- 928 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EFELERİN KALEM EFENDİSİDİR SABAHATTİN BURHAN
Kimileri Galatasaray Mektebinde Tevfik Fikret’in…
Kimileri İstanbul İmam Hatip Okulunda Mahir İz Hocanın…
Kimileri de Denizli Lisesi’nde Nurettin Topçu’nun öğrencisi olmuştur.
Ne zaman böylesi çınar ruhlu hocalardan…
Düşünür ve edebiyatçılardan ders almış bir biyografik kişilikle karşılaşsam…
Bizim memleketin…
Diğer bir deyişle, efeler diyarının önde gelen kalem efendilerinden Sabahattin Burhan Bey’i hatırlarım.
Ardından 1980’li yılların ortalarını, Nazilli İmam Hatip Lisesi’ndeki öğrencilik günlerimi getiririm gözlerimin önüne...
O yıllarda, otuzlu yaşlarda genç bir edebiyat öğretmenidir Sabahattin Burhan…
Dağ duruşlu, uzun boylu bir hocadır…
Heybetli olduğu kadar mahcup; bilgelik, zarafet, tevazu doludur o…
Son derece idealist, teenni sahibi, içtenlikli bir şahsiyettir.
Bazen koyu lacivert… Bazen hafif açık bordo renkli takım elbisesiyle girer sınıfa…
Bazen düz renkli, bazen dallı güllüdür kravatı…
Arkaya taralı simsiyah saçları… Hafif alnına doğru sarkan kâkülleri…
Üst dudağını kavrayan gür bıyıkları ile, âdeta yiğitler yurdunun cana yakın, gani gönüllü edebiyat insanıdır o…
Hiç sıkılmazsınız onun edebiyat dersinde.
Deyim yerinde ise kendinizi edebe ve bilgiye teslim eder; sadece ruhunuz ve canınızla sessizce dinlemek istersiniz içtenlikle anlatılanları…
Mikrofonik olduğu kadar relaks, samimiyet tınılı bir sesi vardır onun…
O doğal üslubuyla bazen bir edebî metni açıklar, bazen bir dörtlüğe gizlenmiş sanatsal inceliğe vurgu yapar; bazen de hayattan, yaşadıklarından, güzel anılarından ibretlik anekdotlar aktarır…
Sadece sınıfa değil, gönüllere de hâkimdir Sabahattin Hocamız.
Hiç kimseye kızmaz, bağırmaz, kaba veya kırıcı bir davranışta bulunmaz.
Bir arkadaşımızın derste hafif ilgisiz olduğunu mu fark etti, bunu hiç kötüye yormaz... Sadece sıcak ve sevecen bakışlarını birazcık o arkadaşımızın çehresinde gezdirir... Sanki babacan tavırlarıyla kendi ilgisinin birazını ona verir, böylece öğrencisinin bu eksikliğini giderir... Sonra da konuyu bölmeden, kimseyi incitmeden dersine devam eder.
1954 yılında…
Nazilli’nin yaklaşık on kilometre güneyine düşen Toygar köyünde doğmuştur Sabahattin Burhan Bey.
İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi Nazilli’de, üniversiteyi İzmir Buca Eğitim Enstitüsünde okumuştur.
Toygar’dan Nazilli’ye doğru uzanan cömert ve yeşil ovalar…
Kurtuluş Savaşı ile ilgili büyüklerin anlattığı acı ve tatlı olaylar…
Aydın topraklarını Yunan’a dar eden kahramanlar…
Hele o kama bıyıklı efeler hakkında anlatılanlar... Çocukluk yıllarında çok etkilemiştir Sabahattin Burhan’ı.
Bundan böyle o, ortaokul ve lise çağlarında başlamıştır Ege’nin kurtuluş destanını yazan efelerle kızanlarının hayat öykülerini ve kahramanlıklarını araştırmaya.
