2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
556
Okunma
ÖNEMLİ NOT :
Bu makaleyi Muş halkı için facede yazmıştım, bugün.. Edebiyat Defteri için değildi, ama hoşuma gidince siz değerli şair ve yazar arkadaşlarımızın da görüşlerini almak istedim.
Tahmin ediyorum… bu makalemizi fazla kişi okuyup beğenmeyecek, eminim yorum da yapmayacaklardır, çünkü hem eğlenceli değil, hem de uzun oldu… Ama çıplak gezen gerçeklerin ta kendisidir…
Eğitim camiasının emekli neferlerinden ender görülen bir hizmet örneği…
Müftülüğün çağrısı üzerine kurulması mecburi olan cami derneğinin başına emekli öğretmenlerden ZEKİ GÜNGÖR Bey getirilerek, ne kadar doğru bir karar verdiklerinin kanıtı olarak, LALE CAMİSİ KÜLLİYETİ’NİN bütün bölümlerini inceleme fırsatını bulmam oldu.
Muş’umuzda bir ilk....
Lale camisi şehrimizin son yıllarda yapılan en görkemli ibadethanelerden biridir. Geniş bir alan içinde parkı, bahçesi, halı futbol sahası ve gençler için ayrıca hazırlanan bazı spor yerleri mevcuttur. Caminin giriş kapısının sağında göze hoş gelen bir şadırvan yer almıştır. Bahçesinde büyümekte olan ağaç türleri yeşil çemenler üzerinde yelpaze gibi açılmışlardır.
Sanırım 2006 – tahminim beni yanıltabilir, lütfen düzeltiniz- yılında inşaatına başlanan Lale Camisi, ilin diğer camilerinden farkı, belki de kısa süre içinde bitirilmesidir. İki köşesinde gökyüzüne yükselen iki beyaz minare ince zarafetleriyle camiye ayrı bir estetik katmıştır.Mimari ustalıklarını anlatmaya gerek yoktur, hepiniz görmüşsünüz.
Hiçbir başarı kendiliğinden gelmiyor dostlar; dürüstlük ve azim gerekir, maddi manevi olarak kişinin kendisini feda etmesi şart olur, bilirsiniz.
Zeki GÜNGÖR emekli öğretmen, çalışma alanlarında yine sınır tanımadan mütevazı kişiliği ile Cami Dernek başkanı olarak üyeleriyle birlikte kolları sıvayarak, “Ya Bismillah” deyip Örnek çalışmalarını sergilemişler göz önüne… Ve Muş’ta ilk defa bir cami dilencilikten kurtarılmıştır. Darısı diğer camilerin başına… Ve an itibariyle işlerini sürdürmektedirler, dernek olarak.
Muş halkı bu değerli insanın öğretmenliğine de, idareciliğine de şahit oldu. İnancından asla ödün vermeyen, davasına sadık, toplum içinde bey efendiliği ile yıllardan beri kendini kanıtladığını bilmeyeniniz yoktur.
Eğer bir insanı överken ya da “Muş seninle gurur duyuyor” derken, mutlaka yapılan hizmetleri belgelendirmek gerekmez mi? Kuru lafla peynir gemisi yürümez, sevgili Muşlu hemşehrilerim, kanıt gerekir. Lale camisinin bütün kanıtları ortadadır, mutlaka görenleriniz vardır, görmek isteyenler elbette gidip incelemek şansına sahiptirler.
Kişinin fikri, zikri, ideolojisi, inancı, aşireti, siyasi partisi veya mesleği ne olursa olsun icraatına bakarız. Gözle görülen eserlere sırtımızı dönmek bize yakışmaz, yapılan hatalar veya yapılması gereken işleri toplum olarak eleştirdiğimiz gibi doğruları alkışlamasını elbette biliriz. Gerçekler çıplak gezmeyi sever, gözün gördüğü güzellikleri görmezden gelmek, alkışlamamak, teşekkür etmemek başı dik, alnı açık dürüst insanlara yakışır mı, sizce? Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyeceğiz, korkusuzca.
Çocuk iken önce ailemden, sonra eğitim hayatımdan ve meslek sürecim boyunca öğrendiğim en önemli unsur sadece DÜRÜST OLMAK ve doğru bildiklerimi gördüklerimi eğip bükmeden, söylemek ve yazmaktır. Halk arasında yaygın bir sözdür;
“Ben eğri oturur, doğru konuşurum,” denir. Hayır, Allah beni iş ve işlemlerimde eğri oturtmasın dileğiyle;
“Ben doğru oturur, doğru konuşurum.” Varın kişiliğimizden, işlerimizden kim ne konuşursa konuşsun..
