Mutluluğu, huzuru yuvamda buldum.
İnsanın kendi evi gibi, yuvası gibi yok.
Evinizdeki rahatı ve huzuru başka hiçbir yerde bulamazsınız…
Yıllarca boş emeller peşinde koşmak, para, makam, mevki, kariyer peşinde koşmak, bir yerlere gelmek, tanınmak, ünlü olmak inanın hepsi boş şeyler...
Bunların hiç biri, evinizde yakaladığınız küçük bir tebessümü dahi karşılamaz.
Evinize ekmek götürebiliyor musunuz?
Mutfağınızda kazan kaynıyor mu?
Oturup bir yorgunluk kahvesi içebiliyor musunuz?
Eşinizle oturup sohbet edebiliyor musunuz?
Çocuklarınızla oyun oynayabiliyor musunuz?
Komşularınızla şen şakrak, muhabbetle konuşabiliyor musunuz?
Hafta sonları çıkıp ovalara, dağlara, kırlara veya bir deniz kenarına çıkabiliyor musunuz?
Bir domates, zeytin, ekmek, kuru soğan, hellim…
Yanında bir bardak da çay alabiliyor musunuz?
Keyifle çayınızı yudumlayıp, sıkıntılarınızı unutabiliyor musunuz?
Sizi arayıp soranınız var mı?
Yanınıza gelip, gülümseyen, ihtiyacınızı soran;
bir derdinizin olup olmadığını öğrenmek isteyen;
ve buna bir çözüm bulmaya çalışan bir dostunuz var mı?
Eğer varsa bilin ki dünyanın en bahtiyar, en zengin insanı sizsiniz.
İnanın mutluluk işte bu... Kaygısız, tasasız, dertsiz, sağlıklı yaşamın anahtarı işte bu...
Ailenize, yuvanıza, çocuklarınıza vakit ayırın.
Dünyanın boş işleriyle, geçici hevesleriyle hayatınızı zehir etmeyin...
İçinizdeki bütün kötülükleri, çirkinlikleri, hasetleri, kıskançlıkları bir kenara atın.
Her şeyden önce insan olmaya bakın.
Ellerinizi göğe açıp sizi Yaratana şükredin. Af dileyin. Dualar edin.
İçinizden bir şeylerin gittiğini göreceksiniz.
Huzurun, güzelliğin ve mutluluğun geldiğini, onların size o kadar uzak olmadığını göreceksiniz...
Ha bir de çevrenizi doğru seçin.
Doğru insanlarla, dürüst insanlarla iletişim kurun.
Kıskanç, sizi çekemeyen, dost yüzlü düşmanlardan kesinlikle uzak durun.
Siz onları bilirsiniz...
Herkese huzur dolu, mutluluk dolu günler, sağlık dolu bir ömür diliyorum.
Allah’a Emanet Olun!