Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Serap IRKÖRÜCÜ
Serap IRKÖRÜCÜ

İKİNCİ EL

Yorum

İKİNCİ EL

25

Yorum

17

Beğeni

0,0

Puan

1319

Okunma

Okuduğunuz yazı 11.6.2020 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
İKİNCİ EL

İKİNCİ EL



Gitgide azalsa ve olanların çoğu, o donanımlı eski sahaflar tarafında işletilmiyor olsa da ‘ikinci el’ kitap satılan yerleri dolaşmayı, adını belirlemediğim kitapları aramayı ve okumayı çok severim.

E-kitap okumayı denedim, yapamadım.

Sayfa çeviremiyorsunuz, ara vereceğinizde ayraç koyamıyorsunuz… Benim için daha da zor olanı: Sayfaya dokunamıyorsunuz!

İkinci el kitaplar, siz hiç bilmeseniz bile öyküleriyle gelirler. Kaldıkları yerlerden, onlara dokunan ellerden, yanlarında konuşulanlardan, korundukları mobilyaya kadar kim bilir ne çok anıyla gelirler yeni sahiplerine. Ama Uzak Doğu bilgesi gibi, sadece susarlar. Siz, onları ‘okuyana’ kadar.

Kitabı okumaya başladığınızda o, ketumluğundan vazgeçerse, siz de onunla bütünleşebilirseniz mahzende mi, tavan arasında mı tutulduğundan, önceki sahiplerinin ona gösterdiği özene kadar birçok ipucu yakalayabilirsiniz.

Her ara verildiğinde bir kulağı bükülmüşse, zamanla zarf kapağı gibi keskinleşen bu izler kopuşmaya başlamış, dokusundan ayrılanları tutmaya gücü yetmemiştir. Kırgındır kitap, elinize aldığınızda bile ‘dik duramaz’!..

Bazı kitapların sayfa alt köşeleri, DNA testine izin verecek kadar örnekle kaplanmaktan sararmış, yağlı – kaygan bir yapıya dönüşmüştür. Kim bilir yalanmış kaç parmak hoyratça savurmuştur onları. Bu izlerle yapışan sayfalarının açılmasına izin vermek istemez gibidir. Yaşadıklarının anlaşılmasından utanır!..

Bazı kitapların ‘yıllanmışlığını’ daha kapağını açmadan sararmışlığından çıkarabilirsiniz. İlk sayfadaki basım tarihini gördüğünüzde yanılmadığınızı anlarsınız. Çok okunmuş bir kitap olduğunu aralara ayraç yerine bırakılan birbirinden çok farklı küçük boş kağıtlardan yakalayabilirsiniz. Üzerlerinde farklı yazı karakterleriyle yazılmış bu küçük notlar, kitabın tek elde kalmadığının ama her seferinde ona çok nazik davranıldığının, değerini bilenlere denk geldiğinin kanıtı gibidir.

Böyle zamanda beni en çok etkileyen, her okuyanın kendinden öncekine saygı duyarak bırakılan kağıtlara dokunmamasıdır. Çok rastlanan bir örnek olmasa da denk gelmek bile çok güzel!..

Uzun yıllar Türkiye’de görev yapmış ve yaşamış, harici görevlendirmelerle neredeyse dünyayı dolaşmış yabancı uyruklu bir vatandaşımız, vefatından sonra tüm kitaplarının okulumuza bağışlanmasını yazılı vasiyetnameyle Türk eşinden isterken ayrıca kitapların tasnifinin ve gerekli yerlere ulaştırılmasının da tarafımızca yapılmasını istediğini belirtmiş. O da eşinin, anı kalsın diye kendisine hediye ettiklerinin dışındaki, tüm kitaplarını göndermeye karar vermiş.

Bu haber geldiğinde bölüm başkanı olarak gelecek kitapların tümünü benim gözden geçirmemi istediler. Buna göre kütüphaneye kalacak, ilgili kültür vakıflarına ya da yardım ettiğimiz okullara gönderileceklere beraber karar vereceğimizi söylediklerinde çok etkilendim.

Kapalı kasa büyük bir araç, birkaç seferde ancak taşıdı hepsini!..

Ben ikinci el kitapları severim ama böyle kütüphane dolusu ‘ikinci el’ kitaplarla ve bu kadar uzun süre hiç baş başa kalmamıştım.

Neler yoktu ki!..