ZEKİ GÜNGÖR ÖĞRETMENİM; seni ve beraberindeki adını bilmediğim üyelerin tümünü, Muş’umuza kazandırdığınız eser ve hizmetlerinizden dolayı Muş halkımız adına sizlere minnettarım.
Dün Cuma namazını Lale Camimizde kılma fırsatını buldum, Allah’a şükürler olsun. Kütüphanesinde kitap okudum, öğrencilerin çalışma yerinde oturup duygulandım, dersliklerinde öğrenci olma duygusuna kapıldım yeniden, pingpong masasında oynamak istedim bizim eski dost Kenan Beyle, Bekir ve Sezginin takılmaları arasında, makam ve sohbet odasında içtiğim çayın tadını unutmam mümkün değil. İbadet ile eğitim ne güzel kaynaşmış Lale Cami Külliyesinde…
Şahsınızda; emeği geçen derneğinizin bütün üyelerini selamlıyoruz..
Gelin yapılan çalışmalara beraber bir göz atalım:
Önce Lale Camisi Derneği kurulur, yıllar önce. Cami inşaatı; diğer camilere göre kısa sürede bitirilerek ibadete açılır. Caminin inşaatı süresi, iki köşede iki ayrı minaresi, görkemli yapısıyla halı hazırda ortada duruyor.
Halkın fazla girmediği caminin alt katında yapılan çalışmaların en önemli eserlerden biri, şüphesiz ki caminin KÜTÜPHANESİDİR. Kitaplık raf ve dolaplarının montajı, kütüphanenin düzeni, yerlere serilen halılar birbirini tamamlamıştır. Her kitap türleri mevcuttur, okumak isteyen herkese açık olarak gördüm.
Kütüphanenin bir köşesinde üniversite öğrencilerinin ders çalışmaları için masalar ve sandalyeler dizilmiştir.
Her türlü sınavlara hazırlanmak amacıyla üç DERSLİK hazırlandığını gördük. Öğrenci masaları ve yazı tahtları son model, öğretmen ücretleri Dernek tarafından ödenmek üzere ihtiyaç sahibi dar gelirli öğrencilere kurslar düzenlenmiştir.
Dinlemek amacıyla odanın birinde PİNGPONG masası, diğer odada LANGIRT oyun yerleri vardır, yanılmıyorsam küçük çocuklara yönelik oyuncak türü bir alan da vardı gözümden kaçmamış...
Makam ve oturma yeri olarak düzenlenen odanın ferahlığında yapılan samimi sohbetler ne kadar içtendir, bilir misiniz?
Zemin katında ihtiyaç sahipleri için imarethane (aşhane) çalışmalarına önem verilmektedir.İnşallah bir gün gerçekleşecektir.
Size çok, ama çok imrendim Zeki hocam… Belki de kıskandım desem… Hayır, hayır lafın gelişi sadece, elbette kıskanma değil, bütün yüreğimle alkışlıyorum… İlk baştan haberim olsaydı kesinlikle cami derneğinde yer alarak çorbada tuzumuzun olmasını isterdim…
Bu arada Muş halkımızdan ve ilgili kişilerden – ilgili kişilerin bu makaleyi okuyup galiye alacaklarını sanmıyorum – Lale Camisi Külliyetine senelerdir emeği geçen bu kardeşimizin adını yaşatmak amacıyla caminin parkına;
“ZEKİ GÜNGÖR PARKI” adını vererek yaşatalım, illaah... adamın ölmesini mi bekleyeceğiz, yoksa gidip öldürmemiz mi gerekir…?
NOT : Muş’a eser bırakan hemşerimiz Adem Sönmez Bey gelecek yazımızda olacak. Eğitim camiasından Sayım Erdem, Emin Mergen, M. Zeki Ökmen (hatıraları ve kişiliği), bize okul kazındıran Prof. Dr. Vahit Özmen beyleri sıra ile yazmaya karar verdik. Hizmetleri geçen insanlarımızı yaşatmak boynumuzun borcudur.
Keşke Muş’umuzu refah seviyelerine ulaştıracak Siyasi İnsanlarımızı da yazabilseydik....
04 Temmuz 2020
Mehmet AKIN