- 417 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ARTEMISIA XV
Maraton Savaşı
1 ağustos 490
Büyük Darius’un ölüm ve vahşet kusan 25000 kişilik ordusu ile kendilerini Halikarnasos’un sularında bekleyen 600 gemilik donanma için korkutucu ayak sesleri ile Karia da dehşet saçan ürpertici görüntüleriyle halkın gözünde korku uyandırdılar. Halk onları görünce adeta kaçacak delik arıyordu. Birçok geçtikleri yerde halka acımadıkları ve boş yere kelle aldıkları herkesçe bilindikti. Artemisia ve emrinde ki 5000 kişilik orduda onların girişini bekliyorlardı. Artemisia Büyük Darius’un önünde ordusu ile diz çökerek biat ettiğini ve emrinde olduğunu tekrar yinelemişti. Büyük Darius ise bu eğilme karşısında hoşnut olmuş atının üzerinde;
"kalk sevgili Artemisia donanma hazır mı?" Artemisia başını kaldırarak doğruldu. "evet yüce Darius donanma hazır ve gönderdiğiniz pers kaptanlar gerekli eğitimi aldılar. Yola çıkmaya hazırız" dedi. Büyük Darius; "Artemisia senin ordun ege kıyılarını bırakmayacak savaştayken bir ayaklanma daha olsun istemiyorum. Bize sadece yolu iyi bilen denizcilerinizden verin, onlar yeterli olur" diyerek ordunun gemilere binmeden önce son bir kez dinlenmesi için emir verdi.
Büyük Darius Artemisia’nın ege sularına bakan büyük salonunda General Datis ve diğer komutanlar ile son bir istişare daha yapıyordu. General Datis; masanın üzerinde ki deri üzerine çizilmiş Ege denizi ve kıyılarını gösteren haritaya elini uzatarak "Atina’ya direk çıkarma yapmamız bizim için bir kumar olmayacaktır, çünkü Sparta onları bu savaşta yalnız bırakacak" dedi ve haritaya bakarak devam etti. " Atina’nın Eretria’dan başka bir müttefiki olacağını sanmıyorum" dedi. Büyük Darius Artemisia’ya baktı Artemisia General Datis’in fikrini çürütmeliydi. Artemisia "bence Atina’da General Datis’in yapacağı hamleyi bekliyor. Çünkü pers ordusunun kendine güveni olduğunu biliyorlar ve Denizden karaya ayak basar basmaz Atina sokaklarında dehşet saçacak olan pers ordusunun direk kadın çocuk ve yaşlılara zarar vereceğinden endişe eden Atinalılar şimdiden önlemlerini almıştır. Zafer bizim olabilir lakin çok kayıp verdiğimiz için bu zafer bizi fazla sevindirmeyecektir." Büyük Darius; "peki sen ne önerirsin?" Artemisia haritanın üzerinde duran işlemeli ince ahşap sopayı alıp Naxos üzerinden Atina’ya yakın bir yerden çıkarma yapabilirsek iyi olacağı kanaatindeyim efendim,"dedi. Darius haritanın başında sakalını kaşıyarak "evet o yolu kullanacağım zaten, Artemisia doğru düşünmüşsün lakin tek maksadım Atina’yı ele geçirmek değil. Önce naxos adasına kaçan iyonlulara Büyük Darius’tan kaçılmayacağını göstermek, akabinde İyonlulara destek verip kışkırtan Eretria’ya destek verdiği her şeye ne kadar ihtiyacı olduğunu göstereceğim sonrada Atina’ya yürüyerek onlara ölümün ayak seslerini götüreceğim" dedi ve gülümsedi. General Datis ve başta Artemisia olmak üzere, diğer komutanlar eğilerek Büyük Darius en iyisini bilir" dediler.
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra ertesi gün sabah erkenden Naxos’a hareket ettiler. Bu arada Artemisia gerekli bilgiyi Atina’ya göndermişti bile. Büyük Darius Naxos adasında vaktini harcayacağını düşünen Artemisia, Atina’ya haber ulaşmıştı bile 5000 kişilik ordu başlarında Mildiates ile Eretria’ya doğru yola çıkmak için bekliyordu. Ama bu yeterli bir sayı değildi, senatonun ileri gelenlerinden 5 kişi savaşı onaylamamıştı. Çünkü 5000 kişilik ordu Eretria’dan gelen son haberlere göre 30000 kişilik ordunun çeyreği bile değildi. Senato’da önemli ve söz sahibi olan Kallimakhos general Mildiates’i desteklemiş ve diğer senato üyelerini de Perslere satılmış olabileceklerini itham ederek susmalarını sağlamıştı. senato’nun isteği ile Sparta’ya ve diğer Grek şehirlerine haberci gönderdiler.
Senato’nun içinde ki hainlerin olabileceği düşüncesiyle sparta’dan gelen 2000 kişilik ordu Atina ile Eretria arasında ki Maraton ovasında bekliyorlardı. Atina’dan gelecek birliklerle beraber hareket edeceklerdi. Büyük Darius Artemisia’nın planladığının aksine Naxos adasını fazla önemsemeyip fazla beklemeden Eretria’ya yol almıştı. Eretria’ya Atina ordusunun yetişmesine imkân yoktu. Haberci olarak o zaman ki en iyi koşucusu olan Pheidippides’i senato Sparta’ya yardım çağrısı için göndermişti. Pheidippides Atların gidemeyeceği yollardan kısa bir güzergâh izleyerek gideceğinden daha çabuk yardım çağırabilecekti. Pheidippies yardım çağırmak üzere Sparta’ya koşarken Pers ordusu Eretria’da zorlu bir savaşla karşı karşıyaydı. Eretria halkından baş kaldıran kadın erkek yaşlı çocuk ne varsa kılıçla dize getirmişlerdi. Lakin bu mücadele pers ordusuna bi hayli zaman kaybettirmişti. Büyük Darius Eretria’da bir savaşmanın bu kadar zor olacağını tahmin etmemişti. Lakin sonunda kazanılan zaferle Eretria "ekmek ve su" vermeyi kabul etmiştir. Büyük Darius’a göre ekmek ve su vermeyi kabul eden toplumlar pers ordusuna istenildiğinde maddi yardımı esirgemeyecekti. Bu topraklardan daha ileriye gidebilmek ve yeni zaferler için gerekli desteği ana topraklardan beklemek yerine savaşı kazandığı yerden istenilen yardım elbette ki köleleştirme, eziyet, vergi borçlanması gibi durumlardan daha iyi olduğu düşünülürse işgal edilen bölgede ki halk için kabul edilebilirdi. Bu demokratik bir çözüm gibi görünse de Büyük Darius’un akilâne bir planıydı. Gerekli lojistik ve yiyecek desteğin bir kısmını Eretria’dan sağlayıp Atina’yı ele geçirmek ve daha sonrasında Eretria ve Atina’ya bir satrap atayıp orayı vergiye bağlamaktı. Eretria’da ki pers donanmasının ve orada kalan pers askerlerinin zarar görmemesi içinde bu plan şimdilik "ekmek ve su" verilmesi adı altında kalacaktı. Büyük Darius General Datis’in Eretria’da ki direniş karşısında ki eksiklikleri görerek daha dikkatli olmaları konusunda bir karar almış ve General Datis’e göre daha genç ve cüsseli olan Komutan Artaphernes’i 2000 asker ile önceden gidip Atina’ya giden yolun güvenliğini sağlamak için görevlendirmiştir. Artaphernes ise maraton ovasına kadar güvenli bir şekilde yol almış lakin maraton ovasında gördüğü yunan birliği karşısında saldırıya geçmek yerine savunmada bekleyerek Büyük Darius’a bir haberci göndermiştir. Maraton ovasına önceden konuşlanmış sparta birlikleri de saldırıya geçmek yerine gelecek diğer yunan birliklerini bekleyeceklerdi. Bu arada her türlü saldırıya karşı hazırlıklarını tamamlamışlardı. Lakin Perslerin neden hareket etmediğini bir türlü anlamamışlardı. Bu sırada Atina’dan Sparta’ya giden haberci Sparta Kralının öldüğünü ve yerine oğlu Leonidas’ın geçtiği haberi ile Sparta’nın yas tuttuğu için bu savaşa katılamayacağı haberini savaşın olacağı yere yani Maraton ovasına Mildiates’e haber vermek için Pheidippies tüm gücüyle koşmaya başlamıştı.
i.ö. 12 Ağustos 490
Grek ordusu Atina’dan Maraton Ovasına gelen birlikler yolda katılanlar ve Maraton Ovasına önceden gelen Sparta birliğinin yanına gelip katılanlarla birlikte 10000 askeri bulmuştu. Başlarında General Mildiates ve Temistokles’in bulunduğu ordu hareket etmeden bekliyorlardı. Pers birlikleride hemen hemen onlardan birkaç saat önce gelmiş Maraton ovasında ki bu küçük ordu ile konuşmak için komutan Artaphernes ve yanında en iyi beş savaşçı ile Atina ordusunun önüne kadar göndermişti. Artaphernes konuşmak için geldiğinde Mildiates ve Themistokles Maraton ovasından 7500 kişilik ordu ile giriş yapmışlardı. Artaphernes Maraton ovasında bekleyen 2500 kişilik yunan ordusuna 200 metre kala Maraton ovasını titreten mızrak ve kalkanların bir birine çarpma sesi ile irkilmişti ve geri kaçmak ise zaten ölümdü. Tüm yunan birlikleri önceden konuşlanmış Sparta birliğinin önünde saf tutarak bölük bölük yerlerini alana kadar Komutan Artaphernes bekledi. Sonunda herkes yerini aldıktan sonra Artaphernes ile yunan ordusu arasında ki 200 metre mesafe artık 5 metre bile değildi. Mildiates ve Themistokles Ordunun en ön safına geçerek Artaphernes’in konuşması için öylece durdular. Artaphernes Atının üzerinde elinde ki fermanı