Doğu dillerinden Batı dillerine kadar sekiz dili anadili gibi bilen bağışçımızın kitapları da bu dil çeşnisini barındırıyordu. Coğrafyadan gökbilime, Osmanlıda saray entrikalarından teolojiye, önemli biyografilerden yemek kitaplarına… kadar aklınıza bile gelmeyecek her konuda kitap vardı.

İlk önce onları dillere göre ayırdım. Yabancı dillerden olanlar için dil öğretmenlerimizden ve üniversitedeki dil bölümü öğretim üyelerinden yardım istenerek kalacaklar ve ilgili yerlere gidecekler ayrıldı.

Sıra Türkçeyle yazılanlara geldi. İkinci dil olarak öğrendiği Türkçeyle yazılmış kitapları okumasına hayran kalmamak mümkün değildi. Her okuduğu kitap, hiç dokunulmamış kadar hasarsızdı ama hepsinin içinde ‘yapışkansız’ küçük kağıtlarda hep aynı yazıyla tutulmuş notlar, sorular, izlenimler, birkaç sayfa önce ya da sonrayla yaptığı bağdaştırmalar vardı.

İşin ilginç olanı, okuduğu kitap hangi dildeyse, tuttuğu notlar da o dildendi. Dil bilinci böyle bir şey işte!… Karşı dilleri ‘gerçekten çok iyi bilenler’ her dilin kendi dokusuna saygı göstererek araya diğer dillerden sözcük sıkıştırmazlar. Tam tersine bunun ‘dile hakim olamamak’ olduğunu çok iyi bilirler…

‘Hiç acele etmeyin, ne zaman uygunsanız’ dendiği için keyfini çıkara çıkara o kitapların bazılarını tümüyle bazılarını da notlardan yola çıkarak kısmen okudum. Onları hırpalamamak için de bir liste tutarak tasniflerini yapmaya çalıştım.

Bütün kitaplardan sadece ‘yıllanmış bir selüloz’ kokusu geliyordu. Bütün dış etkilerden korumak için onların tavana kadar ve kayar cam düzenekli bir kütüphanede tutulduğunu öğrendik. Üst raflardaki kitaplar, ancak merdivenle alınabilirmiş ve okunma sıklığına ya da ‘daha korumalı olması gerekir’ düşüncesine göre sıralamayı da kendisi yapmış.

Hiç tanışmadığım, kitaplarıyla tanımaya çalıştığım ama öğrendikten sonra şehrimizde yaşamasında onur duyduğum bu beyefendinin eşiyle tanıştım ve uzun uzun sohbet ettik. Onun kitap okumasıyla ilgili izlenimlerimden söz ettiğim zaman eşi, gülümseyerek: “Onu tanımadan bu kadar doğru izlenimler edinmenize çok şaşırdım. Buna ‘kitap dostluğu mu’ denir?..” dedi.

Üstelik o da bu kitapların çoğunu ‘ikinci el’ almıştı!…
Alırken hasarsızını seçmiş, aynı özenle korumuş ve bırakmıştı.



10.06. 2020 Serap IRKÖRÜCÜ


’İkinci El’ gibi geniş açılımlı sözcükleri ’kitap’ üzerinden değerlendirdiğim yazımı GÜNÜN YAZISI seçkisiyle onurandıran Seşki Kurulu üyelerine ve paylaşımımı okuyan - yorum yapan Edebiyat Defteri’ndeki arkadaşlarım çok teşekkür ederim.

Sevgilerimle... Saygılarımla.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İkinci el Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İkinci el yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İKİNCİ EL yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mehmet Burhan AKIN
Mehmet Burhan AKIN, @mehmet-burhan-akin
14.6.2020 17:13:32
Serap Hanım; öğretmen olduğunuzu "İKİNCİ EL" yazınızı beğeni ile okurken öğrenmiş oldum. Bir hanım efendi meslektaşımın akıcı olduğu kadar düşündürücü yazlarını bundan sonra da beğeni ile okuyacağım anlamına gelmektedir, benim için. Uzun cümleler kurarak başınızı ağrıtmak istemem tabi ki, lakin yazınızla benim de yaramı deşmiş oldunuz. Kitaplara olan düşkünlüğüm ve kitap okuma alışkanlığım nedeniyle orta çaplı bir kütüphane kurmak içimde bir ukde olarak kalmıştı, yıllarca. Görev yaptığım ilin en büyük okulunun yöneticiliğini yaparken velilerimizin yardımıyla, boş olan iki dersliği birleştirerek içine binlerce kitap barındıracak cam kapaklı modern raflardan oluşan bir kütüphane kurduk.

Sırada kitapları toplamak kalmıştı. Örnek olsun diye evimdeki kitaplığımdan tam yüz yedi kitap hediye ettim ve arkası gelmeye başladı. Binlerce eski ve yeni kitaplardan oluşan kütüphanemizi zamanın Valisi ve Milli Eğitim müdürü tarafından açılmıştı. Kütüphanede okuma düzeni sağlandıktan sonra sıra okuma alışkanlığına gelmişti. Kütüphanede bizzat memurluk görevini uzun süre üzerime aldım, işler rayına oturunca öğrencilerime devrettim. Okulumuzda görevli olan seksen bir öğretmenin elinde ya da çantasında mutlaka bir kitap olmalıdır, mecburiyetini getirince, bir yıl içinde bütün öğrencilerimiz de çantalarında roman ya da hikaye kitabı taşımaya başladılar. İkibin öğrencimizin tümü kitap okumaya başladılar, kız öğrencilerimiz daha duyarlı davranıyorlardı. Taki....

Söz konusu okulda yirmi yıl idarecilik yaptıktan sonra yönetmelik gereği başka okula atamam yapıldı. Kısa süre sonra da emekli oldum, bir gün eski okulumu ziyaret etmek geldi içimden. Keşke ayağım kırılsaydı da eski okuluma hiç gitmeseydim, gözlerim kör olsaydı da olanları hiç görmeseydim. Kütüphaneye gittim, gördüğüm manzara karışında olduğum yere yığıldım kaldım. Önce donuk gözlerle bön bön bakmışım, sonra göz yaşlarıma hakim olamadım. Ben koca adam, yavrularını kaybeden bir baba gibi hüngür hüngür ağladım, içim daralmıştı nefes alamıyordum, nutkum tutulmuştu konuşamıyordum...

Oturduğum yerden zamanında benimle görev yapan iki hanım efendi öğretmen meslektaşım koluma girerek kaldırdılar, biri elimi tutup öperken, diğeri boynuma sarılıp göz yaşlarına hakim olamamıştı.

Çünkü; bin bir emekle kurduğumuz kütüphanenin yerinde yeller esiyordu, ne bir kitap ne de bir raf vardı...

Birkaç yıl içinde okumak amacıyla götürülen kitaplar yerine konulmamış, defterler tutulmamış, kalan bir kısım kitapları da başka bir okula göndermişlerdi. Sevindirici taraf da bir kısım da olsa başka bir okula gönderilmiş olmasıydı. Raflar ne yapılmıştı sormadım bile...

Değerli öğretmenim Serap Hanım, eğer müsaadeniz olursa size yazdığım bu yazıyı kuruluş öyküsüyle birlikte yeni bir hikaye yaparak sayfamda yazmayı düşünüyorum.

esesligizem
esesligizem, @esesligizem
13.6.2020 00:43:18
Çok sevgili sayın hocam tüm kitapların dokusu ve kokusu yaılmış yazıya. Paylaşımınız için teşekkür ederim.
Saygılarımla
Erkan Cem Arslan
Erkan Cem Arslan, @erkancemarslan
13.6.2020 00:31:19
Sayın öğretmenim, hep çevremizde olan ama çoğumuzun gözünden kaçan ikinci el kitapları anlatırken, bilgi ve birikimlerinizle konuyu zirveye taşıyarak insanda kitap okuma isteği oluşturan bir çalışma olmuş. Minnettarım...

Akıcılığı, insanı içine çeken örüntüsüyle çok etkileyici...

Aslında yazınızı yayımladığınız ilk anlarda bir solukta okumuştum. Pek yorum yapma alışkanlığım olmadığı için yazmadım. Üzgünüm. Aşağıda kaleme alacağım anım sonrası yazmak ve teşekkür etmek istedim.

Yazınizi paylaştığınız gün içerisinde, sevdiğim bir arkadaşım evinde tesadüfen gördüğü bir şiir kitabını şiire ilgim nedeniyle bana verdi. Kime ait olduğunu, evine nereden geldiğini bilmiyormuş.

Kitabı aldım elime ve sayfalarını şöyle bir kaç çevirdim. Baktım ki sonbaharda kuruyup yere düşen yapraklar gibi sararmış. Hatta uçları artık kahverengi olmaya başlamış...

İşte o anda bu yazınız geldi aklıma. Önce kokladım. Kağıt kokusundan çok rutubet benzeri bir kokusu vardı. Üzüldüm...

Tekrar sayfaları taradım hızlıca... Hiçbir sayfa ucundan kıvrılmamış. Aslında çok temiz kullanılmış. Ama zaman içinde unutulduğu kıyı köşede bu hale gelmiş sanırım.

Hem üzüldüm, hem de yazınızda bahsettiklerinizi yaşadığım için sevindim doğrusu...

Attila İlhan ustanın Sisler Bulvarı kitabı...

Kapağı çevirdim ve okuduğum şey beni daha da etkiledi. Meğer kitapla yaşıtmışız. O da benim gibi 1970 doğumlu...

Sayfaları tekrar tekrar cevirirken: Bana ulaşana kadar kimbilir kaç kişinin eli değdi, kaç kişi kayboldu mısralarda, kaç kişi içinden bir şiiri seçip sevdiğine sesli okudu? Böyle bir çok soru geçti aklımdan. Çok değişik bir duygu hissettim inanın.

Elime aldığım o ilk andaki etkisi gitmesin diye hala daha kitabı açıp okumadım biliyor musunuz?

Bunun tek sebebi sizin bu güzel yazınızdır.

Emin olabilirsiniz.

Neticede elime ilk defa kitap almıyorum. Çok kitap geçti elimden. İçinde kayboldum kimisinde... Kiminde hayata tutundum... Kimisinin etkisi hala sürer...

Çocukluğum ve öğrencilik yıllarımda babamın kitaplığından kitap seçer okurdum. O da çok iyi davranırdı kitaplarına. Hepsi tertemiz, sanki hiç ellenilmemiş gibi durur kitaplıkta...

Sevgili ve rahmeti kayınvalidem de çok kitap okurdu. Sürekli sahaflara gider okuduğu kitapları takas yapardı. Sonra yine... Sonra yine... Birlikte gitmişliğimizde vardır. Şaşırırdım. Kitapları tek tek eline alırdı, "Ben bunu okudum." Diyerek yerine koyardı. Sahaflar tanırdı kendisini...

Büyük oğlum da annanesinin yolunda ilerliyor. Çünkü O da her zaman annanesinin yanında sahaflarda gezerdi. Şimdi ansiklopedi kalınlığında kitaplar okuyor. Bazen liste yapıp ona göre yeni kitaplar alıyor, bazen de sahaflara uğruyor...

Demek istediğim; yeni veya ikinci el onlarca kitapla tanıştım. Elime aldım, sayfalarını çevirdim, okudum. Kokusunu hissettim. Kimini yarım bıraktım, kimine hiç başlamadım. Ama sizin yazınız sonrası bakış açım değişti inanın. Kendi adıma teşekkür ederim.

Ancak şunu da itiraf edeyim: Şiirle daha fazla zaman geçirdikçe kitap okuyamaz oldum. Okursam da ağırlıklı olarak merak ettiğim belli başlı (özellikle Atatürk hakkında) konularda okuyorum. Çünkü şiir sayfalar dolusu bir kitabı bir kaç mısrada yaşatıyor bana... Böyle olunca da başladığım kitaplar keyif vermiyor doğal olarak.

Çok yazdım biliyorum ama son olarak bir kaç cümle daha yazacağım izninizle.

Bağış yapan beyfendiden ve sizin fedakar çalışmanızdan da çok etkilendim açıkçası. Ve sizin gibi değerli insanlara bu şartlarda dahi denk geldiğim, sizlerden birşeyler öğrenebildiğim için çok şanslı hissettim kendimi...

Teşekkür ederim.

Saygılarımla, esenlikler dilerim.


Erkan Cem Arslan tarafından 6/13/2020 12:45:21 AM zamanında düzenlenmiştir.
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL, @serhatbingol
12.6.2020 23:26:48
Kıymetli Serap hocam güne çok yakışan adeta kitapların duygusunu anlatan çok anlamlı bir yazı kaleme almışsınız gönülden kutlarım.

Yazınızda geçen ve kütüphanemizde yer alan ikinci el kitapların içeriğinin yanında kimlerin ellinden geçtiğinden başlayıp insanların hayatına neler kattığına kadar nasıl bir serüven yaşamış olduğunu düşündürdü bizlere.

Geçmişte özellikle de istiklalde sokak arasında seyyar kitapçılar olur ve o kitapçılardan kitap alırdık. Şimdilerde ise genelde sokak kitapçıların yerini, avm lerdeki müzik ve film cd lerininde satıldığı lüks kitap mağazaları aldı.