Derken, Oyuk Baba’dan Malgaç Köprüsü’ne…
Karıncalı Dağ’dan Çakırbeyli Çiftliği’ne…
Söke Ovası’ndan Tire yaylalarına uzanır onun bu araştırmaları…
Gün olur, Madran Dağı’nın eteklerinde dolaşır; köy köy, sokak sokak… Kurguladığı tarihî romanın kopan kısmını tamamlamak için…
Gün olur, mor cepkenli bir efenin göğüs kabartan öyküsünü dinler; umur görmüş bir yaşlıdan, Koçarlı’ya bağlı bir köyün çınarlı kahvesinde…
Küçücük bir bilgi kırıntısına erişmek... Oradan da bir kahramanlık türküsüne yürümek için…
Gün olur, Aydın iline sığmaz olur anılar, acılar ve yaşanmışlıklar…
Nazilli’den Ödemiş’e uzanır, bir gözyaşının ciğerleri dağlayan adresi…
Derken Denizli’den İzmir’e, Aydın’dan Muğla’ya, Manisa’dan Kütahya’ya ulaşır Sabahattin Burhan Hocanın merakı, inceleme ve araştırma aşkı…
Neredeyse bütün bölgeyi içine alır... Adım adım, karış karış dolaşır Ege’nin dağlarını, mağaralarını ve ovalarını…
Binlerce bilgi ve belge toplar, yüzlerce hatıra dinler... Cephe kalıntılarını, savaş meydanlarını, çatışma alanlarını ve efe mezarlarını ziyaret eder…
Yörük Ali’nin, Çiftlikli Kübra Efe’nin, Kozalaklı Mehmet’in, Gökçen Efe’nin, İmamköylü Çete Ayşe’nin, Sökeli Cafer’in, Çakırcalı Mehmet Efe’nin izini sürmek için...
Sonuç mu? Bir kucak dolusu kitap telif eder Sabahattin Burhan Hocamız.
Ama nasıl kitap… Hem bir hatırat, hem bir tarihî roman, hem sahici bir senaryo, hem belge ve bilgiye dayanan koca bir destan…
İşte bunlardan bazıları…
Romanları: Yörük Ali Efe (3 cilt), Kozalaklı Mehmed Efe (2 cilt), Anadolu Kan Ağlıyor, Dörtler Dönüyor, Yazılmamış Destan, Kader Ayırınca, Dokuzun Mehmet Efe, İmamköylü Çete Ayşe, Gökçen Efe, Sökeli Cafer Efe, Çakırcalı Mehmet Efe, Çiftlikli Kübra Efe.
Hikâyeleri: Eğri Kavak, Bir Anlık Öfke, Yapraklar Düşerken, Enis, Şahit, Gece Yürüyüşü, Kuduz, Çorak Toprak, Musibet, Esnekçiler Gelince, Köse Kâzi, Gülleri Koparmayınız, Fettan Gelin, Artık Çok Geç, Nemmam Hörücen, Tevekkül, Bir Kucak Köy Bir Kulaç Şehir.
Piyesleri: Düğün Değil Düğüm (Dram 3 perde), Büyükler ve Küçükler (Dram 2 perde), Yörük Ali Efe (Dram 4 perde), İstiklal Marşının Mecliste Kabulü (1 perde), İstanbul’un Fethi (Dram 4 perde), Öfke (Trajedi 2 perde), Hacı Süleyman Efendi (Dram 1 perde), Uçurumdaki İp (Dram 2 perde), Güller Solmasın (Dram 2 perde).
Filme alınan eserleri: İlk Kadın Efe Çete Ayşe (2011)
Sabahattin Burhan Hocamız, bugün Nazilli’de oturmakta…
Sağlığı elverdiği ölçüde edebî çalışmalarını sürdürmekte… Araştırma yazılarına ve makalelerine devam etmektedir.
Kaleme aldığı birbirinden kıymetli eserleri ile ilgili konferanslar vermekte… Onur konuğu olarak anma etkinliklerine davet edilmekte… Engin birikimi, muhabbet ve sevgisiyle gönülleri fethetmektedir.
Rabbimden sağlık ve afiyetinin daim olması, daha nice eserlere imza atması dilek ve dualarımla…
MESUT ÖZÜNLÜ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.