Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
SelimADIM
SelimADIM

Sokak hikâyecisi

Yorum

Sokak hikâyecisi

11

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

921

Okunma

Okuduğunuz yazı 17.4.2020 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Sokak hikâyecisi

Sokak hikâyecisi

Gökyüzünun ayrılmaz parçası pamuk yumağı bulutlar ağlamaya başlamadan yola revan olmak gerekti.Her köyden şehre inişte, ilmek ilmek işlediği yeni hikayeleri unutmamak için verdiği mücadele muazzamdı.O mücadeleye, Hızır İlyas bahar öncesi iner de ona yardım ederlerdi sanki.O anlatır, onlar dinlerdi.Köy mezarlığında medfun güruh ezberlemişti o malum ve masum hikayeleri ...

Herkes onu "Çarıklı" diye çağırırdı.Yaz kış giydiği el yapımı çarıkları ona hoş bir görüntü sağlıyordu. Hele keçe pantolon ve yeleğiyle, sanki Mevlana dergahından çıkıp gelmiş derviş görüntüsüne sokuyordu.Kedine has bariton kadife sesine kattığı yöresel şive onu ulaşılmaz kılıyordu.

Oyunun başında ve sonunda her daim elinden düşürmediği kızılcık ağacından yapılmış bastonunu yere vurup ;

" Ey ahali bilesiz ki bu hekatın sonu insanlığın da sonudur" dediğinde kalpağını çıkarır seyirciyi yarı beline kadar eğilerek selamladı.O an bir alkış tufanı kopardı.Hele de en önde oturan cocuklarin heyecanı görülmeye değerdi.
Bir hafta sürecek olan uzun hikayenin en heyecanlı yerinde kesilmesi seyirciye garip geliyordu.Hikayenin devamını bekleyen ahali tahta sandalyelerden kalkıp evlerine yol aldıklarında: Zal oğlu Rüstem yanlarında tin tin gezerdi sanki. Yaralı Mahmut’un yaralarını onlar sarardı.
Hayber kalesinde Hz.Ali’ye su veren el di onlar..

Şehirden onu devlet kapısına davet etmişler.Bildigi hikayeleri heyete bir bir anlatacakmış.Üniversiteden hocalar da olacakmış.Yirmibeş yıl olmuş köy köy, toy toy gezeli.Nice gençler geldi geçti tezgahından, nice gelinler ağladı durdu hayallerine mugayir.

Özelikle yöresel kıyafetleriyle gelmesini istemişlerdi.Kamereya alacaklarmış. Yetmişbir yılının ilk Tv programının bir parçası olacakmış. Kısa bir hikayeyi kamera karşısında anlatacak ve seyircilere meddahlığın inceliğini gösterecekmiş. Köy meydanlarında,kahvehanelerde çok hikayeler anlatmıştı.Böylesini tahayyül bile edemiyordu.

Köye onu almaya gelen tenteli yeşil çipe bineli bir saat olmuştu.Komsusu "Köse Hasan" manalı gözlerle süzmüş;

- Hayırdır gonşi zabıtlar seni ne için alırlar? Diye gıcık gıcık sorusunu sormuştu.Hiç sevmezdi o geveze düzenbazı... Hiç oralı olmadı.Elinde çantası,dilinde türküsüyle arabaya bindi.

Görevliler ona yol boyu yapacaklarını bir bir anlatmışlardı.Yine de heyecanına dur diyemiyordu bir türlü. "Olsun heyecansız işin tadı olmazmış" diyen kıvırcık saçlı,uzun boylu zayıf görevli güleç yüzlü idi.

Yüze yakın hikayeyi ezbere biliyordu.Önce üniversite öğrencilerine derste meddahlığın yaşayan efsanesi olarak ders verecekmiş.Sonra radyo programına çıkıp hayatı hakkında bilgiler verecek,
tanımayanlara kendini tanıtacakmış.
Sayısız kere geçtiği yollar hiç bu kadar uzamamıştı.Çağıldayan dere boyu kavakları bu kadar hızlı saymamıştı.
Yaklaşık, beşyüz metre ileride ki dönemecin sağında bulunan çeşmenin soğuk sularında az ferahlamamıştı.

Baş görevliye orada durabileceklerini söyledi.Abdest alacaktı. Kılınan namaz sonrası yola devam edebilirlerdi.Abı hayat suyu içmiş gibiydi.Buz gibi suyun ferahlığı tüm bedenini ve ruhunu sarmıştı.

Babası onun hafız olup imamlık yapmasını istemişti.Aralarında süren bu anlaşmazlık babasının ölümüne dek sürdü.Keşke babası da görseydi oğlunun bu başarısını...

Devamı var

Hekat: Hikaye
Gonşi: Komşu...

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sokak hikâyecisi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sokak hikâyecisi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sokak hikâyecisi yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL, @serhatbingol
18.4.2020 23:04:04
Aziz bey harika bir anlatımla kaleme almışsınız çok beğendim tebrik ederim devamını bekliyoruz.

Günün yazısını ve yazarını gönülden kutlarım.