Bana mı öyle geliyordu yoksa gerçekten öyle miydi bilmiyorum ama o sokak arsında kurulan seyyar kitap tezgahlarında satılan kitapları almanın başka bir çekiciliği vardı. Çünkü o kitapları sergilendiği tezgahların sahipleriyle zaman içerisinde oluşan samimiyet sonrasında kitapların içeriğine dönük küçük çaplı sohbetler de yapılabiliyordu. Yine böyle bir sohbet esnasında kitapçıya hangi kitapların çok sattığını sormuştum. O da bana tv ekranlarından tanınan ve oldukça popüler bir hanımın yemek tarifi kitapları ile altın kurallar sonrasında nasıl sevgili edinilir ve elde edilen sevgili nasıl yatağa atılır türünden cinsel içerikli kadın, erkek ilişkilerine dönük kitapların çok sattığını söylemişti.

Kitapçıdan siyasi veya tarihi kitaplar alan ve yalnızca o tür kitaplar satılır ve alınır sanan biri olarak yemek tarifi ve sevgili ilişkilerine dönük kitapların çok satılmasına epeyce şaşırmıştım. Öyle ya sevgili edinmek sosyal ilişki gerektirirdi. Kitapta anlatılan şekliyle sevgili edinmek diye bir şey bana çok saçma gelmişti.

Nihayetinde uzatma yayayım bekarlık yıllarımda sosyal hayatın içerisinde tanıştığım bir kadınla güzel bir manzaraya sahip kaliteli bir restoranda karşılıklı yemeğimizi yerken sevgili olma yolunda ilk adımları attığımı sanıyordum. Yemeğin sonlarına doğru kadın, -Bak şekerim sabaha kadar birlikte olacaksak üç yüz liranı alırım deyince başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş ve derin bir hayal kırıklığı yaşamıştım.
O gün anladım ki, ikinci el veya yeni hiç fark etmez içeriği ne olursa olsun öğreticiliği noktasında her kitap çok değerliymiş.

Saygı ve sevgilerimle.
erdal güvenli
erdal güvenli, @erdalguvenli
12.6.2020 21:05:40
“Kitap dostluğu”
Ne güzel bir ifade
Bunu aklımda tutacağım
Yıllar önce Bergama da her yıl düzenlenen kermes isimli etkinliğinde kitapcıdan Nazım Hikmet in tülbentin tutkalla yapıştırılmış kapağı olan bir kitabını aldım.Aynen bu harika yazınızda bahsettiğiniz gibi sararmış sayfaları ve kalın kaliteli kağıda yazılmıştı.Onca kitabımın içinde en degerlisidir o.
Serap hocam
Böylesine özel bir konuyu olağanüstü anlatmışsınız.
Muhteşem bir yazı olmuş.
Kitapları ne kadar da ustaca kişiselleştirmişsiniz, ne kadar da anlaşılır bir şekilde.bu yazıyı okuyan her insanın ikinci el kitaplara artık çok daha fazla ilgi duyacağını ve okurken de incitmekten korkacak şekilde ihtimamlı davranacağına eminim.Yıllar önce İlhan Berk in kül isimli kitabını okuduğumda; kişiselleştirdiği bitkilerden çok etkilenmiştim ve edebiyat sanatının ne olduğunu o zaman anlamış ve çok heycanlanmıştım.Aynı heyecanı bana yaşattığınız için size minnettarım.
Ve ”dil bilinci” ifadenize bayıldım.Her dilin farklı bir karekteri var.Dil bilinci ile ilgili “arrival” isimli bir film var.Bundan 4-5 yıl önce çekildi.seyretmedi iseniz şiddetle tavsiye ederim.
Daha önce de söylemiştim, tekrar söylüyorum;
Öğrencileriniz ne kadar şanslı olduklarının umarım farkındadırlar ve bu bulunmaz fırsatı değerlendirebilmişlerdir.
Sonsuz saygılarımla
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
12.6.2020 18:04:57
Tüm yüreğimle kutluyorum değerli hocamı.
Saygın ve yetkin kaleminizi okumak hep güzel sevgili Serap Hocam.
En içten sevgimle güzel yüreğinize
Kıyısız/ım
Kıyısız/ım, @kiyisiz-im
12.6.2020 13:33:26
10 puan verdi
Serap Hocam'ın paylaşımı her zaman ki gibi hak ettiği yerde..