çıkarıp başı ile eğilerek selamlayıp, "gölgesi doğuyu ve batıyı, kuzeyi ve güneyi kanatları altına almış Ahameniş imparatoru büyük Darius der ki; baş kaldırarak isyan edip şehirlerime saldırı yapan İyonlular ve onu kışkırtan destekçileri Eretria’lı general Eualcides ve ordusunu Efes’te yendim. Benim adaletimden ve egemenliğimden kaçan iyon halkı ve askerlerini Lade’de deniz savaşında Naksos’ta yendim. Batı anadolu’da ki grek azınlıklara destek veren Eretria’yı da yendim. Şimdi size söylüyorum ordunuzun ordum karşısında hiçbir şansı yok, bir an önce gelerek diz çöküp biat ederseniz, ekmek ve su vermeyi kabul ederseniz. Kan dökülmeden savaş son bulur Atina tekrar Hippias’ın Tiran’lığı altında müttefikimiz olur ve halk huzur içinde yaşar. Şayet bu söylediklerim kabul edilmez ise bu ova mezarınız olur ve Atina savunmasız kalır ve Benim azabımı tadar." Diyerek elinde ki fermanı rulo haline getirip tekrar başını eğip belinde ki kuşağın arasına sıkıştırdı. General Mildiates "ben senin kralın gibi süslü laflar etmeyeceğim. Git kralına söyle bizi burada daha fazla bekletmesin, savaş meydanında kalem değil kılıçlar konuşur," dedi. Artaphernes gülerek "şansınız oluğunu mu sanıyorsun?" Themistokles, "şansımız olduğunu sanmıyoruz, iyi savaşacağımızı ve galip geleceğimizi biliyoruz" dedi Mildiates ise ek olarak "daha fazla beklemeyin yoksa askerlerimin benim gibi size tahammülü olmayacaktır," diyerek gözlerini kısarak Artaphernes’e baktı. Artaphernes yanında ki askerleri alarak Büyük Darius’un yanına gitti ve savaş için Greklerin hazır olduğunu söyledi. Darius "şu yunanlıların Tanrılarının içinde keçi başlı adam var mıydı? Bir avuç orduyla karşı koyabileceklerini sanıyorlar" diyerek güldü. Darius yüksekçe bir yere geçerek 1000 kişilik bir koruma ile savaşı izlemek için beklemeye başladı. General Datis ve Artaphernes ise ordunun önünde durup komutanları toplayıp gerekli talimatları verdiler. Diğer taraftan ise General Mildiates ve Themistokles orduya gerekli talimatları vermişlerdi. Orduyu üçe böldüler orta, sağ ve sol. Ortada tecrübesiz askerler önce ileri atılacak ve üzerine çektikleri pers askerlerini oyalarken sağ ve sol kanatlardan tecrübeli askerler pers ordusunu kapana kıstıracaklardı. Sonunda Pers askerlerinin savaş borularının sesi ile beklenen an gelmişti. Sağda General Datis, solda Artaphernes ile saldırıya geçen persler yunanlıların beklediği gibi ortada ki zayıf askerlere doğru saldırıya geçmişlerdi ki geriden gelip iki taraftan Perslerin etrafını saran hayatlarını savaşçılığa adamış usta askerler adeta Perslerin kanından yeri kızıla çevirmişlerdi. Bir anda bu sert savaşla karşılaşan ve hayatında bu denli bir kayıp görmeyen General Datis korkuya kapılmıştı. Diğer pers askerlerinin de gözünde bu korkuyu görmemek imkansızdı. İmparator Darius ordunun sağ etrafına adeta dehşet saçarak savaşan Themistokles’i ve diğer kanatta adeta efsaneleşen bir hız ve çeviklikle ustaca pers askerlerini bir tırpan misali biçen Mildiates’i gördükçe deliye dönüyordu. Daha dakikalar olmasına rağmen ağır kayıplar vermeye başlamışlardı. İmparator Darius savaş meydanına inmemek için kendini zor tutuyordu. Savaşmak için yaşının bir hayli ileride olduğunu biliyordu lakin bu denli ağır kayıpları da hazmedemiyordu. Saatler süren mücadele sonucu ağır hezimete uğrayan pers ordusu General Datis’in emri ile geri çekilmişti. İki tarafta ölülerini toplamak için uzlaşmışlardı. İmparator Darius iki generalide yanına çağırıp onlara hakaret dolu sözler etti. Lakin geri çekilme emrini veren Datis’e çok öfkeli olduğundan oracıkta kılıcını çekip kafasını bedeninden ayırdı. Korku ve dehşete kapılan Artaphernes ise son anda bağışladığını Darius’un tekmesi ile omzundan iterek düşürdüğünde anlamıştı. Darius pers ordusunun 6000 kayıp verdiğini ve yunanlıların ise 200 den bile az kayıp verdiğini gördüğünde bu durumda savaşa devam edemeyeceğini askerlerinin moral motivasyonun düştüğünü görerek geri çekilme kararı almıştı.
Maraton ovasına Sparta’dan haber getiren Pheidippies ie yunanlıların bu galibiyetini ve Perslerin çekildiğini görünce bu haberi iletmek için koşarak Atina’ya doğru yola çıktı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.