Saygı ve sevgilerimle
Fatma Oral
Fatma Oral, @fatmaoral
18.4.2020 21:49:35
Hadi bakalım bekliyoruz devamını,

sağlıkla yazın.

Saygılarımla.
mn
mnblclr, @mnblclr
18.4.2020 20:34:42
çok güzeldi. tebrikler. yazım ve noktalamaya biraz dikkat
Etkili Yorum
UNALAN
UNALAN, @unalan
18.4.2020 18:01:25
Şiirde ki kadar nesirde de kaleminin kuvvetli olduğunu görünce iyi ki tanımışım seni dedim kardeşim, bu güzel hikayenin devamını herkes gibi bende merakla bekliyorum, ayrıca yorumları da okudum, cep telefonundan yazman, özellikle benim için önemli bir maharet, ben cep telefonundan bırak yazmayı internet bile kullanamıyorum, gönülden kutlar gözlerinden öperim
mydilsiz
mydilsiz, @mydilsiz
18.4.2020 04:05:55
merakla bekliyorum devamını... emeğinize sağlık
meleksukan
meleksukan, @meleksukan
17.4.2020 18:53:30

çok güzeldi.
uzun zamandan sonra keyifle bi yazı okudum
teşekkürler
.
Aksakal
Aksakal, @aksakal1
17.4.2020 17:42:03
1 puan verdi
Uzunluğunu bilemiyorum, ancak birkaç hatalı kelime vuruşu dışında, bir hikâye için bence olumlu bir giriş... Selamlarımla...(Aksakal)
yeğinadnan
yeğinadnan, @yeginadnan
17.4.2020 16:28:23
meftun kelimesi mezarlıktan bahisle geçince sanki medfun yerine yanlış kullanılmış gibi bir intiba veriyor keşke oraya Tutkun yada bağımlıları gibi bir kelime düşünseydin Kardeş. Yada bir önceki cümlede medfun kelimesini. birbirine telafuz yakınlığı olan kelimeler zihni yorar diye düşünüyorum. Emin değilim bu kuraldan fakat noktalamalardan sonra bir boşluk olması okunur olmayı kolay kılardı sanki.
""seyirciyi yarı beline kadar eğilerek selamladı.O an bir alkış tufanı kopardı.""Bu cümlede ise Şimdiki zamanla başlayıp hemen ardından geçmiş zamana vurgu yapmışsınız bu geçişi sağlayacak Har zaman böyleydi ...her zaman olduğu gibi geçmişe atıfla başlasaydı cümle ""eğilerek selamladının ardından gelecek olan O an bir alkış tufanı kopardıyı aramazdı gözlerimiz.Yemekten kürdan çıkmış gibi olmazdı yazı
Neyse çok olmayayım
Ellerine sağlık yinede. Evet ben senin gibi yazamam ama bu hatalara dikkat çekmemek de yazının hakkını vermemek olurdu. Kırıl diye yazmıyorum Cırıl.:)
Yinsani
Yinsani, @yinsani2
17.4.2020 14:10:34
O kadar uzaklaştı ki bir dünya, yalan çıktı o yaktı beni..öyle diyordu çekirge. Dünyanın yaşayan efsaneleri veya dünya mirasına alınan bir yerel değerimiz vardı anadolu'da belgeselini izlemiştim, düdük mü kaval mı çalıyordu, o geldi aklıma..

köylüleri omuzunda orak tırmık anadut ile giderken tarlasına o muydu koyunlarının başında,sırtını dışbudak ağacına dayamış sanatını icra eden..

elbette burada meddahlık artık internete taşınacak..
devamında güzel hikayeler okuyacağımızdan eminim..

saygıyla hocam..
sağlıkla koronasız günler dilerim.
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
17.4.2020 10:36:35
Devamı var dendiğine göre uzun soluklu bir hikayeye benziyor. Çarıklı hayatın içinden sohbeti dinlenen görmüş geçirmiş bir insan. Bir çok ufak köy ya da belde de böyle ilginç tipler olur mutlaka... Onu başka insanlara da tanıtmak, anlattıklarını anlatacaklarını geniş kitlelere ulaştırmak güzel bir düşünce.


" Ey ahali bilesiz ki bu hekatın sonu insanlığın da sonudur"
Ufak bir eleştiri bu yukarıda ki ''hekatın'' kelimesi nedir, bir harf hatası mı yoksa bizim bilmediğimiz yerel bir kelime mi?
Bir de ''gonşi'' kelimesi var onun da sanırım yerel ağız da bir anlamı var. Bunların yazının altında küçük küçük notlarla açıklanması biz okuyucuları da bilgi sahibi yapacaktır.

Kutlarım içtenlikle böyle yaşanmışlıkların kıyı da köşede kalmayıp öyküleştirilmesi çok yerinde ve güzel Selim Bey...
Serkan BOL
Serkan BOL, @serkanbol
17.4.2020 01:24:02
Devamını bekliyoruz.

Yüreğinize sağlık üstad.

Saygılarımla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL