda bulunmadığımı düşünüyorum ama
eğer bulundu isem de affınızı isterim..

eksik olmayın hocam
çok güzel bir yazı olsa da,
bu ülke umudunu kaybedeli çok oldu..

göz göre geliyor ki, geleni insanlar ya anlatmaktan korkuyor ya da herkes görmezden geliyor..

ve devamlı veya son 40-50 yıldır eski kral öldü yaşasın yeni kral tezahüratlarıyla ülkemiz, vatanımız sömürülmeye doğmuyorsa...

başarı veya dediğiniz gibi

"Her yaşınız, gönlünüzden geçenleri gerçekleştirebileceğiniz enerjiyle gelsin, her şey gönlünüzce olsun."

mümkün müdür??

hürmet saygı ve huzur dileklerimle..

Bir Dünyevî tarafından 8/10/2020 3:30:58 AM zamanında düzenlenmiştir.
mirim
mirim, @mirim
10.8.2020 00:34:35
Verdiğiniz örnekleri okuyunca, kendimi daha yolun başında hissettim.
Çok pozitif bir yazı.

Doktorun birine, galiba yaşlanıyorum dediğimde, sus bir daha duymayayım, 75 yaşından önce yaşlanıyorum kelimesini ağzına alma demişti.
Hatta sanırım en üretken yaşlardayız. Verdiğiniz örnekler de bunun kanıtı.

Sanırım bir süredir tatildeydiniz. Ben de tatildeydim ve bitti.
Sizi yeniden okuma keyfine kavuştuğum için şahsım adına mutluyum.
Saygılar Serap öğretmenim...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL