Fransız filozofu, Paul Holbach 1723-1789 yılları arasında yaşadı. Alabildiğine zengin bir ailenin oğludur. Serveti sayesinde bütün hayatını Paris’te geçirdiği gibi, konağını, çağın önde gelen kişilerinin bir buluşma yeri haline de getirebilmiştir. Bütün dinsel öğretileri despotizmin birer aleti olarak tanımladığı için, sofrasına sadece tanrı-bilginlerini kabul etmemesiyle ünlüdür. Tanrıtanımazlığın en mantıksal açıklanışı olarak ün salan ve büyük çapta tartışmalara yol açan eseri ’’Doğa sistemi’’nde, hoşgörü adına her türden idealist inanca karşı çıkmış olan Holbach, mekanik maddecilik akımı içinde yer alan bir filozoftur.

Holbach, din ve politika hakkında şöyle diyordu:

Dinin, hemen her yerde, hükümdarları adaletli olmaktan, iyi yasalar yapmak ve iyi bir yönetim kurmak zorunluluğundan kurtaran bir şey olduğunu söyleyebiliriz. Din, insanları, onları yönetenlerin yarattığı kötülükleri unutturacak biçimde sarhoş etme sanatıdır. İnsanlar görülmeyen güçlerden söz edilerek korkutulurlar ve böylece, görünen güçlerin kendilerine çektirdikleri sefaletleri, ses çıkarmadan çekmek zorunda bırakılırlar. Bu dünyada sefil olmayı kabul ederlerse, öteki dünyada daha mutlu olacakları umudu verilir onlara.

Böylece, din, insanları daha kolay yönetmek için aldatmak gerektiğine inanan adaletsiz ve aşağılık bir politikanın kaynağı haline gelmiştir .