Tebrik ediyorum
Sevgilerimle..

ironi
ironi, @ersinbasegmez
12.6.2020 13:20:13
10 puan verdi
sizin yazılarınızı gün seçimlerinden tasnif dışı tutmalı ya da özel bir köşe açmalı...:))

İstinasız tüm üyelerin( ben ben ben hariç) güne gelmesinden mutluluk duyduğu bir anlatım, insanların yüreğini derinliklerden kavrayan üslup...

güne gelen yazınızı tekrar kutluyorum.

saygılar
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
12.6.2020 11:58:23
İnternet okumalarındansa ben de kitaplardan bir şeyler okumayı her zaman yeğ tutmuşumdur. O kitabın kokusu ne de güzeldir ne de insanın içine işler. Zaman zaman büyük kitapçılara gitsem de sahafları da sıklıkla gezerim. Her konu da çok ilginç kitaplar bulurum sahaflarda, ekonomik de oluyor haliyle sıfır kitaplara nazaran. Ne güzel bağışçımız bir dolu kitabı sizlere ulaştırmış, çok anlamlı bir iş yapmış. O kitapları daha nice nice insanlar okuyup ufuklarını genişletecek, bundan daha güzel bir şey olamaz. Kutluyorum anlamlı ve güne gelen bu yazınızı Serap Hocam...
Aygün Deniz
Aygün Deniz, @aygun-deniz
12.6.2020 11:49:31
10 puan verdi
Kutlarım günün güzel faydalı seçkisini. Saygılarla.
Alibaba
Alibaba, @alibaba2
12.6.2020 09:24:08

Bizim platform bozuk saat gibi, ara sıra doğruyu gösteriyor ne yazık ki.
Bu elit yazının güne seçilmesi gibi.
Daha yazının en başında bile, kitap okumayanın neler kaybettiği, okuyanın neler kazandığı hususu sorgulanmaya başlanıyor. O sebeple, şeçkilerin böyle hakkaniyetli ve kaliteli olması gerekliliğinin bir kez daha altı çizilmiş oluyor.

Yüzlerce bahane göstererek, kitap okuma alışkanlığını terk etmiş olmamdan dolayı, bu yazıya yorum yapma hakkını kendimde bulmuyorum aslında. Ancak yazının güzelliği ve etkisi karşısında sessiz de kalamadım.

İzlenimlerim doğrultusunda, sizin bu konudaki yetkinliğiniz tartışılmaz elbette. Ama kitaplara karşı bakış açınız ve anlatımınız, insanı okumak adına kamçılıyor adeta. Bunun için ayrıca teşekkür ederim. Her ne kadar (bana göre) istisnai de olsa, verdiğiniz örnek beni imrendirdiği kadar utandırdı da.

Bu konuda söylenecek çok söz olsa da, fazla kalabalık etmemek adına son veriyorum yorumuma.
Tebrik, teşekkür ve saygılarımı bırakarak.
mirim
mirim, @mirim
12.6.2020 01:08:27
Serap hanım; ben yaklaşık 13 yıldır bu sitedeyim. İstisnasız her yazısı günü hak eden, laf olsun torba dolsun diye yazmayan, saygıyı en koyu haliyle hak eden kimliğinizi saygıyla selamlıyorum.

Sizi tanımak çok güzel...
Aygün Deniz
Aygün Deniz, @aygun-deniz
11.6.2020 11:59:26
10 puan verdi
Ben de çok beğendim bu yazıyı ve Serap Hocam kitaplarla ilgili yaptıklarınızı. Çok taktir ettim. Her zaman okurum severim kitapları da taa ilk okul zamanlarımdan beri. Sevdiğim kitapları alırım. Sizin dediğiniz gibi şimdi ikinci el kitaplarını ben de arıyor ve bu kitapçıları ziyaret ediyorum zaman buldukça. Buralarda ben sevdiğim zamanla elimde bulunmayan daha doğrusu alan arkadaşlarımın kaybettiği kitapları yeniden almaya bulmaya çalışıyorum. O kitapların eski olanlarını arıyorum. yeni baskılar bir çok eksikliklerle dolu. Çok güzeldi, saygılar Serap Hanım.
Necati  Kavlak
Necati Kavlak, @necatikavlak
11.6.2020 11:40:23
Yazı başlığı "İkinci el"i görünce, Serap Hocam bit pazarından söz edecek zannetmiştim :))
Yazıyı okumaya başlayınca, yazının ışığından gözlerim kamaştı ve Konfüçyüs'ün "Karanlığa küfredeceğine bir mum yak!.." sözünün ne kadar anlamlı olduğuna bir kere daha tanıklık ettim.
Serap Hocam!
Aydınlığınız göz kamaştırıyor. Diyorum ki keşke Cumhuriyet kadınlarının tümü bu ışığı yakalaya bilse.
İşte o zaman Her gün yaşanan, cinayet ve şiddetten eser kalmazdı. Mustafa Kemal Atatürk'ün“Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir.” Sözünün önemi bir kere daha gözler önüne seriliyor.
Serap Hocam, aydınlatmaya devam...
Saygılarımla.
Mahvash
Mahvash, @mahvash
11.6.2020 11:33:55
Ne hoş bir yazı serap hanım.

Yazıyı okudukça benim de kitapla olan anılarım depreşti.

Öyle ki bu anılar kıymetli anilardı

Ortaokul lise cağlarında sıklikla uğradığımda sahaflara anlatilmaz duygular yaşardım.

Sahaf kitapları bir baska oluyor. O dönemlerde cennetli adında bir kitapla tanışmıştım. Yabancı bir yazarındı. Ariyorum onu ama bulamıyorum...

O donemlerde
Agatha Christie okurdum


O dönemler farklıydı, güzeldi.

Sonra biz de yani ailem okula yabanci dil kitaplar birakmıştık. İnşallah çöpe gitmemiştir diye düşündüm.

İnşallah birileri bir şekilde faydalanıyordur onlardan...

İclerinde romanlar ve hikaye kitaplari vardi hatirladiğım...

Her birinin ayri bir hikayesi vardı



Yazi için teşekkür ederim.
Anilara gotürdu beni


Saygılarımla.



-Mahvash- tarafından 6/11/2020 11:42:58 AM zamanında düzenlenmiştir.
Serkan BOL
Serkan BOL, @serkanbol
11.6.2020 10:59:49
Kitap okumayı sevenler en büyük sorunudur kitaba dokunamamak, kitabın içindeki kokuları alamamak.

Kitapları gerçekten sevenler onların incinmesini istemezler. Birine verirken de alırken de aynı özenin gösterilmesini isterler. Kitap sever olmak kolay değildir. Kitaplarını evin en nadide köşesine koymak isterler. Kitaplar çoğaldıkça kütüphane yapma/alma isteği oluşur kitap severlerde. Onları gözü gibi korurlar. Bir kitap sever diğer kitap severi gözünden gönlünden anlar. Bir de aynı kitap okunmuşsa konuşmadın tadına doyum olmaz.

İstanbul Beyazıt Meydanında sahaflar çarşısında çok gezmişliğim kitaplara çok dokunmuşluğum vardır. Yazınızda anlattığınız duyguları çok yaşamışlığım vardır. Yazı beni nerelere götürdü bilseniz!

Yüreğinize sağlık hocam! Nicelerine...

Saygılarımla...
MÜSLÜM BAYRAM
MÜSLÜM BAYRAM, @m-sl-mcbayram
11.6.2020 10:26:11
Samatya sahaf DEVRİM var İstanbul Samatyada, 3-4 yaşlarında gözlerini kaybetmiş
otdü mezunu aynı zamanda

ev kitapla dolu olsa'da tüm kitaplarımı Devrimden alıyorum
duyarlılığı üst düzeyde bir yazı
Serap Öğretmenimden
Nice saygılarımla
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
11.6.2020 10:11:47
10 puan verdi
Kitaplardan, kitapları koruyandan, kitapların bu serüvenini bize özenle ve sevgiye anlatan sizden etkilenmemek ne mümkün Serap hocam.

Sevgilerimle...
Fatma Oral
Fatma Oral, @fatmaoral
11.6.2020 09:27:49
Sevgili Serap hanım
Selüloz kokusunu burnuma kadar getiren harika yazı idi.

Bu gün bu koku ile yaşayacağım.

Kaleminize sağlık
asude_vuslat
asude_vuslat, @asude-vuslat
11.6.2020 01:27:34
çok teşekkürler kitap kurtlarına bir şölen gibi çok harika bir yazı olmuş

emek vermiş bir öykü tadında adeta kitap belgeseli kıvamında bir paylaşım kaleme almışsınız

tüm odanın dört duvarında da boydan boya cam çerçevelerle özenle dizilmiş bir kitap odasına girmiştim bir tanıdığın...çok etkilenmistim.

sizin yazınızda ki o kitapdeğer bilen kişinin odasına da girmiş kadar oldum

tekrar teşekkürler...




