ÖLDÜREN SEVGİ

İbrahim ile Hanife birbirlerine deliler gibi aşık iki genç,Hanife’nin babası bu evliliği istememesine rağmen kızının İbrahim’e olan aşkından bir türlü döndüremez mecburen kızının İbrahim’le evlenmesini onaylar. İbrahim’le Hanife birbirlerine kavuşurlar ama bu kavuşma fazla üzün sürmez çünkü İbrahim askere gitmek zorundadır. Derken İbrahim canından çok sevdiği eşinden istemese de ayrılmak zorunda kalarak askere gider. Aradan aylar geçer İbrahim’in bir kızı dünyaya gelir İbrahim kızının ne yüzünü ne bir resmini görür sadece bir kızının olduğunu mektupla haber alır .Sayılı günler zorda olsa geçer İbrahim teskere alır sevinçle sevgili eşi Hanife’ye bir an önce kavuşmak için yollara düşer .Bitmez tükenmez yolculuk sonunda Kızılelma’ya gelir eşi askerdeyken kayınbabasında kaldığını bildiğinden kayın babası gile gider…

.Çok sevdiği eşi Hanife’yi bir an önce görmek için yanıp tutuşmaktadır , Fakat hanede bir sessizlik kimsenin yüzü gülmüyor İbrahim zaten kayınbabasının kendisini sevmediğini bildiği için onlara cesaret edip bir şeyde soramaz. Baldızı Hamide’ye gizliden sorar?

- Hamide ablan nerede niye beni karşılamadı?
«Oysa Hamide tembihlidir ablasının ve kızının hastalıktan öldüğünü söyleyemez.»

-Enişte ablam kızıyla Çarşamba’ya mısır kırmaya gitti.

Aradan bir kaç gün geçer İbrahim bir an önce sevdiğine kavuşmak için Çarşamba’ya gitme hazırlıklarına başlar . Fakat köylünün ağzı torba değil ki büzesin de kötü haberi olur olmaz şekilde söylemesin . Salla adındaki yaşlı kadın İbrahim’in biricik sevdiğinin öldüğünden haberi var zannederek.
-ibrahim başın sağ olsun Hanife’de çok genç gitti zavallı bir gün görmedi Çocuğu da hastalıktan öldü senin hasretliğin ardından bir de çocuğunuzu kaybetmesi onu perişan etti , ince zarif bedeni senin hasretine ve çocuğunun ölümüne bir türlü direnemedi yazık oldu sizin birbirinizi ne kadar çok sevdiğinizi bilmesem üzülmeyeceğim ne yapalım Allah’ın takdiri böyle imiş ...

Bu sözleri duyan İbrahim’in bedeninden sanki o an bir şeyler sökülüp alındı . İbrahim bu sözleri duyunca dizlerinin bağı çözülüp yere yığılıp öylece kala kaldı . İbrahim oysa yakışıklı fizikli bir gençti o günden sonra, İbrahim yemeden içmeden kesildi eşini ve yavrusunun yüzünü göremeden bu Dünya’dan göçmesine , Kalbini bir türlü inandıramadı Bedeni sonunda iflas etti zamanın çaresiz hastalığı Verem İbrahim’in zayıf bedenini günden güne eritti İbrahim’i yataklara düşürdü .İbrahim ise durumuna hiç aldırış etmiyordu onun için Biricik sevdiği Hanife’ye kavuşmadıktan sonra yaşamasının bir anlamı kalmamıştı.

Derken aradan fazla bir zaman geçmeden İbrahim’de yakalanmış olduğu hastalıktan kurtulmayıp bir gün görmeden, sevdiklerine kavuşamadan bu dünya’dan göçüp gitti...

HARIŞ
Sana doyamadan askere saldım
Kimsesiz biçare kurudum kaldım
Seni düşünerek hayale daldım
Bir türlü gelmedin tükendim Harış
 
Yârim sıladayken bir kızım oldu
Mektupla bildirdim gidilmez yoldu
Hanifen çok hasta veremden soldu
Karlı dağlar aşıp gelmedin Harış
 
Yün döşeği yaptım yokluktan ancak
Kimseler yatmasın Harış yatacak
Ben ölürsem sana kimler bakacak
Dayanacak gücüm kalmadı Harış
 
Karlı dağlar aşıp yar sana geldim
Yoktur senden başka çözülmez derdim
Sen yanımda olsan ne bulsam yerdim
Beni yadellerde koydun Hanifem
 
Hanife ölmedi dediler valla
Feleğin yazısı ne bilsin Salla
Tek başına kaldım Allahım kolla
Sensiz yaşayamam canım Hanifem
 *
Senin öldüğünü sonra öğrendim
Kendimi çaresiz yerlere serdim
Artık yaşayamam bitmiyor derdim
Sana geliyorum canım Hanifem