0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
449
Okunma
Millet olarak aşırılığı seviyoruz. Bir olayı veya olguyu değerlendirirken ya kabul etmeyi veya reddetmeyi tercih ediyoruz. Asgari müştereklerde birleşemiyoruz. Ölçütlerimiz hissi, objektif, hakkaniyetli olamıyoruz. Yani usulünce eleştiri yapmayı bilmiyoruz. Muhalefet etme yöntemimiz de aynı : Vurun abalıya! .
Yunanca ‘kritike’ kelimesi, ayırt etme, yargılama, eleştirme sanatı demek. Genel anlamda bir insanı, bir yapıtı, bir konuyu doğru ve yanlış yönlerini ortaya koymak amacıyla incelemektir. (1)Fakat uygulamada bir şeyin yanlış yönlerini göstermeyi eleştiri kabul ediyoruz. Bazen muhatabımızı linç etmek istiyoruz. Kötülemek hoşumuza gidiyor. Belki böylece kirli vicdanımızı aklıyoruz. Belki başkalarının aklıyla hareket ediyor, onları memnun ediyoruz. Bu tavırların temelinde “o benim gibi düşünmüyor, öyleyse her kötülüğü hak ediyor” anlayışı olabilir. Sanki herkes aynı dünya görüşüne sahip olsa ülkenin bütün sorunları bir anda çözülecek.
İnsafsızca bir insanı eleştiren birine hatalı olduğunu söylerseniz, onun gözünde siz de düşman safında yerinizi alıyorsunuz.
İnsanın düşüncesini etkileyen ve ayrımcılığı körükleyen o kadar çok etken var. Bazıları taraftarı olduğu futbol takımı yüzünden kavga ediyor, tartışıyor. Bazılarının zihninde ırkçılık, mezhepçilik, cemaatçilik, particilik gibi şablonlar bulunuyor. Bu şablon uymayanlar onlar açısından yanlış yoldalar demek oluyor.
Her konuda eleştiri yapılabilir. Fakat usulünce, doğru şekilde, yiğidi öldürsen de hakkını yemeden yapılmalıdır.
(1) nedirnedemek.com