Yinsani
Yinsani, @yinsani2
11.6.2020 00:56:33
Yazının çeyreğini ancak okudum, sizden kaynaklı değil hocam, geçen günde güzel bir yazıya başladım burada 2-3 sefer geri sardım okuyamadım bir bütün olarak, okumayı komple öteledim veya okuyamama hastalığına tutuldum, en son "beyaz dişi"- bir kurdun hayat hikayesini anlatıyordu-, yeniden okumak istedim ve kitaplığımda aradım bulamadım, sanırım tüm beğendiğim kitapları okuduktan sonra çevreme ekseri küçüklere, öğrencilere hediye ediyorum.
e pdf den buldum beyaz dişi, 5-6 sayfa ancak okuyabildim, bitiremedim kapattım..

kitabın kendisi olsaydı, acaba okuyabilir miydim tekrar??

Aslında okumayı özledim hocam..

Lakin zihnimde okuyunca ne olacak? sorusu devamlı davul zurna çalıyor bu ara..

Bu yazının da başında ikinci el den kaynaklı sahaflar canlandı gözümde, kitapçılarda kitap aradığım balık burcu melankolisi, sonra yazının sonuna baktım; "kitap dostluğu mu denir" sorusu..

ve artık doldu zihin, internette herhangi bir yazı, haber, köşe yazısı, makaleye bakarken, başlık ve sonucuna bakıp okudum diye sinyal göndermeye başladım kendi kendime..

say ki okudum, okudum say, okudunvb sinyaller..

Görüntü hafızam, zihinsel bir fragman gibi özet geçmeyi başladı her şeyi...

neyse ben dizi izlemeye devam edeyim, belki sonra okurum hocam..aslında izlediğim dizi de 2. veya 3 . baskı olacak..

Bir insan neden , daha önce okuduğu bir kitabı, şiiri, yazıyı vb tekrar okumak ister veya neden daha önce izlediği filmi, sinemayı, diziyi yeniden izler? Cevabını aradığım sorular bunlar..

Saygı sağlık ve huzur ile hocam.
İsabella
İsabella, @isabella342
11.6.2020 00:36:51
10 puan verdi
Bende Beyoğlu sahaflar çarşısında buldum biran kendimi. Çok değil sadece üç tane 2.el kitabım var kutuphanemde satın aldığım. Belki de hayran kaldigim o sahaflar carsisina sadece bir kez gittiğim içindir. Ama oradaki o agir koku, uzun uzun kitap arayışım, karar veremeyişim, hepsini almak isteyişim canlandı yazınıZı okurken beynimde. Yeniden orada olmak istedim.
O kadar tane tane yazıyorsunuz ki bende özenle tane tane okudum her bir satırı.. aşağıdakilerden hangisi bu paragrafta anlatılmak isteniyor diye bir soru sorulacakmis gibi sonunda, öyle hissederek okudum yani :)

Hocam sevgiler..
ironi
ironi, @ersinbasegmez
11.6.2020 00:32:33
10 puan verdi
Serap Hanım! Siz ne yaptınız...

İnanılmaz bir yazıydı. Kusursuz. Yorumsuz, tespitsiz.

İlk cümleden itibaren sihirli bir el beni yazının içine çekti ve yazarla beraber anlatılanları yaşadım sanki oradaymışçasına. Soluksuzca okudum. Sonu istemedim, bitmeseydi keşke bile diyemedim aklım halen yazının içinde gezerken.

Son zamanlarda okuduğum en iyi yazıydı desem.

tebrikler

saygılar
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
11.6.2020 00:32:05
Yazınızı okurken bazen annemi,babamı hatırladım.
Bazen de çocuklarımı,torunlarımı...
Benim de kendi çapımda bir kütüphanem var.
Eski kitaplarım annem, babam gibidir, yeniler çocuklarım.
Daha yeniler ise torunlarım...
Hepsinin yeri bir başkadır gönlümde.

Sayın Hocam ne güzel anlatmışsınız onları.
Bu yorumumu bitirdikten sonra gidip onların sırtlarını okşayacağım.

SELAM VE SAYGILARIMLA...

karann
karann, @karann
11.6.2020 00:09:32
eskiyen sayfaların hamur kokusu vurdu beynimin en ücra köşelerine papatya sokakda ikin el kitap baktığım günlere döndüm, zevkle okudum hocam
paylaşımınızı; saygılar efendim
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL