- 473 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KOMBİYE YAKALANMAK
Yaşadığımız küçük kasaba üzgün bugün. Yerleştirilen borular nedeniyle caddelerinden yaralı ve şehirleşme yolunda bir engel daha ortadan kalkıyor, tüm evlerine kombi takılıyor Ula’nın. Bu yıl doğal gaza geçilecek burada. “Kombisiz yerleşim bölgeleri” listesinden Ula’yı silip “Düğmeye basarak ısınılan bölgeler” listesine ekleyecekler yakın bir zaman sonra. Diğer bir deyişle bir düzine emek ile ısınma dünyası bir kalesini daha yitirecek ve bir bayrak inecek, dağlara gidip odun kesen, evine taşıyan, her birini özenle istifleyen insanların diktiği bayrak. Hem içi hem de dışı ısıtan o güzelim sobalar, ısıtırken bir yandan da ateş kokulu yemekler yapan ocaklar, evi loş bir cennete dönüştüren şömineler üzgün bugün.
İstanbul’da yıllar önce küçük bir ev satın almış ve kombi taktırmıştık anlaştığımız firmaya. Sonrasında o kombi firması iletişim bilgilerimizi başkalarına da vermiş olacak ki, neredeyse on yıl boyunca her hafta kombi firmalarından bakıma yönelik telefonlar geldi. Bu telefonla bölünen şey, bazen çok sevdiğim dalgın yürüyüşüm, bazen hüzünlü şiir okuyuşum, bazen de deniz kenarında bisikleti ufuk çizgisine paralel sürüşüm oldu. O evi satıp merkezi ısıtma sistemli (kombisiz) bir siteye kiracı olarak taşınmamız, konusu kombi olan telefonlar almamın önünü kesmedi. O zamanlar, her şeyden kaygı çıkaran, hemen herkesin kızacağı şeylere kızmayı ihmal etmeyen biri olarak o telefonlardan birinde arayan bayana “Artık kendimize kombisiz bir hayat kurduk ve öyle yaşıyoruz anlıyor musunuz, neden arayıp duruyorsunuz?” cümleleriyle kızmıştım. Çok şaşırmıştı tabi bu cevap üzerine bayan. İşte bugün kombili hayata tekrar geçiyoruz. Ustalar birazdan ellerinde kombi ve takım çantalarında delici-vidalayıcı acımasız aletlerle içeri girecek ve kombisiz yaşamımızı sona erdirecekler. Artık bizim de tek harekette evi ısıtabileceğimiz bir düğmemiz olacak ve kış boyunca her ay ortalama 500 TL ödeyeceğiz o düğmeye bastığımız için.